17 Mayıs 2017 Çarşamba
Selçuklu'nun ve Mevlana'nın Kenti Konya - 2 - Arkeoloji Müzesi
4 Mayıs 2017 Perşembe
Yerebatan Sarnıcı
İstanbul Sultanahmet'te Ayasofya'nın güneybatısında Bizans İmparatoru I. Justinianus (527-565) tarafından 542 yılında şehrin su ihtiyacını karşılamak amacıyla yaptırılmış 1500 yıllık bir Bizans Sarnıcı... Yeraltındaki kapalı sarnıç suyun içinden yükselen 336 sütunu nedeniyle Yerebatan Sarayı ve aynı yerlerde önceden bazilika bulunduğundan Bazilika Sarnıcı olarak adlandırılır. 52 basamaklı taş merdivenle içine inilen; 9800 metrekare alanı kaplayan; dikdörtgen planlı yapı 140 metre uzunluğa, 70 metre genişliğe ve 9 metre yüksekliğinde 336 sütuna sahip. Farklı özellikler gösteren ve antik yapılardan toplanan tek veya iki parçalı mermer sütunların başlıkları akantus yapraklarıyla bezeli Korint ve bezemesiz Dor tarzında. Taşıyıcı sistemde sütunların üzerinde kemerler ve çapraz tonozlu örtü sistemi görülüyor. 4.80 metre kalınlığındaki tuğla duvarlara ve tuğla zemine kalın bir sıvayla su geçirmezlik sağlanmış. Bizans Dönemi'nde imparatorların oturduğu Büyük Saray'ın ve İstanbul'un fethinden sonra Osmanlı Dönemi'nde kısa bir süre için Topkapı Sarayı'nın bahçelerinin su ihyiyacı için kullanılan sarnıç çeşitli onarımlar geçirdikten sonra günümüze kadar ulaşır.
29 Nisan 2017 Cumartesi
13. Yıl Anısına
Ressam Nazmi Yılmaz (1944 İstanbul - 2004 İstanbul)
Sevgili babamı hayattan ayrılışının 13. yılında sevgi, saygı ve büyük özlemle anıyorum...
*****
Bu sayfalardaki yazıların tüm hakları yazara aittir. Sadece kaynak
gösterilerek, yazar adı ve orijinal sayfanın aktif linki belirtilerek
alıntı yapılabilir ve paylaşılabilir. Nalan Yılmaz adıyla tüm yazılar 'Creative Commons Attribution Noncommercial-No Derivative Works 3.0 Unported License' altında tescillidir.
20 Nisan 2017 Perşembe
İstanbul'da Japon Kiraz Ağaçları
Bahar bir üşüten bir ısıtan; bir güneşli bir yağmurlu haliyle kendini hissettiriyor. Kuşlar cıvıl cıvıl. Ağaçlar çiçek açıyor, doğa güzelliğini göstermeye başlıyor. Erguvanlar, manolyalar, leylaklar, mor salkımlar, erik ağaçları
vb. ile birlikte çiçekler de coşuyor. Nisan kısa süreli lalelerin, sümbüllerin ve papatyanın da
zamanı. İstanbul'un parkları, bahçeleri, yol kenarları her renkten
lalelerle dolup taşıyor. Mart sonundan Nisan sonuna kadar en sevdiğim
ağaçlar sakuralar elbette 🌳. En açık tonlarından en koyu tonuna kadar
pembe, sarı ve beyaz çiçek açan kiraz ağaçları... Japonya'ya özgü bu
ağaçların 600'den fazla çeşidi var. Bu bahar da Baltalimanı Japon Bahçesi, Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi ve Göztepe 60. Yıl Parkı'nda onlara kavuştum. Bol bol seyrettim. Pembe ve beyaz çiçeklerinin altından gökyüzünün maviliğine bakarken huzurlu ve mutlu oldum. Gözümü güzelliklerinden alamadım. Çiçeklerin yaprakları ahenkle yüzüme dökülürken -🌸 pembe ve beyaz ipeksi yağmur altında 🌸- tatlı bir hüzünle birlikte Japonların 'Hanami' dedikleri geleneklerine hayranlık duydum.
5 Nisan 2017 Çarşamba
İlkbaharda Alaçatı Sokakları
İlkbahar: doğanın uyanışının izlendiği güzel mevsim... Güneş çıkınca ince giysiler, güneş bulutların arkasına gizlenince ceket veya mont giyilen kararsız havaların zamanı... Baharda gezmek de ayrı güzel. Mart'ın son günü Nisan'ın ilk günleri Alaçatı'da güneşli ve hafif esintili güzel bir havada yazı özleyenler tişörtle biraz üşüyenler ise ceket ve montla geziniyordu. Restoran, kafe ve dükkan gibi mekanların bir kısmı açılmış, bir kısmı da 7- 9 Nisan tarihlerinde düzenlenecek 8. Ot Festivali'ne yetişmek için heyecanlı ve yoğun bir hazırlık içindeydi. Ot Festivali'nde turizm şirketlerinin düzenlediği turlarla Alaçatı'ya binlerce kişi geliyor ve otellerde yer bulmak güçleşiyor. Egeye özgü otların satıldığı ve lezzetli zeytinyağlı yemeklerin hazırlandığı festival kapsamında çok sayıda etkinlik de düzenleniyor. Bu yılın otu olarak ısırgan
seçilmiş. Festivalin kalabalık ve hareketli geçeceği kesin. Yine de
Alaçatı sokaklarının sakinken tadını çıkarmak ayrı bir keyif.
Özellikle eski hallerine uygun şekilde restore edilip butik otellere dönüşen iki katlı, cumbalı, avlulu taş evleriyle ünlü olan Alaçatı, Çeşme'ye bağlı son yılların en gözde ve trend yerlerinden biri. Akdeniz'in Provence stilinin ön planda olduğu bu güzel yerleşim aynı zamanda sörf yapanların tercih ettiği rüzgarlı denize de sahip. Çoğunlukla mavi olmakla birlikte pastel tonlardaki kapıları ve panjurlarıyla cumbalı taş evlerin sıralandığı arnavut kaldırımlı dar sokaklarda yürürken sanki zaman duruyor. Kaplumbağa gibi yavaş yavaş ilerleyerek an'ın getirdiklerine odaklanmak isteyenler ve aylak gezginler için harika. Ülkenin ve dünyanın gündeminden uzak, huzurlu bir yaşam vaat eden ortam insanı kendi içine çekiyor. Bu çekilmeye hemen ayak uydurmak iyi hissettiriyor.
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)