Sfenks, bazen koçbaşlı ve kanatsız olsa da genellikle kadın başlı, aslan gövdeli ve
kartal kanatlı, tapınak ve mezar koruyucu mitolojik bir yaratıktır. Adı,
bağlamak, sıkmak ve boğmak anlamındaki ‘sphingein’den gelir ki bu tanımları
Yunan mitolojisindeki efsanesiyle yakınlık gösterir. Yunan mitolojisinde aşık
ama öldürücü, yok edici, yıkıcı ve kötü şans getiricidir. Hades’in uyutucu
demonlarından biri olan sfenksten en erken olarak Hesiodos’un Theogania’sında söz
edilir. Bazen Ekhidna ve Orthus’un çocuğu olduğu söylenmesine rağmen asıl
babası Typhon’dur. Başka bir efsanede Thebai kralının kızı olduğu ifade edilir.
Hesiodos sfenksin annesinin ağzından ateş fışkırtan, üç kafalı canavar Khimaria
olabileceğini belirtir.
Sfenksin Oeidipus’la olan efsanesi en yaygın ve
en bilinendir. Bu efsaneye göre sfenks, Hera ya da intikam için Ares tarafından
halkına kızgın olduğu Thebai’ye gönderilir. Halk, kentin girişinde bir dağda
kayalık üzerinde bekleyip gelen geçenlere Musalardan öğrendiği bilmeceleri
soran canavarın korkusuyla yaşamaya başlar. Bilmeceler “önce dört, sonra iki,
daha sonra da üç ayaklı olan ve en çok ayağı olduğunda en güçsüz olan yaratık
kimdir?” ve “iki kız kardeştirler, ikisi de birbirini doğurur” dur. Oeidipus
ilk bilmeceyi ‘bebekliğinde elleri ve ayakları üzerinde emekleyen, büyüyünce
iki ayağı üstünde yürüyen, yaşlılığında bir bastona tutunan insandır’,
ikincisini de ‘gün ve gece’ diye yanıtlayınca sfenks kendini kayanın tepesinden
uçuruma atar. Oeidipus da kentin kralı olur. Bu efsaneden sfenksin her şeyi
bilen ve her şeye gücü yeten bir yaratık olduğu anlaşılır. Başka görüşlere göre
canavarı bilmeceyi yanıtladıktan sonra Oeidipus öldürür. Bir diğerinde
Thebaililer her gün bilmeceyi çözebilmek için toplanırlar ama başarılı
olamazlar. Her günün sonunda da sfenks onlardan birini yer. Homeros bu mitostan
söz etmez. Hesiodos’ta da çok az yer alır. Yol kesen sfenksin dış görünüşü
şiddet sever, saldırgan kişiliğiyle aslan şeklindedir. Soyguncu olarak pençelere
ve geniş, ürkütücü kartal kanatlarına sahiptir. Euripides kanatlarının
parıldadığını yazar. Ayrıntılı görünüşünü tarif eden Sofokles sfenks için
‘bqvwosvwv’ kelimesini, Aiskhilos ise ‘svonnepiav npvvravis kvwv’ tanımını
kullanır.
Bu kanatlı karışık yaratık, benzeri grifon gibi
hem dekoratif hem de görevlerini simgelemek amaçlı Mısır, Suriye, Mezopotamya,
Anadolu, Pers, Girit, Miken ve Yunan sanatlarında sık sık yer almıştır. Mısır’da 4. sülalenin 4. firavunu Kefren döneminde (M.Ö.
2558-2532) yapıldığı ileri sürülen Gize’deki büyük heykel bilinen en eski sfenkstir. Burada erkek başlı,
kanatsız, aslan gövdelidir ve batı-doğu yönünde uzanır. 74 metre uzunlukta ve
20 metre yükseklikteki anıtsal sfenksin gizli bir ifadeye sahip yüzü firavun
Kefren’i, aslan gövdesi de onun gücünü sembolize eder. Gize platosundan doğal
tek bir blok kireçtaşından yontularak yapılan heykelin ayaklarının altında
alabastar mermerden bir tapınak bulunur. Kralın piramidinin yanındaki doğuya
doğru bakan ve başı düz bir başlık ile örtülü olan sfenks tüm vadiyle tapınağın
süsüdür ve mezarların bekçisidir. Pençelerinin arasında bir hikayenin
anlatıldığı stel vardır. Bu hikayeye göre 4. Thutmosis kafasına kadar kumlarla
örtülü heykelin üzerinde uyur. Rüyasında onunla konuşan sfenks kendisini bu
kumlardan kurtarırsa Thutmosis’in Mısır’ın kralı olacağına dair söz verir.
Yapıldığından bu yana defalarca çöl kumları altına gömülen bu görkemli heykel
18. sülale devrinde, hikayede adı geçen 4. Thutmosis tarafından temizlettirilir.
Sonraki dönemlerde önemsiz tamiratlar geçirir ve en son 1998’de Mısırlılar
tarafından on yıl süren bir restorasyonda zemine kireçtaşı blokları ilave
edilir.
Mısır’da
firavun portrelerinin sfenks biçiminde yapılması gelenektir. Bu yaratığın ortaya
çıkışı da firavunun aslan kadar güçlü olduğunu göstermek içindir. 56. sülale
zamanında sfenks aslanların adı altında anılır ve Aton ile özdeşleştirilir.
Yeni imparatorlukta 1. Thutmosis zamanında Gize sfenksinin adı ‘Hor-em-akhet’
yani ‘Horus Ufukta’ ve ‘Horus Mezarlıkta’dır. Latin metinlerinde ise sfenks
yeraltı dünyasının kuzeyinde uzak bir yerde durur ve Nemes krallığının sihirli
peruğunun koruyucusudur. Orta İmparatorlukta 1. Seostris sarayının
muhafızlarıdır. 3. Amenemhat’ın Ugarit’e gönderdiği iki sfenks Baal
Tapınağı’nın girişine yerleştirilir. Yeni İmparatorluk döneminde de yapılan
tapınaklara açılan yolların iki kenarında kalın temeller üzerine oturan
sfenksler dizilidir. Karnak’taki Amon Tapınağı’nın giriş yolundakiler aslan
gövdeli ve koçbaşlıdır. Tapınağın tanrısını kötü etkilerden koruduğuna
inanılan karışık hayvanların ayaklarının arasında bir tanrının ya da kralın
heykeli bulunur.
Mısır mitolojisinde önemli bir rolü olan sfenks
yeraltı dünyasının kapılarının da gardiyanıdır. Pasif muhafızlıktan kralın
düşmanlarını yok ediciye dönüşen bu doğaüstü yaratık bir yazıtta kendini şöyle
ifade eder: “Mezar şapelini korurum. Mezara ait odanın muhafızıyım. Zorla içeri
gireni uzaklaştırırım. Düşmanları ve silahlarını yere fırlatırım. Mezar
şapelinden hainleri kovarım. Bir yere gizlenmiş düşmanları yok ederim.
Gizlenecekleri yerleri kapatırım”. Kahire Müzesi’nde bulunan 4. Thutmosis’in
savaş arabası kartal başlı, kanatlı, elinde hayat sembolü ve oraklı tanrı
Horus’un düşmanlarını ayakları altında çiğneyen sfenkslerle süslüdür. Mısır’da
böcek şeklinde muskalar, mücevherler, duvar resimleri ve steller üzerinde de
tanrısal varlıkları, gücü ve bilgiyi simgeleyen sfenksler genellikle uzanmış
durumda, erkek başlı, kanatsız ve sakallı olarak tasvir edilir.
Sfenks Mısır etkisiyle Suriye’de de tanınır ama oradaki anlamı belirsizdir. Suriye
ve Fenike tasvirlerinin Mısır’dakinden en önemli farkı kanatlı olmasıdır. M.Ö.
15. yüzyılda ortaya çıkan dişi sfenks de başka bir yeniliktir. Mühürlerde, fildişi ve
metal eşyalar üzerinde, oturmuş ve pençesini kaldırmış olarak çoğunlukla bir
aslan, bir grifon ya da diğer bir sfenksle birlikte görülür. M.Ö. 13. yüzyılda
Fenike’de Kral Ahiram lahtinde kral tahtının yanında durur. Sfenksler cennetin
kapılarının muhafızlarıysa buradaki de kralın ruhunu cennete almak için bekler.
Suriye üslubundaki mühürlerde saçları kısa kesimli veya Mısır’dakileri andıran
bir örtüye sahip karşılıklı duran sfenkslerin aralarında bitkisel motifler
bulunur. Ana konunun yanında bezeme amaçlı bu tür figürler fildişi eserlerde de
betimlenir. Megiddo’dan Hitit üretimi bir fildişi plaka ilginç bir çalışmadır.
Plakanın üst bölümünde yüksek konik şapkalı bir sfenksin göğsünden aslan başı
çıkar. Alt bölümde ise saçı bantlı sfenksin hathor lülesi göğsüne iner. Kuyruğu
arka bacağın altından yukarıya kıvrıktır ve oturan Mısır sfenksi tarzında
gergindir. İki figür arasındaki bitki simetrik değildir. Doldurma öğesi
olmasından çok bir sembol gibidir. Suriye’den örneklerde sfenks şeklinde fildişi mobilya
parçalarına da rastlanır.
Suriye’den Mezopotamya’ya geçen sfenks tasvirleri
Erken Sülale Devri’nde ve Yeni Babil sanatlarında mühürlerde, fildişi eserlerde
ve kabartmalarda uygulanır. Sümerlerde İştar Tapınağı’nda böyle kanatlı, insan
başlı kabartmalar vardır. Yeni Asur döneminden 2. Asurnasirpal’in (M.Ö.
883-859) Nimrud’daki sarayının kapısındaki sfenks aslan gövdeli, kartal
kanatlı, erkek başlı, sakallı ve uzun saçlıdır. Lamassu
da denilen heykelin önden bakıldığında iki
bacağı profilden ise arka bacakları ve ortadaki yürür pozisyondaki beşinci
bacağı görülür. Yeni Asur döneminde Nimrud’da Asurahaiddin Sarayı’nın bir oda
girişinde öndeki çifti büyük, arkadaki ise küçük boyutlu insan başlı, sakalsız,
çökmüş, kanatlı aslan biçiminde sütun altlıkları işlevsellikleriyle ön plana
çıkarlar. Arslantaş’tan fildişi bir eserde kutsal ağacın iki tarafında
karşılıklı duran koçbaşlı, kanatlı sfenksler vücutlarının oyumu ve ön ayakları
arasından sarkan giysileriyle ve ince işçilikleriyle farklılaşır. Çift taç
takmış sfenkslerin boyunları, tüyleri ve boynuzları ve kutsal ağacın
çevresindeki şeritler altındır. Giysilerinden dolayı Korsaabat’ta bulunmuş kanatlı
sfenkse benzerler. Ancak Korsaabat’taki insan başlıdır ve Mısır örneklerindeki
gibi başlıklıdır. Samarra ve Nimrud’da fildişi
eserlerde bu şekilde sarkan giysili sfenksler
bulunur.
Nalan Yılmaz - 23 Temmuz 2005, Cumartesi, Hürriyet, Agora
Nalan Yılmaz - 31 Temmuz 2005, Pazar, Hürriyet, Agora
Nalan Yılmaz, Tapınakların ve Mezarların Muhafızı Sfenks, 7 Ekim 2008, Lebriz Sanal Dergi
Ayrıca bakınız: Karışık Yaratıklar: Grifon, Sfenks, Kentauros
***** Bu
sayfalardaki yazıların tüm hakları yazara aittir. Sadece kaynak
gösterilerek, yazar adı ve orijinal sayfanın aktif linki belirtilerek
alıntı yapılabilir ve paylaşılabilir. Nalan Yılmaz adıyla tüm yazılar 'Creative Commons Attribution Noncommercial-No Derivative Works 3.0 Unported License' altında tescillidir.