Minyatür, Ortaçağ Avrupası’nda yapılan el yazmalarının bölüm başlarındaki harflerin minyum denilen maden kırmızısıyla boyanmasına verilen isimdi.
Zamanla bu kitaplardaki metni açıklayıcı resimler minyatür adını aldı.
Osmanlıda el yazması kitapların resimlerine ilk zamanlarda nakış, ressamlarına
da nakkaş deniyordu. Daha sonra
sadece boya ile yapılan her türlü süsleme için nakış veya tasvir ve bunu
yapanlar için de nakkaş veya Allah’ın 99 adından biri olan ve şekil veren
anlamında musavvir
kullanılmıştır. Osmanlı Minyatür sanatında portre yapmaya şebi
yazmak, grup halinde resimlere meclis, peyzajlara tar, peyzaj ressamlarına tarrah, perspektifli minyatüre ise endamlı denir.
Bir tür suluboya tekniğiyle yapılmasına rağmen minyatürde toprak boyalarla şeffaf ve solmaz renkler elde edilir. Boyalar suda eritilir veya mermer plakalar üzerinde kitre ile karıştırılır ve ezilir. İçine yumurta sarısı ilave edilerek boya sabitleştirilir. Yumurta sarısı ayrıca boyanın kağıt üzerinde hafif kabarık olmasına yol açar ve kalitesini yükseltir ancak çabuk kurur. Bu yüzden 18. yüzyıldan itibaren doğal boyalar yerine tutkallı boyalar kullanılmaya başlanır. Suda eritilen tutkala bir damla saf pekmez veya iki damla üzüm suyu karıştırılarak yumurta sarısının verdiği parlaklık daha da kuvvetlendirilir. Pamuktan yapılan yumuşak bir kağıt veya parşömen kağıdı üzerine ahar astarı geçirilir. “Ahar kaynatılmış nişastadan ya da nişasta ile yumurta akından hazırlanan kağıt yüzeyini düzgün ve kaygan hale getirmeye yarayan bir bileşimdir. Kağıdın üzerine bu bileşimi sürmeye aharlamak denirdi”(1). Bileşim kağıda deniz canlıları veya böceklerin kabuğuyla sürülür, mermer üzerinde kağıdın son derece kaygan olmasını ve fırçanın kaymasını sağlar. Nakkaş ufak bir yanlışlık yaparsa kağıdın üzerinde hafif bir fırça darbesiyle hatayı düzeltmesi mümkündür. “Aharlanmış ve parlatılmış kağıt üzerine suya batırılmış boyasız fırçayla minyatür çizilir. Islak fırçanın kağıda temas eden yerleri cilayı gidererek matlaşır. Böylece ressamın çizeceği minyatürün kompozisyonu renksiz olarak kağıt üzerinde belirir. Kağıt kuruduktan sonra kompozisyonun bölümleri boyalarla istenilen renklerde doldurularak tamamlanır” (2).

Minyatürün ilk uygulanışı Çin ve Orta Asya’dır. Orta Asya’da Turfan, Kuça ve Kızıl gibi Türk şehirlerinde yapılan kazılarda milattan birkaç yüzyıl öncesine ait minyatürlü el yazmalarına rastlanmıştır. Minyatür Çinliler ve Türklerden İran’a, Hindistan’a, Arap ülkelerine, Mısır’a ve Avrupa’ya geçmiştir. Eski Mısır medeniyetinde de papirüs üzerine resimler yapıldığı bilinmektedir. Bu resimler M.Ö. 2. yüzyıla ait olan astronomiyle ilgili bir kitaba yapılmıştır. Yunan ve Romalıların da deri üzerine yazılı ve resimli kitapları bulunmuştur.



Anadolu’da ilk kez Anadolu Selçuklu döneminde görülen minyatür 12. ve 13. yüzyıllarda Diyarbakır ve çevresinde Artuklu Sultanlarının ve Konya’da ileri gelenlerin koruyuculuğu ile uygulanır. Özellikle Konya’da tasavvuf düşünürü Mevlâna’nın (1207-1273) ve müritlerinin resme olan ilgileri nedeniyle içinde bulundukları sanat ortamında minyatüre de önem verilir. Nakkaş Nuri, Mevlana portreleri yapar. Selçuklu nakkaşları arasında Yusuf bin Hamza, Mehmed bin Abdullah, Bedreddini Tebrizi, Aynüddevle, Şehabettin Guyende gibi isimler sayılabilir. Ancak Anadolu Selçuklu döneminden kalan el yazma örneği azdır. Kitab-al Hasayiş-otlar kitabı-, Konya’da hazırlanan Varka ile Gülşah ve Tezkire sayılabilir. 2. yüzyılda yaşamış Dioskorides’in De Materia Medica adlı botanik ve zoolojiden bahseden kitabının Arapça çevirisi olan ve 1152-1176 yılları arasında Silvan’da yapılan Kitab-al Hasayiş’de bir kısmı antik örneklere bağlı bitki, hayvan ve insan resimleri yer alır. Minyatürlerde figürler ön plandadır, doğa simgesel bir şekilde gösterilir ve renkler de uyumludur.
Diyarbakır Artuklu Sultanı, Nasr ad-Din Mahmud’un 1206 yılında hazırlattığı Ma’rifat al-Hıval al-Handasiye -otomatlar- teknik buluşları ve mekanik aletleri anlatan bir eserdir. Su saatleri, insan ve hayvan şeklinde veya müzikli makineler, otomatik kaplar, fıskiyeler gibi bölümler içerir. Eseri yazan ve resimleyen El Cezeri’dir. Varka ve Gülşah 11. yüzyılda Şair Ayyuki’nin yazdığı Hz. Muhammed zamanında geçen kardeş çocukları arasındaki aşk hikayesinin el yazmasıdır. Farsça yazmanın minyatürleri 13. yüzyılda Muhammed bin Abdülmümin tarafından Konya’da yapılır. Yazmanın 71 minyatürü Topkapı Sarayı Müzesi’ndedir. Sayfaların ortasında yatay bir dikdörtgen içine yerleştirilen -sinema şeridi gibi olayların birbirini izlediği- minyatürlerde güçlü renkler, yalın düzenlemeler az da olsa süsleyici öğeler dikkat çeker. 1271’de Aksaray ve Kayseri’de hazırlanan 146 sayfalık üç bölümden oluşan Nasrettin Sivasi Tezkiresi’nde astroloji ve büyüyle ilgili konuların tasvirleri vardır. Tasvirlerde Bizans etkileri yanı sıra fantastik yaratıklar ve çok başlı melek figürlerinde Uygur ve Hint resim sanatından esinlenmede görülür...
1- Yeni Türk Ansiklopedisi, 7, Ötüken Yayıncılık, İstanbul, 1985, s: 2420
2- a.g.e, s: 2420
3- Renda, G., Minyatür, “Levni”, Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi, 2, Yapı Endüstri Merkezi Yayını, İstanbul, 1997, s: 1262
4- Renda G., Erol, T., Başlangıcından Bugüne Türk Resim Sanatı Tarihi, 1, Tiglat Basımevi, İstanbul, s: 32
5- Aslanapa, O., Türk Sanatı, Remzi Kitabevi, İstanbul, 1984, s: 381
6- Tansuğ, S., Resim Sanatının Tarihi, Remzi Kitabevi, İstanbul, 1993, s: 155
7- Yetkin, S. K., İslam Ülkelerinde Sanat, Cem Yayınevi, İstanbul, 1984, s: 213
8- Anadolu Uygarlıkları Ansiklopedisi, 5, Görsel Yayınlar, İstanbul, 1982, s: 949
Nalan Yılmaz, Minyatür Sanatının Anadolu'da ve Osmanlı'da Gelişimi, 9 Mayıs 2008, Lebriz Sanal Dergi
Minyatür Sanatının Anadolu'da ve Osmanlı'da Gelişimi - 2
*****Bu sayfalardaki yazıların tüm hakları yazara aittir. Sadece kaynak gösterilerek, yazar adı ve orijinal sayfanın aktif linki belirtilerek alıntı yapılabilir ve paylaşılabilir. Nalan Yılmaz adıyla tüm yazılar 'Creative Commons Attribution Noncommercial-No Derivative Works 3.0 Unported License' altında tescillidir.
0 comments :
Yorum Gönder