İstanbul, Ataşehir'de ana yollar, kavşaklar, plazalar, çok katlı binalar ortasında nefes alınacak bir yer arıyorsanız Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi doğru bir adres. Geniş bir alana yayılmış ve asıl görev olarak bitkilerin araştırılması, tanıtılması ve korunması üzerine kurulmuş ayrıca çeşitli etkinliklerin ve turla gezintilerin düzenlendiği bir bahçe burası. İstanbul'a % 12 yeşil alan sağlaması açısından da önemli. 2002'de açılan parkta 50 bine yakın ağaç ve çalının, çok sayıda bitki türünün koleksiyonu yanısıra eğitim merkezi, kütüphane, herbaryum, bahçeler, adalar, havuzlar, köprüler, çeşmelerle birlikte piknik ve çocuklar için keşif, oyun alanları da bulunuyor. Adalar; Merkez Ada, Mesire Adası, İstanbul Adası, Arboretum Adası, Anadolu Adası, Ertuğrul Adası, Meşe Adası vb. olarak adlandırılmış.
29 Mart 2017 Çarşamba
19 Şubat 2017 Pazar
Kalabalıklar
Yok Öyle Kararlı Şeyler - Kalabalıklar
Kalabalıklar Henüz fikrine bir inanan olmadıysa Fazla düşünme ne olur kendinden bir şüphe duyma Ben size uymadıysam bu benim ihtiyacım olmadığından İster az olun ister çok kendim olmadan yaşayamam Beni sevmiyor kalabalıklar hiç tükenmiyor bu saçmalıklar Ah bin kere bağırsam da hiçbir kere duymadılar Sen kendine sahiden güveniyorsan Sorma kimseye ne olur kilometrelerce yorumlarlar Ben güce tapmadıysam bu benim ihtiyacım olmadığından İsterse az olun ister çok kendim olmadan yaşayamam Beni sevmiyor kalabalıklar hiç tükenmiyor bu saçmalıklar Ah bin kere bağırsam da hiçbir kere duymadılar Söz-Müzik: Erdem Topsakal
Bu yazılar da kalabalık ve yalnızlık üzerine:
8 Şubat 2017 Çarşamba
Sanata Yüzeysel Bir Tepki: Kitsch
Kitsch Modernizm ile üstü örtülen
ama Post-Modernizm ile yeniden canlanan Modernizme yönelik bir eleştiri. Pop Sanat
ironik biçimde popüler kültür ile kitsch görüntüleri kullanır. Post-Modernizm de eski ile yeniyi birleştirdiği için ironiktir ve kitsch ile benzerliklere sahiptir.
Kitsch; sanatta, bakışta,
yaşamda bayağılık, ucuzluk, taklit, uyumsuzluk, rüküşlük, düzeysiz ve gelişigüzel
beğeni, içeriksiz bir özentilik, abartı, kaba bir ifade biçimi, teknik ve
sanatsal yetersizlik gibi tariflerle açıklanıyor. Olumlu karşılanan bir şey
değil.* 2000-2500 yıl öncesinden beri böyle bir zevkin varlığı biliniyor. Mesela
Roma döneminde Yunan heykellerinin kopyaları yapılırdı. 19. yüzyılın ikinci yarısında endüstrileşme sonucu eski
biçim anlayışıyla yeni teknolojiye uygun üretilen tasarımlardaki zevksizlik
göze batar. Diğer taraftan sanat hala belirli bir kesimin ulaşabileceği değerli
bir şeydir. Bu duruma bilinçli veya bilinçsiz tepkiler olur.
30 Ocak 2017 Pazartesi
Sappho, Şiir ve Desen
Aristokrat bir ailenin kızı olan Sappho M.Ö. 7. ve 6. yüzyıllarda Midilli adasında -antik dönem adıyla Lesbos- yaşamış bir şairdir. O yüzyıllarda en parlak dönemini sürdüren lirik şiir geleneği içinde yetişmiştir. Antik Yunan'ın bilinen birkaç kadın şairinden biri olan Sappho'nun, genç kızlarla ilişkisi olduğu için şiirlerinin yer aldığı -belki de dokuz cildi bulan- kitaplar din adamları tarafından yakılmış ve sansür uygulanmış. 19.
yüzyılın sonlarında Nil
Vadisi'nde 8. yüzyıla kadar tarihlenen el yazmaları keşfedilir ve bu el yazmalarından bazılarının Sappho'nun
çalışmalarını içerdiği kanıtlanır. Mısır'daki kazılarda ortaya çıkarılan ve İskenderiye kütüphanesindeki papirüs şeritleri üzerinde de Sappho'nun şiirlerine rastlanır.
25 Kasım 2016 Cuma
Melankoli Kitapları
2001 yılında doktoraya devam ederken bir ders semineri için 35 kitaptan ve çok sayıda makaleden araştırdığım (Batı Resminde Melankoli) melankoli çok sevdiğim konulardan biri. 90'lı yıllarda da zaten özellikle 19. yüzyılda yaşamış melankolik ressam, müzisyen, şair, yazar, filozof, bilim adamı vb. aurasına girmiştim. Melankolinin tek başına hissedilen tatlı hüznüne kapılmak garip ve hoş bir duyguya neden olurken içinde kaybolunca saatlerin nasıl geçtiğini anlamak da zorlaşıyor. Bunu kendisiyle kalmaktan sürekli kaçanların ve hep başkalarıyla birlikte ve kalabalıklar içinde olmak isteyenlerin deneyimlemesi zor. Kendisiyle kalamayan düşüncelere de dalamaz. Kalabalık içinde oluş da aslında yalnızlıktan ve kendisiyle karşılaşınca içindekilerden korkmanın sonucudur. Önce kendini bilmenin ve varoluş üzerine düşünmenin dünyadaki en gerekli şey olduğunu inkar etmek aranılan, umulan beklenen mutluluğa götürmez. Nereye gidersen git, hangi eylem içinde olursan ol kendinlesin... O halde Dephoi'de Apollona adanan tapınağın girişinde de yazdığı gibi 'Kendini Bil'...
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)