Francisco de Goya’nın kara romantizmindeki melankoliye karşın John Constable’da açık hava ve doğa tasvirleriyle hüzünlü bir atmosfer göze çarpar. Romantik ressamlarda dalgalı denizin, gece yıldızlarla gündüz bulutlarla donanmış bir gökyüzünün, ormanlıkların, kayalıkların ve çayırların göründüğü manzaralar yaygın konulardır. Doğa doğrudan bir gözlemin yanı sıra düş, ruh ve duygusal değerler de katılarak resmedilir. Geçmişten bir kalıntının olduğu ıssız sakin yerler tercih edilir. İngiliz romantik ressamlarından Constable (1776-1837) kırsal görünümlere olan ilgisinin belirgin olduğu manzaralarında noktasal boya kullanımıyla ve hızlı fırça vuruşlarıyla geçiciliği yakalar. Şiirsel manzaralarını önceden belirlenmiş kurallara göre değil kendi gördüğü ve bildiği gibi yapar.
Doğayı gerçekçi bir şekilde vermek ister. Kırlara çıkıp çizimler yapar daha sonra onları renklendirir. Bu özellikleriyle Barbizon Okulu ve Empresyonistler üzerinde etkili olur. Weymout Körfezi'nde kompozisyonun üçte ikisini bulutlu ve hareketlilik içindeki gökyüzü oluşturur. Gökyüzünün kasveti ve dalgalı deniz fırtına habercisidir. Uzaklardaki tepelerin önünde bir çoban ve sürüsü görülür. Ön planda şapkalı küçük bir figür kayığın bulunduğu yere doğru yürür. Kapalı ve rüzgarlı bir havada, dalgalı deniz kıyısında yürüyen insanın doğa içindeki küçüklüğü dikkat çekicidir ve melankolik bir etki yaratır.