13 Eylül 2009 Pazar

Myrelaion Manastır Kilisesi'nden Bodrum Cami'ne

İstanbul'un Bizans döneminden kalan pek çok kilisesinden biri olan Bodrum Cami, döneminde Myrelaion olarak isimlendirilmişti. Şehri ziyaret eden Gyllius'a göre Vlanga'nın bahçelerinin kuzeydoğusunda yükselen tepe, eski Thedosius limanı alanı Myrelaion olarak biliniyordu. Myrelaion şehir tarafında ve Marmara denizi yönüne doğru yer alıyordu. Bölgede inceleme yapmış olan Millingen buradaki evin Constantine Copronymus (740-775) için yapıldığını ve 8. yüzyıldan önce de mevcut bulunduğunu belirtir. İmparator 1. Romanus Lecapenus 920-922 yılları arasında binayı restore ettirir ve yeni sarayın yanına başkentteki Yunan Haçı planının en erken örneklerinden biri olan manastır kiliseyi kurdurur. Alt katta Romanus'un karısı, oğlu, kızı ve kendisi gömülüdür... 


II. Bayezıd döneminde (1481-1512) camiye dönüştürülen Myrelaion 1784 ve 1912 yangınlarında zarar görür. 1930'lu yıllardan itibaren kazı ve araştırmalar yapılır. 1964-65 yıllarında İstanbul Arkeoloji müzesi tarafından restore edilir. Restorasyon sırasında yapının taş işi büyük ölçüde değişir ve yeni beton tuğlalarla kaplanır. Testere dişli bölümler ortadan kalkar. Myrelaion Manastır Kilisesi hakkındaki arkeolojik rapor eksiktir ve düzgün değildir. Van Milligen ve Ebersolt'un incelemeleri binanın cami olarak kullanılıdığı zamana aittir. Talbot Rice kazılar sonucu üstteki kilisenin 11. yüzyıla, alttakinin ise 7. yüzyıla ait olduğunu bildirir. 1965 yılında Striker kazı sırasında alt ve üst kattaki kiliselerin taş işçiliğinin farklılığına rağmen kesinlikle çağdaş olduklarını saptar. Çanak çömlek buluntuları Striker’i haklı çıkarır. Striker bundan başka, alt kattaki kilisenin işlevinin dini olmadığını ispatlar. Binayı saray seviyesine kaldırma gibi bir görevi vardır. Yüzey çalışmaları bu alanın, Paleologlar devrine kadar kullanılmamış olarak ayakta olduğunu gösterir. Paleologlar devri 4. Haçlı seferi yangınından sonra tamirler zamanıdır. Bu devirde pencereler, baş apsis, kuzey ve güney haç kolları yeniden gözden geçirilir. 

Myrelaion zamanında önemlidir. Güzel bir şekilde dekore edilmiştir. Zengin mozaikleri, mermer dış kaplama duvarları ve tonozları destekleyici mermer sütunları vardır. Tüm bu dekoratif öğeler kaybolur ama orijinal inceliğini koruyan tonozlar bugüne kadar gelir. En son 1980'li yıllarda yeniden restore edilip cami olarak ibadete açılır.


Laleli’de binalar arasında sıkışıp kalmış durumdaki yapı, bugün Bodrum Mesih Paşa olarak anılır. Dikdörtgen bir alanı kaplayan küçük, kapalı yunan haçı planında bir kilisenin altında Roma’dan kalma merkezi planlı bir sarnıcı vardır. Caminin ön kısmına eklenen camekanlı bir bölüme giriş yandan sağlanır. Minare kapısı da buradadır. İçeri girince esas kilise planında yer alan nartekse geçilir. Üçlü bir bölümlenmenin olduğu bu kısımdan iki paye üzerinde yükselen üç kemer açıklıkla naosa girilir. Narteksin daha geniş tutulmuş orta bölümü kubbemsi tonozla, iki yan bölümde çapraz tonozla örtülüdür. Haç planın algılandığı kısımda bir mekan içinde, dört serbest ayak üzerinde yuvarlak kemer ve pandantiflerle geçilen dilimli kubbe yer alır Dilimlerin her birinde sekiz pencere bulunur. Haç kolları ve köşelerde kalan kısımlar yuvarlak kemer üzerinde çapraz tonozludur. Doğudaki haç kolu ile apsis arasında çapraz tonozlu bemanın iki yanında, apsisin kuzey ve güneyindeki pastaforion odaları -din görevlilerinin eşyalarını koydukları yer- ve apsis üzerinde kubbemsi tonozlar görülür. Bemadan pastaforion odalarına kemerli açıklıktan geçilir. Doğudaki üçlü apsisin ortası daha büyüktür. Yanlar içerden küçük yarım yuvarlak nişler şeklindeyken dışardan üç kenarlıdır
.

Yapıyı kuzey, güney ve batı cephelerinde, dıştan ve içten algılanan duvar payeler sağlamlaştırır. Bu payeler içte dikdörtgen, dışta ise kare üzerine yarım silindir şeklini alırlar. Narteks kısmı iki yanda dışbükey olarak biçimlenmiştir ve bu kısımlarda üstte yarım daire pencere altta dikdörtgen şeklindedir. Haç kollarının en üstünde yarım daire içinde bir pencere, altında ortadaki daha büyük bir pencere yer alır. Haç kollarının yanları daha alçaktır ve burada da üstte yuvarlak olmak üzere iki pencere vardır. Dışardan, minareden bakıldığında örtü sisteminde yunan haçı planı ve kubbenin oturduğu dört ayak belirgindir. Kilise camiye çevrildiğinde, bir mihrap, ahşap bir mimber ve dıştan da güneybatı köşesine kesme taştan bir minare eklenir. Kemer içlerine, kubbe ve tonozların ortasına da kalem işleri yapılır
.

Kaynaklar
:

1- Millingen, a. Van, Byzaantine Churches in Constantinople, Macmillan and Co. Ltd., London, 1912, s: 196
2- Matheus, Thomas F., The Byzantine Churches in İstanbul, The Pennsylvania State University Press, Pennsylvania, 1976, s: 209
3- Krautheimer, Richard, Early Christian and Byzantine Architecture, The Pelican History of Art, London, 1965
4- Mango, Cyril, Byzantine Architecture, Harry N. Abrams Incorporated, New York, 1976

Nalan Yılmaz, 10 Şubat 2003, Hürriyet, A
gora

*****Bu sayfalardaki yazıların tüm hakları yazara aittir. Sadece kaynak gösterilerek, yazar adı ve orijinal sayfanın aktif linki belirtilerek alıntı yapılabilir ve paylaşılabilir. Nalan Yılmaz adıyla tüm yazılar 'Creative Commons Attribution Noncommercial-No Derivative Works 3.0 Unported License' altında tescillidir.  Creative Commons License

2 Eylül 2009 Çarşamba

Piet Mondrian'ın Doğal ve Soyut Gerçekliği

20. yüzyıl başlarındaki pek çok öncü sanatçı gibi Hollandalı Piet Mondrian da (1872–1944) geleneksel sanat anlayışından kurtulup yeni sezgilerle, yeni amaçlarla yeni bir şeyler ortaya koymak gerekliliğine inanır. Biçimsel sorunlar üzerinde durarak görüntülerin ardındaki gerçekliğe ulaşmanın yollarını düşünür. Amsterdam Güzel Sanatlar Akademisi’ni bitiren sanatçı Hollanda’da kaldığı yıllarda doğacıdır. Natürmortlar, portreler, pastoral sahneler, manzaralar, akşam görünümleri resmeder.


15 Ağustos 2009 Cumartesi

Aphorisms

Everyone looks for someone who can listen and approve oneself. He or she stands aloof from people who says their opinions honestly because everybody wants to hear good words about own.

Spirits who strolls around the earths are free only.

There is not a thing that is called 'eternity' or 'end'. Even if there is both of them exterminate eachother with clash.

A person who could get away from images which reverberate from opinions and achievements of others can be reach own.


Pain is inside. It is burning and burner. Even it is turned to pain at the end there are beautiful times and moments which lives. Before finenesses end, they are filled to take to heart. When they get lost the insides of heart will pilot.

Nalan Yılmaz, 1998

*****Bu sayfalardaki yazıların tüm hakları yazara aittir. Sadece kaynak gösterilerek, yazar adı ve orijinal sayfanın aktif linki belirtilerek alıntı yapılabilir ve paylaşılabilir. Nalan Yılmaz adıyla tüm yazılar 'Creative Commons Attribution Noncommercial-No Derivative Works 3.0 Unported License' altında tescillidir.  

12 Ağustos 2009 Çarşamba

Düşüncelerin Akışı

Gecelerce ay ışığında oynaşan dalgalarda ve denizin derinliklerinde geçmiş ve gelecek yaşamlardan, anlatılanlardan izler arardı. Yanına yalnızlığı alarak duyduğu seslere koşardı. Dalga seslerinde varlığını hissettiği denizlerin efendisinin gümüşlü sarayından hiddetli bakışlarıyla yüzeye çıkmasını beklerken tutunduğu dalgalı saçların tekrar derinlere çekmesini düşler ve rüyalar alemine girerek gerçekleri görürdü.

Öfkesi denizin öfkesine karışıyordu. Kumsala vuran hırçın dalgalarda, kopan fırtınalarda üşüyordu bir yaz akşamında. Zeus’un çakan şimşeğiyle arada bir aydınlanıyor, kuduran sessiz denizin içindeki fırtınayla birleşiyordu. Üç çatallı zıpkınıyla Poseidon’un ne zaman görüneceğini merak ediyordu. Öfkenin göklerden yağdığını ve insanların kaçıştığını görüyordu ama rüzgarın kesilip, şimşeğin çakmayacağından, dalgaların durulacağından ve Zeus’un sakinleşeceğinden ümitliydi. Yıldızların bir yanıp bir sönerek gökyüzünde yerlerini birer birer alacaklarından emindi o yaz akşamında...

10 Ağustos 2009 Pazartesi

Hiçbir Şey Dünyamı Değiştirmeyecek

Arada bir acilen dinleme isteği uyandıran vazgeçemediğim, hiçliği hissettiren harika şarkı:


Albüm: Let It Be
Çıkış tarihi: 1970
Söz yazarları: Lennon/McCartney
 
The Beatles - Across The Universe
 
 Words are flowing out like endless rain into a paper cup,
They slither while they pass they slip away across the universe
Pools of sorrow, waves of joy are drifting through my opened mind,
Possessing and caressing me
Jai guru de va om
Nothing's gonna change my world
Nothing's gonna change my world
Nothing's gonna change my world
Nothing's gonna change my world


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...