Filibeli Ahmed Hilmi'nin 'A’mâk-ı Hayâl'ini okuyuşum bu blogun açılış tarihine denk geliyor. Hatta kitaptan etkilenmem sonucu blogun başlığını 'hiçlik zirvesi' koymuştum. Sonra 2006 tarihli Agora'da yayınlanan kısa düşüncelerimin başlığı olan Hiçlikte Bir An oldu. A'mâk-ı Hayal hakikate ulaşma, hayatın sonu ile ilgili konuları hikayelerle anlatan felsefi yönü belirgin bir kitap:
"Ey can! Şu ölümlü dünyaya şöyle bir bak! Gafletten kurtul çünkü meydanın boş olmadığını bil! Bir zamanlar dünyaya hükmeden Sultan Süleyman ve İskender Han neredeler? Yüz bin senelik ömrü neşeyle geçirsen bile hepsi kısa bir AN içindir. Dünyanın aldatıcı bu bağ ve bahçesi ne gül ne de bülbüle kalıcıdır. Zaten felek, şimdiye kadar kime istediği gibi yâr olmuş ki!" s: 25 ...
"Nefsin istek ve arzularına uyup boş yere kendini harap etme! Meşhur birisi olmaya kalkma, sonra rahatın kaçar... Dünyada sahip olduğun makam ve mevki ile gururlanma... Olgun insanlar dünyanın geçici zevkine kapılıp aldanmadılar çünkü onlar bu dünyanın sadece dinlenilecek bir gölge ve gelip geçici bir arzu, oyun ve hayal olduğunu anlamışlardı. Rüyanın gerçekle ilgisi ne kadarsa, dünyanın da zevkle alakası ancak o kadardır..." s: 26.
"Ey başı boş yürüyen yolcu, durma yoluna devam et, yürü! Bu geçici dünyanın zevkleri, seni Allah'a ulaştıracak yoldan sakın alıkoymasın. Bu gördüğün eşsiz güzellikler ve insanı baştan çıkaran boş tatlılıkların hepsi rüya ve hayalden ibarettir. Ey yolcu! Allah'a kavuşma yolunda devamlı yükselesin! Yürü, KENDİNDE YOK OL! Olgunluğun dereceleri bunlardır. Yürü! Dünyanın süsünü terket! Terk et ki Allah'a kavuşma kadehinden içesin! Yürü, işte o zaman HİÇLİK TEPESİ'nde Allah'ın tecelli ettiğini görürsün." s: 30
"Zaman bu zamandır, zaman bu zaman. Geçmişi
hatırlamak insana korku, acı ve üzüntü verir. Sakın kaderle uğraşma
çünkü herkes bu dünyadan bir gün gelip gidecektir... Gerek bugün gerekse
gelecek derdiyle uğraşma. Her günü dert ve cefa olan bu
hayatta vefa olmadığını görmüyor musun? Ey safa ve mutluluğu arzu eden,
sakın ömrünü boşa geçirme!... Bu dünyada bilen kişi Edhem'miş, bilmeyen
ise sersem! Bu dünyanın sonu da kısa bir an'mış gerisi boşmuş. Zaman bu
zamandır, zaman bu zaman." s: 38
"Kaf Dağı hakkında söylentiler çoktur fakat hakikati bilen ve bu dağı gören hiç kimseye rastlamadık. Bazılarına göre Kaf Dağı, dünyamızı çepeçevre kuşatmış zümrütten bir dağ, bazılarına göre de dünyanın tam ortasında, gökyüzüne doğru uzanan tek ve büyük bir dağdır. Oraya nereden gidilir? Dünyanın neresindedir? Bu belli değil...Anka Kaf Dağı'nda yaşayan bir kuşmuş, hem de öyle bir kuşmuş ki konuşur, milyonlarca seneden beri yaşar ama hiç ölmezmiş. Alim ve bilge kimselerin bile bilmediği şeyleri bilirmiş. Fakat onu ne gören ne bilen var." s: 80
"Yaşanılan hayatta zevk ve kıymet, akıllı kimseler için güzellikleri seyretmek, cahiller içinse yemek ile şehvetten ibarettir" s: 108
"Kaf Dağı hakkında söylentiler çoktur fakat hakikati bilen ve bu dağı gören hiç kimseye rastlamadık. Bazılarına göre Kaf Dağı, dünyamızı çepeçevre kuşatmış zümrütten bir dağ, bazılarına göre de dünyanın tam ortasında, gökyüzüne doğru uzanan tek ve büyük bir dağdır. Oraya nereden gidilir? Dünyanın neresindedir? Bu belli değil...Anka Kaf Dağı'nda yaşayan bir kuşmuş, hem de öyle bir kuşmuş ki konuşur, milyonlarca seneden beri yaşar ama hiç ölmezmiş. Alim ve bilge kimselerin bile bilmediği şeyleri bilirmiş. Fakat onu ne gören ne bilen var." s: 80
"Yaşanılan hayatta zevk ve kıymet, akıllı kimseler için güzellikleri seyretmek, cahiller içinse yemek ile şehvetten ibarettir" s: 108
0 comments :
Yorum Gönder