Efsanelerde
önemli yer bulan ve kutsal sayılan dağlarla birlikte; tepesinde
dervişlerin, devlerin, ötesinde mitolojik varlıkların yaşadığı dağlardan
da söz edilir. İçenlere ölümsüzlük veren yaşam suyu Ab-ı Hayat’ın da
bulunduğu Kaf Dağı onlardan biridir. Kazvini en sıra dışı kuşun Kaf
Dağı’nın tepesinde su kenarındaki bilge ağacının dallarında yaşayan,
insan gibi konuşan ve her şeyi bilen Simurg olduğunu belirtir. Güneş ve
aydan yaratıldığına, kuşların en güzeli olduğuna inanılan Simurg
güzellik, bereket, güç gibi kavramların da simgesidir. Uçarken hava
kararır, gök gürler. Kaf Dağı’nı geçmek isteyenler (Hz. Hamza vb.) onun
üzerinde seyahat eder. Tüm bitkilerin tohumlarının üzerinde biriktiği
kutsal bir ağaçta (Tuba) yuvası vardır. 300 yaşında yumurtlayan ve 1700
yıl yaşayan dev kuş uçmaya başladığında şifalı tohumlar da yeryüzüne
dağılır. Simurg'un tüyünü veya kemiğini bulup saklayan, başkalarından
sürekli saygı görür. Doğu ve Batı sanatında tasvirlerine sıklıkla
rastlanır. Başında tepelikle, uzun boynu, göz kamaştıran rengârenk
parlak tüyleriyle ve muhteşem kuyruğuyla genellikle havada gösterilir.
Farklı kültürlerde farklı isimlerle anılır. Farsça Simurg (otuz kuş),
Arapça Anka, Türk mitolojisinde Tuğrul Kuşu veya Zümrüdüanka, Batı
dillerinde Phoenix olarak bilinir...
Firdevsi manzum bir dille eski İran krallarının hayatlarını ve
kahramanlıklarını yazdığı Şahname’de (990-1001) Elbruz dağında yaşayan
Simurg’dan da bahseder. Albino olarak doğduğu için babasının dağa terk
ettiği kralın oğlu Zal’ı yuvasında yetiştiren kuştur. Zal büyüyünce
babası Sam onu geri alır. Zal, çok şey öğrendiği Simurg’un verdiği üç
altın tüyü de alarak insanların arasına karışır. Karısı çocuğunu
doğuracağı sırada Zal, Simurg’u çağırır. Horasan’lı kahraman Rüstem
Simurg’un yardımıyla dünyaya gelir. İsfendiyar’ın yaptığı ölümcül
yaralardan Rüstem’in ve atının kurtarılması için, Zal Simurg’un
tüylerini yaktığında küllerinden yeniden belirdiğini görür. Kuşun
Rüstem’in İsfendiyar karşısında zafer kazanmasında da rolü vardır.
Osmanlı Minyatüründe Simurg - 2
İranlı şair ve mutasavvıf Feridüddin-i Attar (1136-1221) Mantık Al-Tayr
(Kuşların Dili) adlı 4724 beyitli tasavvuf edebiyatına ait mesnevi
tarzındaki eserinde kuşların kendilerine bir padişah seçmesini anlatır.
Kuşlar toplanıp “Her ülkenin bir sultanı var nasıl olur da bizim olmaz.
Hep birlikte kendimize bir sultan bulalım bari” derler. Bunun üzerine
sırtına tarikat elbisesi giymiş, başına hakikat tacını takmış Hüdhüd
konuşmaya katılır. "Kuşkusuz bizim de bir padişahımız vardır. O da Kaf
Dağı'nın ardındadır. Adı Simurg'dur, kuşların padişahıdır. O bize
yakındır ama biz ona oldukça uzağız. Herkes onun adını ağzına alamaz.
Kapısında nurdan, karanlıktan binlerce perde vardır. Onun makamına
erişmek ne buradan ne de başka âlemden kimsenin harcı değildir… Biz de
kendimizden geçelim, yola düşelim. Bu yolda güle ağlaya yürüyelim. Bir
iz bulabilirsek ne mutlu bulamazsak o olmadan yaşamak ayıp bize."
Hz. Süleyman’ın habercisi ve başında tepelik olan, çok uzaklardaki suyu havadan görebilen Hüdhüd’ün (İbibik Kuşu) önderliğinde yüzlerce kuş Kaf Dağının tepesinde yaşayan bilge kuş Simurg’a gitmek için yola çıkar. Geçilmesi gereken yedi zorlu vadi vardır: İstek, Aşk, Marifet, İstiğna, Tevhid, Hayret ve Fenâ. Her biri ayrı bir insan karakterini ve zaaflarını temsil eden kuşlar gidiş yolunda sorunlarla karşılaştıkça Hüdhüd sabırla soruları yanıtlamaya, evliyalar ve peygamberlerle ilgili hikâyeler anlatarak onları rahatlatmaya çalışır. Hastalıktan, açlıktan, yorgunluktan perişan olan kuşların sadece otuzu bütün güçlükleri aşıp Simurg’un yaşadığı yere ulaşabilir. Gökyüzünde Simurg’u gördüklerinde onun aslında kendileri olduğunu anlarlar. Simurg burada semboliktir. Gerçek yolculuğun kendine yapıldığını ifade eder...
Hz. Süleyman’ın habercisi ve başında tepelik olan, çok uzaklardaki suyu havadan görebilen Hüdhüd’ün (İbibik Kuşu) önderliğinde yüzlerce kuş Kaf Dağının tepesinde yaşayan bilge kuş Simurg’a gitmek için yola çıkar. Geçilmesi gereken yedi zorlu vadi vardır: İstek, Aşk, Marifet, İstiğna, Tevhid, Hayret ve Fenâ. Her biri ayrı bir insan karakterini ve zaaflarını temsil eden kuşlar gidiş yolunda sorunlarla karşılaştıkça Hüdhüd sabırla soruları yanıtlamaya, evliyalar ve peygamberlerle ilgili hikâyeler anlatarak onları rahatlatmaya çalışır. Hastalıktan, açlıktan, yorgunluktan perişan olan kuşların sadece otuzu bütün güçlükleri aşıp Simurg’un yaşadığı yere ulaşabilir. Gökyüzünde Simurg’u gördüklerinde onun aslında kendileri olduğunu anlarlar. Simurg burada semboliktir. Gerçek yolculuğun kendine yapıldığını ifade eder...
Osmanlı Minyatüründe Simurg - 2
Nalan Yılmaz, Osmanlı Minyatüründe Simurg, 11 Mart 2013, Lebriz Sanal Dergi
****Bu sayfalardaki yazıların tüm hakları yazara aittir. Sadece kaynak
gösterilerek, yazar adı ve orijinal sayfanın aktif linki belirtilerek
alıntı yapılabilir ve paylaşılabilir. Nalan Yılmaz adıyla tüm yazılar 'Creative Commons Attribution Noncommercial-No Derivative Works 3.0 Unported License' altında tescillidir. 2008-2018
Creative and celestial painting and handicraft collection. Really great and awesome collection. Nice to visit your blog.
YanıtlaSilI really enjoyed your blog Thanks for sharing such an informative post.
YanıtlaSilThank you for another excellent post. Great experience share this post.
YanıtlaSilThanks for writing about Kaf Dağı. Very well written and useful information.
YanıtlaSilGreat post
YanıtlaSil