20 Kasım 2008 Perşembe

19. Yüzyıl Akımı: Arts and Crafts

18. yüzyıl sonunda Avrupa'da endüstri devrimi gerçekleşir. Endüstri devriminin ardından İngiltere'de makine kullanımı buharlı makinelerle yaygınlaşır. İnsan ve hayvan gücünün yerine makine geçer. Kırsal kesimlerden kentlere göçler başlar. İngiltere'de nüfusun çok az bir kesimi kentte yaşarken 30 yıl içinde yarısı kentli olur. Tren 1825'te İngiltere'de, 1829'da Amerika'da, 1835'te Almanya'da ve 1874'te Osmanlı'da görülür. 1855'te ilk elektrikli telgraf, 1862'de telefon, elektrik santralleri, 1885'te motorlu taşıtlar ortaya çıkar. Hızlı kentleşme sonucu oluşan karışıklık strese yol açar.

Eski kentlerin yerine yenileri kurulur. Sanayi devrimiyle mekanik üretim ön plana geçer, el sanatları geriler. Küçük dükkanların yerini fabrikalar alır. Kentleşme yeni yapıların inşa edilmesini zorunlu kılar. Yeni yapılarda demir kullanımı önem kazanır. Endüstri yapıları dışta geleneksel görünüme sahipken içte demir kullanılan geniş bir strüktür ve mühendislik yapılarıdır. İkinci malzeme camdır. Demir daha çok pasajlarda, sergi salonlarında, istasyonlarda, cam ise konut yapılarında uygulanır. Endüstri devrimi sonucu oluşan yeni kentlerde yeni planlamalar yapılır: kent içinde pasajlar, sergi binaları, depolar, kütüphaneler, mağazalar, gar binaları, borsa binaları, seralar, botanik bahçeleri ve köprüler gibi..


19. yüzyıl sanatında çeşitlilik, ilerlemeler ve geriye dönüşler vardır. Arka arkaya kısa sürelerle sanatta yenilikler görülür. Koleksiyoncular, sanatçılar ve yazarlar 15. yüzyıl İtalyan sanatına ilgi duyarlar. İngiltere'de Ön-Raffaellocular adını alan bir grup doğanın yalın ve dürüst bir şekilde verilmesinden yanadır. İngiliz şiiri ve efsaneleri konu olarak alınır. Resimlerde parlaklığa ve ayrıntılarda yalınlığa dikkat ederler (1). Bu grubun sanatı Arts and Crafts hareketini de yakından etkiler. İngiliz hükümeti 18. yüzyıldan beri sanatçılar ve zanaatçıların beraber çalışmasını desteklemiştir.
1835'te üretimde kalite ve standardı yükseltmek için bir devlet okulu kurulur. Okulda John Ruskin ve Ön-Raffaellocu sanatçılar öğretmen olarak çalışırlar. Okuldaki zanaatçılar onların görüş ve fikirlerini öğrenirler. Endüstri devrimi sonucu zanaatkar çalışmaların geleneksel yöntemlerinin uygulandığı atölyeler yerini daha geniş atölyelere bırakır. Sanat ve zanaatı birleştirme çabaları zanaatçılara da iş imkanı sağlar. İngiliz zanaatçıları tek parça üretimden kopmamış, üretimi arttırmak için dışarıdan sanatçı getirmişlerdir. Arts and Crafts hareketi İngiltere'de Ortaçağ zanaat geleneğini canlandırmaya çalışmıştır. John Ruskin 1851'de bir kitap yayınlar. Gotiğin doğasından söz eder; İnsanın çalışmadan aldığı mutluluk ve inancın dışa vurulması. Ruskin'in açıklamaları William Morris'i etkiler. 1888'te Arts and Crafts sergi grubu oluşur. 1860'da Morris, arkadaşı Philip Webb'in tasarladığı Kırmızı Ev'e taşınır. Ev sivri çatılı, gotik kemerli pencereleri ve kapıları, çitle çevrili bahçesiyle ortaçağ yapılarına benzer. Mobilyalar 1861'de Morris'in ortaçağ atölyesi gibi çalışan şirketinde yapılır.

Morris iç mimarideki eşyaların fabrika üretimi olmasına karşıdır. Sanatın insan için insan tarafından yapılmasını savunur ve geniş kitlelere hitap etmek ister. Günlük kullanım üretimine estetik kaygılar ve bu konuda bilinçlenme Morris sayesindedir. Atölyede duvar kağıdı, grafik, tekstil, mobilya, kitap vb...şeyler tasarlanır. Tasarımcılar Morris, Dante Gabriel Rosetti ve Edvard Burne-Jones'tur.  Halkın sanat beğenisini yükseltmekte önemli bir rol oynarlar. Ortaçağ minyatürlerinin iki boyutlu yüzeysel bezemelerinden, desen ve çizimlerinden etkilenirler. 1856'da basılan 'Bezeme Sözlüğü' adlı kitapta ilk çağlardan o güne kadar bütün bezemelere yer verilir. "Morris'in kumaş, duvar kağıdı ve bilhassa kitaplarda eriştiği sonuçlar makine ürünleri üzerinde etkilerini süsleme açısından göstermiştir" (3). Morris makineye karşıdır. 1887'de yayınlanan 'The Aims of Art'daki denemesinde bunu dile getirmiştir. Makinenin insanı çalışmaktan kurtaracağını ama el işçiliğinin güzelliğin yaratılmasında daha etkin olduğunu savunur.

19. yüzyılın ikinci yarısında Avrupa yakın geçmişi ve geleceğine oranla biraz daha huzurlu bir ortam vardır. Ancak büyük kitlelerin beğendiği sıkıcı olmaya başlar. Makineleşen kentlerde tarihsel kalıplar içinde mimari anlayış hakimdir. Gelişmeler büyük ölçüde Antik Yunan'a bağlanır. Bu eğilimlere tepkiler Ön-Raffaellocular'ın ardından Arts and Crafts hareketiyle İngiltere'den gelmiştir. William Morris'in "Sanatın artık hiçbir kökü kalmamıştır. Sanatçılar günlük hayattan tamamıyla uzaklaşarak kendilerini eski Yunan ve Roma'ya kaptırmışlardır. Sanat da tıpkı eğitim ve özgürlük gibi yalnız birkaç kişiye ait olmamalıdır. Herkesle paylaşılmadıkça sanatın ne değeri olabilir" (4) sözleri yüzyılın sonlarındaki değişimi vurgular.

Notlar:

(1) Doğanın doğru olarak yansıtılmasının yanı sıra iç dünyayı da vermeye çalışırlar.
(2) Rosetti ve Edvard Jones Ön-Raffaellocu grupta yer alan sanatçılardandır.
(3) Read, Herbert, Sanat ve Endüstri, çev: Nigan Bayazıt, İ.T.Ü. Matbaası, İstanbul, 1973
(4) Kantoğlu, Filiz, Çağdaş Dizayn, Mimarlık, 41, İstanbul, Mart 1967, s: 43

NALAN YILMAZ, 16 Aralık 2002, Pazartesi, Hürriyet, Agora

NALAN YILMAZ, 19. Yüzyılda İngiltere’de ‘Güzel Sanatlar ve El Sanatları, 12 Ekim 2011, Lebriz Sanal Dergi

Bu konuyla ilgili diğer yazılarım: 

20. Yüzyılda Mobilya Tasarımı 1
20. Yüzyılda Mobilya Tasarımı 2
De Stijl Mobilya Tasarımı
Bauhaus Mobilya Tasarımı
Gelenekten kopuş: Yeni Sanat (Art Nouveau)

*****Bu sayfalardaki yazıların tüm hakları yazara aittir. Sadece kaynak gösterilerek, yazar adı ve orijinal sayfanın aktif linki belirtilerek alıntı yapılabilir ve paylaşılabilir. Nalan Yılmaz adıyla tüm yazılar 'Creative Commons Attribution Noncommercial-No Derivative Works 3.0 Unported License' altında tescillidir.  Creative Commons License

1 yorum :

  1. pardon, onu ben öyle bulmuştum.hoşuma gitmişti yazı. teşekkürler.

    http://netarazi.blogspot.com/2007/11/arts-and-crafts-ve-art-nouveau.html

    YanıtlaSil



Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...