Leon Battista Alberti; ressam, mimar, mühendis, geometrici, oyun yazarı, Latin yazarı uzmanı, tanrı bilimci ünvanları ve çok yönlü kişiliğiyle -Leonardo da Vinci gibi-, 15. yüzyılda İtalya’da Rönesans’a özgü evrensel insan tipinin önemli isimlerindendir. 1435'te Latince, 1436'da İtalyanca olarak basılan "Della Pittura - Resim Üzerine-" adlı kitabındaki teorileri ile çağının ressamlarını etkilemiştir. Üç bölümlü kitabın I. bölümünde edebi, felsefi analizler, biçimler ve analizlerin incelenmesi yer alır. II. bölümde kompozisyon tekniklerinden söz eder ve genç sanatçılara öğütler verir. III. bölümde ise bir ressamın nasıl olması ve nelere dikkat etmesi gerektiği hakkında bilgiler bulunur. Bu kitaptan etkilenen ressamlardan bazıları: Domenica Veneziano, Fra Angelico, Ucello, Fra Flippo Lippi, Polla Iuolo, Botticelli ve Piero Della Francesca'dır.
1420-1492 yılları arasında yaşamış olan P. D. Francesca'nın Rönesans sanatını belirleyen özelliklerin görüldüğü resimlerinde geometrik ve anıtsal figürlere rastlanır. İtalya'da çeşitli kilise, katedral ve belediye binalarında freskleri bulunan ressamın İsa’nın Dirilişi’ adlı resmi 1463 tarihli ve 225 x 200cm boyutlarındadır. Sansepolcro’daki Halk Sarayı’nın duvarına fresko tekniğinde yapılmıştır. İsa’nın ellerinde, ayaklarında, ve sağ göğsünün altında çivi ve mızrak yaraları vardır. Mezarın önünde, yüzleri seyirciye dönük, uyuyan iki, ön düzlemde de İsa’nın dirilişinden dolayı şaşkın iki olmak üzere dört muhafız görülür. Şaşıran muhafızlardan soldaki yüzünü elleriyle örtmüş, sağdaki irkilerek geriye çekilmiştir. Çeşitli kaynaklarda tam karşıdan görülen, yüzü seyirciye dönük otuz yaşlarındaki figür Piero Della Francesca’nın kendisidir...
İsa’nın sağ ayağı lahitin içindeyken, sol ayağı yukarıdaki pervaz üzerindedir. Sol eli dizinin üzerinde dururken, sağ eliyle dalgalanan kırmızı beyaz zafer bayrağını tutar. İsa’nın üzerindeki açık pembe giysisi Alberti’nin ifade ettiği gibi vücudun hareketine uygun olarak yapılmış. Heybetli kıvrımlarla vücut altındaki hareket belli edilmiş. Kıvrımlar figürün sağ göğsünün altındaki mızrak yarasına doğru hareket eder ve bakışı oraya doğru çeker. Kaslı gövdenin klasik biçimi soldan gelen alçak ışıkla şekillendirilmiştir. Yüzü vaftiz sahnesindeki gibi düzgün, dudakları kıvrımlıdır. Büyük açık gözlerinden ölümün sırrı anlaşılmaz. İsa’nın başı üzerindeki hale onun kutsal kişiliğini gösterir. Alberti ‘ölü birinin çizilebilmesi için vücudunun her yerinde ölü olduğu vurgulanabilmelidir’ diyordu. Burada ölünün canlanışı ve dinamik hareketi iyi verilmiş.
Mezarın önünde dört gözlemci nöbetli olarak uyuyorlar, vücutları bir demet gibi toplu halde duruyor. Büyük göz oyukları, geniş çene kemikleri ve kare çeneleri Etrüsk heykelini çağrıştırır. Soldaki ağaçlar ve manzara çorak, sağdakiler yapraklarla dolu. Calvary yolunda İsa şöyle dedi: ‘Eğer bunu yeşil ağaçlarda yaparlarsa kurularda ne yapacaklar?’ bunun anlamı ‘Eğer bunu bana sağ olduğumda yaparlarsa öldüğümde ne yapacaklar’ dır. Bu resimde de çorak ve kurak kısım İsa’nın ölü halini,canlı ve yapraklı kısım ise diri halini temsil ediyor” (2).
Alberti’nin figürlerin iki boyutlu düzleme geçirilmesi problemine karşı getirdiği yenilik pramidal düzenlemedir. Bu resimde de böyle bir düzenleme dikkat çeker. Hatta birbiri içine geçmiş üç pramidal düzenleme var. İlkinin üst köşesi İsa’nın başına, sol köşe askerin sırtına, diğer köşe ise sağdaki askerin başına denk düşer. Bu üçgen diğer piramidal düzenlemeleri de içine alır ve en büyük piramit olur. Daha küçük olan üçgenlerden birinin soldan ikinci askerin başı üzerinde üst köşesi, sol kolunda diğer köşesi, en soldaki askerin sırtında ise öbür köşesi yer alır. Küçük üçgenlerden ikincisinin üst köşesi sağdan ikinci muhafızın başının üzerinde, diğer köşesi dirseğinde, sağdaki köşe ise en sağdaki muhafızın başı üzerindedir. Bu üçlü piramidal düzenleme resme anıtsallık ve boyut kazandırır.
Resimde her tarafa yayılan ışık göze çarpar; yamaçlarda, bulutlarda, figürlerde aynı orandadır. Işık yayılımında ve geçişlerde yumuşaklık var. Figürler hareketlidir. Oturan, ayakta duran, giysili yarı giysili figürler önden, arkadan ve yandan resmedilmişler. Hareketler doğal ve yumuşak, kıyafetler vücudun hareketine uygundur. Kompozisyonda yatay ve dikeylerle denge kurulmuştur. Lahitin pervazının keskin yatay hatlarıyla bulutlar paralelken, ağaçların dikeyliğine İsa’nın ve elinde tuttuğu bayrağın sapının dikeyliği ile muhafızların dikey duruşları paraleldir. Alberti resimde kullanılan renklerde çeşitlilik ve bolluğun ressama ün getireceğinden söz eder. Bu resimde sanatçı özellikle muhafızların giysilerinde renklere özen göstermiştir. İsa’nın üzerindeki giysi pembe, en soldaki muhafızın şapkası ve çizmesi kırmızı, giysisi yeşildir. Yanındakinin giysisi kahverengidir. Sağdaki muhafızların arasında kırmızı renkli bir kalkan vardır. İsa’nın başının üzerindeki hale sarı, bayrak kırmızı-beyaz, gökyüzü ise açık mavidir. Lokal renk kullanımı söz konusudur. Renkler arasındaki geçişler yumuşaktır.
Alberti, ressamların büyük panolar üzerine çalışmaları gerektiğini, büyük çalışanın küçük de çizebileceğini belirtir. P. D. Francesca da büyük panolar üzerine ya da duvara resim yapmıştır. Bu resimde bir duvar freskidir. Resimde doğal olmayan hiçbir şey yoktur. Bu da Alberti’nin önerdiği bir şeydi. Her şey doğal ve gerçeğe uygun olmalıdır. Sanatçı doğadaki her şeyi iyi ve doğru verebilmelidir. Piero’nun bu konuda da başarılı olduğu görülür. Anıtsal, ölçülü, uyumlu, dingin, yatay ve dikey dengelemeyle kurulan bir düzene, ön ve arka planın olduğu, perspektif kurallarına uygun ve bunun getirdiği derinliğe sahip geometrik kompozisyon, Alberti’nin resim teorilerine uygunluğuyla dikkati çekiyor.
Notlar
(1) Cömert, Bedrettin, Mitoloji ve İkonografi, H.Ü. Yayınları, Ankara, 1980. s: 236
(2) Hartt, Frederick, History of Italian Renaissance Art, Harry N. Abrams Inc., New York. s: 236
Nalan Yılmaz, 8 Mayıs 2005, Hürriyet, Agora ve
Piero Della Francesca'nın İki Yapıtına Alberti Bakışı, Türkiye'de Sanat, Plastik Sanatlar Dergisi, No: 73, Mart\Nisan, 2006, s:
36-41
*****Bu sayfalardaki yazıların tüm hakları yazara aittir. Sadece kaynak gösterilerek, yazar adı ve orijinal sayfanın aktif linki belirtilerek alıntı yapılabilir ve paylaşılabilir. Nalan Yılmaz adıyla tüm yazılar 'Creative Commons Attribution Noncommercial-No Derivative Works 3.0 Unported License' altında tescillidir.
1420-1492 yılları arasında yaşamış olan P. D. Francesca'nın Rönesans sanatını belirleyen özelliklerin görüldüğü resimlerinde geometrik ve anıtsal figürlere rastlanır. İtalya'da çeşitli kilise, katedral ve belediye binalarında freskleri bulunan ressamın İsa’nın Dirilişi’ adlı resmi 1463 tarihli ve 225 x 200cm boyutlarındadır. Sansepolcro’daki Halk Sarayı’nın duvarına fresko tekniğinde yapılmıştır. İsa’nın ellerinde, ayaklarında, ve sağ göğsünün altında çivi ve mızrak yaraları vardır. Mezarın önünde, yüzleri seyirciye dönük, uyuyan iki, ön düzlemde de İsa’nın dirilişinden dolayı şaşkın iki olmak üzere dört muhafız görülür. Şaşıran muhafızlardan soldaki yüzünü elleriyle örtmüş, sağdaki irkilerek geriye çekilmiştir. Çeşitli kaynaklarda tam karşıdan görülen, yüzü seyirciye dönük otuz yaşlarındaki figür Piero Della Francesca’nın kendisidir...
İsa’nın sağ ayağı lahitin içindeyken, sol ayağı yukarıdaki pervaz üzerindedir. Sol eli dizinin üzerinde dururken, sağ eliyle dalgalanan kırmızı beyaz zafer bayrağını tutar. İsa’nın üzerindeki açık pembe giysisi Alberti’nin ifade ettiği gibi vücudun hareketine uygun olarak yapılmış. Heybetli kıvrımlarla vücut altındaki hareket belli edilmiş. Kıvrımlar figürün sağ göğsünün altındaki mızrak yarasına doğru hareket eder ve bakışı oraya doğru çeker. Kaslı gövdenin klasik biçimi soldan gelen alçak ışıkla şekillendirilmiştir. Yüzü vaftiz sahnesindeki gibi düzgün, dudakları kıvrımlıdır. Büyük açık gözlerinden ölümün sırrı anlaşılmaz. İsa’nın başı üzerindeki hale onun kutsal kişiliğini gösterir. Alberti ‘ölü birinin çizilebilmesi için vücudunun her yerinde ölü olduğu vurgulanabilmelidir’ diyordu. Burada ölünün canlanışı ve dinamik hareketi iyi verilmiş.
Mezarın önünde dört gözlemci nöbetli olarak uyuyorlar, vücutları bir demet gibi toplu halde duruyor. Büyük göz oyukları, geniş çene kemikleri ve kare çeneleri Etrüsk heykelini çağrıştırır. Soldaki ağaçlar ve manzara çorak, sağdakiler yapraklarla dolu. Calvary yolunda İsa şöyle dedi: ‘Eğer bunu yeşil ağaçlarda yaparlarsa kurularda ne yapacaklar?’ bunun anlamı ‘Eğer bunu bana sağ olduğumda yaparlarsa öldüğümde ne yapacaklar’ dır. Bu resimde de çorak ve kurak kısım İsa’nın ölü halini,canlı ve yapraklı kısım ise diri halini temsil ediyor” (2).
Alberti’nin figürlerin iki boyutlu düzleme geçirilmesi problemine karşı getirdiği yenilik pramidal düzenlemedir. Bu resimde de böyle bir düzenleme dikkat çeker. Hatta birbiri içine geçmiş üç pramidal düzenleme var. İlkinin üst köşesi İsa’nın başına, sol köşe askerin sırtına, diğer köşe ise sağdaki askerin başına denk düşer. Bu üçgen diğer piramidal düzenlemeleri de içine alır ve en büyük piramit olur. Daha küçük olan üçgenlerden birinin soldan ikinci askerin başı üzerinde üst köşesi, sol kolunda diğer köşesi, en soldaki askerin sırtında ise öbür köşesi yer alır. Küçük üçgenlerden ikincisinin üst köşesi sağdan ikinci muhafızın başının üzerinde, diğer köşesi dirseğinde, sağdaki köşe ise en sağdaki muhafızın başı üzerindedir. Bu üçlü piramidal düzenleme resme anıtsallık ve boyut kazandırır.
Nalan Yılmaz, Piero Della Francesca'nın İki Yapıtına Alberti Bakışı, Türkiye'de Sanat, Plastik Sanatlar Dergisi, no: 73, Mart\Nisan, 2006, s: 36-41 |
Bu kompozisyonda üçgen kurgu dışında Alberti teorilerine uygunluk, Piero’nun İstoria kavramını bildiğini gösterir. İstoria resmin boyutlarıyla değil anıtsallığı ve dramatik içeriğiyle değerli olmasıdır. Temaların anlatılması, ifade edilmesi, figürlerin yerleşimi ve seyirciye aktarılması önemlidir. İstoria için Alberti antik temaları önerir. Bu konuların istoriayı daha iyi verebildiğini söyler. ‘İsa’nın Dirilişi’ adlı resimde de uyuyan figürlerin yüz ifadeleri özenle yapılmıştır ve gerçekçidir. Diğer iki figürde ise şaşkınlığın verdiği ifadeler görülür. Biri yüzünü elleriyle kapamıştır, diğeri ise irkilip geriye çekilmiştir.
Alberti resmin perspektif ve geometrik kurallara uygun yapılması gerektiğini belirtir kitabında. Perspektif seyirci ve eser arasında önemli bir bağdır. Perspektifle seyirci yönlendirilir. Perspektif ve matematik istoria için de araçtır. Matematik sanatçının dünyayı kontrol edebilmesi için gereklidir diyor Alberti. Piero Della Francesca’ da matematik, perspektif ve geometrik kurallar üzerine çok çalışmış bir ressamdır. Hatta Alberti’nin bu konudaki teorilerini de geliştirmiştir. O nedenle resimlerinde, Rönesans resmini de belirleyen özelliklerden matematik, perspektif ve geometrik kurallarına özenle uymuştur.
Alberti resmin perspektif ve geometrik kurallara uygun yapılması gerektiğini belirtir kitabında. Perspektif seyirci ve eser arasında önemli bir bağdır. Perspektifle seyirci yönlendirilir. Perspektif ve matematik istoria için de araçtır. Matematik sanatçının dünyayı kontrol edebilmesi için gereklidir diyor Alberti. Piero Della Francesca’ da matematik, perspektif ve geometrik kurallar üzerine çok çalışmış bir ressamdır. Hatta Alberti’nin bu konudaki teorilerini de geliştirmiştir. O nedenle resimlerinde, Rönesans resmini de belirleyen özelliklerden matematik, perspektif ve geometrik kurallarına özenle uymuştur.
Resimde her tarafa yayılan ışık göze çarpar; yamaçlarda, bulutlarda, figürlerde aynı orandadır. Işık yayılımında ve geçişlerde yumuşaklık var. Figürler hareketlidir. Oturan, ayakta duran, giysili yarı giysili figürler önden, arkadan ve yandan resmedilmişler. Hareketler doğal ve yumuşak, kıyafetler vücudun hareketine uygundur. Kompozisyonda yatay ve dikeylerle denge kurulmuştur. Lahitin pervazının keskin yatay hatlarıyla bulutlar paralelken, ağaçların dikeyliğine İsa’nın ve elinde tuttuğu bayrağın sapının dikeyliği ile muhafızların dikey duruşları paraleldir. Alberti resimde kullanılan renklerde çeşitlilik ve bolluğun ressama ün getireceğinden söz eder. Bu resimde sanatçı özellikle muhafızların giysilerinde renklere özen göstermiştir. İsa’nın üzerindeki giysi pembe, en soldaki muhafızın şapkası ve çizmesi kırmızı, giysisi yeşildir. Yanındakinin giysisi kahverengidir. Sağdaki muhafızların arasında kırmızı renkli bir kalkan vardır. İsa’nın başının üzerindeki hale sarı, bayrak kırmızı-beyaz, gökyüzü ise açık mavidir. Lokal renk kullanımı söz konusudur. Renkler arasındaki geçişler yumuşaktır.
Alberti, ressamların büyük panolar üzerine çalışmaları gerektiğini, büyük çalışanın küçük de çizebileceğini belirtir. P. D. Francesca da büyük panolar üzerine ya da duvara resim yapmıştır. Bu resimde bir duvar freskidir. Resimde doğal olmayan hiçbir şey yoktur. Bu da Alberti’nin önerdiği bir şeydi. Her şey doğal ve gerçeğe uygun olmalıdır. Sanatçı doğadaki her şeyi iyi ve doğru verebilmelidir. Piero’nun bu konuda da başarılı olduğu görülür. Anıtsal, ölçülü, uyumlu, dingin, yatay ve dikey dengelemeyle kurulan bir düzene, ön ve arka planın olduğu, perspektif kurallarına uygun ve bunun getirdiği derinliğe sahip geometrik kompozisyon, Alberti’nin resim teorilerine uygunluğuyla dikkati çekiyor.
Notlar
(1) Cömert, Bedrettin, Mitoloji ve İkonografi, H.Ü. Yayınları, Ankara, 1980. s: 236
(2) Hartt, Frederick, History of Italian Renaissance Art, Harry N. Abrams Inc., New York. s: 236
Nalan Yılmaz, 8 Mayıs 2005, Hürriyet, Agora ve
*****Bu sayfalardaki yazıların tüm hakları yazara aittir. Sadece kaynak gösterilerek, yazar adı ve orijinal sayfanın aktif linki belirtilerek alıntı yapılabilir ve paylaşılabilir. Nalan Yılmaz adıyla tüm yazılar 'Creative Commons Attribution Noncommercial-No Derivative Works 3.0 Unported License' altında tescillidir.