26 Temmuz 2008 Cumartesi

Dört Kuşak Bir Arada Resim Heykel Sergisi

Beyoğlu İstiklal Caddesi’ndeki Yeminli Mali Müşavirler Sanat Galerisinin ikinci katında 29 Mart’ta açılan Berlin Talat Paşa Harekatı 2006, Her Yer Lozan Fotoğraf Sergisi ve Dört Kuşak Bir Arada Karma Resim, Heykel Sergisi 25 Nisan’a kadar sürecek. Geniş bir salona sahip galeride 80’nin üzerinde sanatçının çeşitli tekniklerdeki ve ebatlardaki 103 çalışmasını beraber görme imkanı bulunuyor. 

Sergide resimleri ve heykelleri bulunan sanatçılar: Bedri Rahmi Eyüboğlu (1913-1975), Eren Eyüboğlu, Abidin Dino, Devrim Erbil, Cihat Aral, Alaattin Aksoy, Burhan Uygur (1940-1992), Ekrem Kahraman, Nazmi Yılmaz(1944-2004), Orhan Benli, Ali Candaş, Balaban, Faruk Cimok, Filiz Başaran, İrfan Okan, Neriman Oyman, Hakan Gürsoytırak, Fikret Öztürk, Zafer Erkan, Muharrem Pire, Serpil Yeter, Nevin İşlek, Yunus Tonkuş, Kazım Karakaya, Levent Taka, Adnan Olgun, Hamiyet Uslu, İ.Taşçıoğlu, Emre Şenoğlu, Canan Atalay, Müjde Ayan, Kaan Güner, Rıdvan Coşkun, Biles Öcal, Aydemir Atalay, Nevin Erhal, Evrim Erbek, Mehlika Baş, Şadan Bezeyiş, Fahri Sever, Yusuf Ziya Aygen, Nihal Okçetin, Turan Enginoğlu, Akif Şenoğlu, Selçuk Günay, Sabiha, Maruf, Oğuz Dinçer, Feriha Tuğran, Yücel Dönmez, Ahmet Yeşil, Basri Erdem, Şeyma, A. Onat, Halim Çeliker, M. Füsun, Halil Coşkun, L. P. Kumbul, Hamiyet Uslu, Murat Ergin, Faruk, Niyazi Toptoprak, Bünyamin Özgültekin, Umur Türker, Fatih Sarmanlı, Süha Semerci, Vural Yıldırım, Bedri Karayağmurlar, Can Keser, Türkan Göksan, Sema Tekin, Cahit Koççoban, Rasin, Barış Sarıbaş, Saadet, Özgür Oral, A.Bisen Tatlıdere, Ercan Demir, Oğuz, Şerif Günyar, Kemal Uludağ, Faruk Manici, Nihal Doğanay, Saim Dursun, Hakan Kutlu, Ayten Çağlar, Berç Toroser, Burcu Perçin, Barış Sarıbaş, Ceren Başenek...

1948 Tarsus doğumlu ressam Ekrem Kahraman resminde doğa, üç boyut ve mekan birlikteliğinde sınırsızlık, sadelik dikkat çekiyor. Caspar David Friedrich'in resimlerindeki doğanın eziciliği karşısındaki insanın çaresizliği, trajik duruşu gibi bu resimde de kompozisyonun büyük bir bölümünü kaplayan bir gökyüzü ve uçsuz bucaksız toprak da melankolik bir atmosfere neden oluyor. Gökyüzünün koyuluğu, soğuk rengiyle ve toprağın çiçekli, canlı açık rengi karşıtlık oluşturuyor. Geometrik ve uzun şekiller üç boyutu belirginleştiriyor. Sonsuzluk içindeki bir anda varoluş sorgulaması yanı sıra zaman ve geçicilik gibi kavramları da akıldan geçirten bir resim.

Sergide resmi yer alan Nazmi Yılmaz’ın çalışmalarında ise çoğunlukla kadın figürlerine rastlanıyor. Kadınlar toplumdaki konumlarından dolayı bazen kırılgan, hüzünlü, yalnız, umutsuz, hayatın yükünü üzerinde taşıyan, çaresiz kişiliklere dönüşür. Bazen de küçük kız çocuğunu andıran figürlerde renklerle ve ifadeyle belirginleşen neşeli bir hava sezilir. Kadınlar nasıl gösterilse gösterilsin yine de güçlü varlıklarını hissetmek mümkündür. Herkesin yüz yüze geldiği, dilinin ucunda olduğu halde söyleyemediği şeyleri resim diliyle gün ışığına çıkarıp bir açıdan da kendi iç dünyasının çıkmazlarını zorlayan ressamın resimlerinde ikili, üçlü gruplar halindeki figürler kompozisyon içinde dengeli bir şekilde yer alırlar. Gerçeklik duygusu uyandıran anatomik ve perspektif kurallara bağlı kalmayan ve boşlukta asılı gibi gösterilen figürler renk ve lekeyle bütünleşip keskin hatlarından sıyrılır. Durdukları bir yer olsa bile belirsizdir, seçilemez. 

Figürlerin arasında ön planda olması gerekenden küçük veya figürlerle aynı boyda bir ağaç yer alırken arka planda perspektif kurallarına göre küçülmesi gereken ağacın boyu uzayabiliyor. Bu da konu gerçek hayattan alınsa da kağıda ve tuvale aktarırken fantastik kurguyu güçlendiriyor. Üç boyutlu dünyanın dışında bir mekan dikkat çekiyor. Figürler tek düzlem üzerine yerleştirilmiş. Bazen güneş batışıyla romantik bir atmosfer sağlanıyor ve figürlerin dışarıda olduğu anlaşılıyor. Bulundukları yerin anlaşılmasını sağlayan ipuçlarından boş kalan bölgelerde lekelerle oluşturulmuş ay, ağaç, kuş, su, bulut gibi ikincil nesneler olsa da özellikle kadın figürleri kompozisyonun en önemli öğesidir.

Nevin İşlek yağlıboya, tuval üzerine karışık teknik ve camaltı tekniğinde çalışıyor. Kedi resimleriyle ünlü ressamın çalışmalarında gerçekler masala dönüşerek izleyiciye aktarılıyor. Sergideki Ulusal Kanal resminde de böyle bir anlatım göze çarpıyor. Hitit güneşi, Şahmaran, Karagöz-Hacivat, İstanbul silueti, Fatih Sultan Mehmet, Anadolu tabletleri, Türk bayrağı ve Atatürk aynı kompozisyon içinde yer buluyor.   

 Nalan Yılmaz, 17 Nisan 2006, Lebriz Sanal Dergi

*****Bu sayfalardaki yazıların tüm hakları yazara aittir. Sadece kaynak gösterilerek, yazar adı ve orijinal sayfanın aktif linki belirtilerek alıntı yapılabilir ve paylaşılabilir. Nalan Yılmaz adıyla tüm yazılar 'Creative Commons Attribution Noncommercial-No Derivative Works 3.0 Unported License' altında tescillidir.   Creative Commons License
 

0 comments :

Yorum Gönder



Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...