İdil'in Çizimleri
28 Temmuz 2014 Pazartesi
22 Temmuz 2014 Salı
Nesneden Öte
Sıradan
pazar günlerinden biriydi. Haftanın bu son gününde dışarı çıkmaktan hoşlanmazdı.
Gazete, kitap okur, müzik dinler ve uyurdu. Televizyon izlemezdi. O günde
odasında müzik dinlerken kuzeni aradı. Havanın güzel olduğunu söyleyip yürüyüş
yapmayı teklif etti. Dışarı çıkmaya niyetli değildi ama bir yandan kuzeninin
davetini geri çevirmemek diğer yandan da sıkıntılı ruh halinin havanın
etkisiyle biraz da olsa azalacağını düşündüğünden olumlu cevap verdi. Hemen
üzerini değiştirdi. Teyzesinin oturduğu eve doğru yürümek için sokağa çıktı.
Hava gerçekten
iyiydi. Yarı yolu geçmişti ki kuzeniyle karşılaştı. Her buluşmalarında olduğu
gibi hemen koyu bir sohbete daldılar. Her seferinde somut olaylardan sıyrılıp,
soyuta, hayali ve düşünceye dayalı konu ve kavramlara yönelirlerdi. Kendisini
ve olayları sorgulaması ve bunlar üzerinde düşünceler oluşturmaya çalışma
çabası hiç bitmiyordu. Her duruma bir açıklama getirmeye çalışıyor, bir sebep
arıyordu. Kendiliğinden amaçsız oluşabileceklerine karşı da katı değildi. Hep
çelişkiler içinde kalıyordu. Beyazdan griye, griden siyaha gidiyor, tekrar
beyaza dönebiliyordu. Aslında
yaşamda her şeyin bir sebebinin olması gerekmediğini biliyordu. Fazla determinist
yaklaşım içinde olmayı da doğru bulmuyordu. Her şey modernlik çerçevesinde
nesnel ve rasyonel olup bu mantıkla açıklanmayabilirdi. Netliğin olmadığı,
belirsizliğin hâkim olduğu bir karmaşanın yaşandığı geçiş dönemi içinde. 20. yüzyıldaki
gelişmeler bunu göstermişti...
14 Temmuz 2014 Pazartesi
Mondrian Çılgınlığı
Piet Mondrian 1917 yılında Teo Van Doesburg ile birlikte kurdukları De Stijl akımının ve 20. yüzyıl başlarının
öncü sanatçılarından. Hollanda çıkışlı, düzen ve uyumun, sanatsal sezgi,
evrensellik ve yalınlığın önemsendiği De Stijl, ideal geometrik formlarla ve
ana renklerle doğayı dış görünüşünden soyutlamanın arayışındadır. Mondrian’ın
geliştirdiği Neoplastisizm’de karşıtlıklar
nesneli, düşünseli, erkeği simgeleyen dikeylerle ve özneli, maddeyi, dişiyi
simgeleyen yataylarla görselleşir. Saf gerçeği ve ifadeyi savunan Mondrian dik
açı ile birbirini kesen dikey ve yatay çizgiler arasında kalan siyah, beyaz,
gri, sarı, mavi ve kırmızı gibi renklerle fiziksel ve ruhsal dünyayı
birleştirerek evrensel öze ulaşmayı hedefler. Mondrian’a göre renk, simetrik
olmayan denge ve oran gibi resim sanatı unsurları mimari, mobilya ve dekorasyon
için de geçerlidir.
De Stijl tarzı ve özellikle Mondrian’ın
resimleri günümüzde de tasarımcılar için esin kaynağı olmayı sürdürüyor. Moda,
dekorasyon, mobilya, grafik, günlük kullanıma yönelik endüstri ürünlerinde ve
hatta gıda sektörlerinde örneklerini görmek mümkün. Kişiye özel tasarımın
önemli isimlerinden Fransız moda tasarımcısı Yves
Saint Laurent, Mondrian’ın beyaz, kırmızı, mavi, siyah ve sarı renk
bloklarından oluşan kompozisyonunu 1965 yılında kolsuz elbise üzerine uyarlayarak
sanatçıya hayranlığını da gösterir. Moda tarihinde önemli bir yere sahip olan ve
en çok kopyalanan elbisede kesişen kalın siyah çizgilerle karşıtlık oluşturan
renkler birbirinden ayrılır. Önden dikdörtgen görünümündeki elbise geometrik
tasarımıyla da De Stijl tarzını yansıtır. Sanat
eseri gibi sergilenen ve bir resmin elbise üzerinde baskısının ötesinde olan bu
ikonik tasarım modern sanatla moda etkileşimini çarpıcı biçimde ortaya
koyar.
20 Haziran 2014 Cuma
Balat, Fener, Kariye, Mihrimah Sultan ve Fatih
8 Haziran sabahı arkadaşlarımla mini İstanbul turlarımızdan birini daha gerçekleştirmek üzere Üsküdar iskelesinde buluştuk. Haliç hattına giden motora binerek yarım saatlik keyifli bir yolculuk sonrası Ayvansaray'a geldik. Hava bir güneşli bir bulutluydu. Yağmur yağacak gibiydi ama yağmadı. Öğle saatlerinde güneş çıktığında epey sıcak oldu o ayrı. Haliç'te seyir halindeyken tarihi yarımadanın siluetini bozan o çirkin köprünün altından da geçtik tabi. Ayvansaray'da parktaki boş salıncaklarda sallanmayı ihmal etmedik :). Park içindeki akıllı bisiklet kiralama sisteminde sorun vardı sanırım. Hiç bisiklet olmadığı gibi kilit sistemleri de parçalanmıştı nedendir bilinmez. Bisiklet kullanmaya teşvik etmesi açısından güzel bir uygulama. Ne var ki halkın da yeterince özenli olması gerekiyor. Ayvansaray'dan doğuya doğru yürüyerek kiliseleriyle ve sinagoglarıyla ünlü Balat'taki Özel Balat Hastanesi'nin önüne geliyoruz. 19. yüzyılın sonlarına ait bu yapı taş yığma ve zamanının eklektik mimari özelliklerini yansıtıyor. Neo Klasik unsurlar da dikkat çekiyor. Fener'de İstanbul Rum Ortodoks Patrikhane'sinin 1601 yılından
itibaren merkezi olan Aya Yorgi Kilisesi bulunuyor. İstanbul Patriği 6.
yüzyıldan bu yana Ekümenik Patrik olarak dünyadaki tüm Ortodoksların
ruhani lideri kabul ediliyor. Kilise'nin onarım çalışmaları 1991'de
tamamlanmış.
10 Haziran 2014 Salı
Sanatçı, Sembol ve Algı
Vincent van Gogh, Bedroom in Arles, 1888, 72 x 90 cm |
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)