Aralık 2014'te Kuzguncuk gezimiz sırasında görebilme şansı bulduğum Bağlarbaşı'ndaki ‘Koç Topluluğu Spor Kulubü’ne ait tesis arazisi içinde bulunan Abdülmecid Efendi Köşkü
dış ve iç görünümüyle etkileyici. Mısır Hıdıvi İsmail Paşa'nın 1880’li
yıllarda oğlu Tevfik Paşa için av köşkü olarak yaptırılan yapı, 1895’te Sultan
II. Abdülhamid tarafından satın alınarak Abdülaziz'in oğlu Abdülmecid
Efendi'ye (1868–1944) tahsis edilir. Şehzade Abdülmecid Efendi harem
ve müştemilat binalarıyla genişletilen yapıların günümüze ulaşan
selamlık bölümünü 1918 yılına kadar yazlık konut olarak kullanır. Burada
özellikle Çarşamba günleri resim yaptığı bilinir. Diğer günlerde ise
dönemin sanatçılarının, edebiyatçılarının ve siyasetçilerinin sık sık
toplandığı bir kültür merkezine dönüşür. 200 dönüme yakın bir koru
içinde yer alan ve 1903 yılında onarım gören köşkün bazı kaynaklarda
mimar Alexandre Vallaury tarafından tasarlandığı belirtilir.
22 Ocak 2015 Perşembe
16 Ocak 2015 Cuma
Aslan Şehir: SİNGAPUR
Changi havaalanına iner inmez ne kadar düzenli bir şehre geldiğimizin sinyallerini aldık. Şehirde geçirdiğimiz üç günün sonunda da bundan emin olduk. Geldiğimiz yer olan Bangkok’un karmaşasından sonra Singapur, metrosuyla, tertemiz sokaklarıyla bizi etkilemeye hazır. Dünyanın dördüncü büyük ticaret ve finans merkezi olmasıyla, gökdelenlerin çokluğuyla yaşam kalitesini de belli ediyor.
Burada yaşayanlar çoğunlukla Çinli, Hintli ve Malezyalı. Her üç kişiden sadece biri Singapurlu. Bu kültür çeşitliliği yemeklere de yansıyor. İnsanları seviyeli ve mesafeliler. Ülkede pek çok yasak olduğunu hediyelik eşya dükkanlarındaki tişörtlerin baskılarından anladık. Genelde mantıklı yasaklar: tükürmek, sakız çiğnemek ve yemek yemek (bazı yerlerde) vb. Bu yasakları bilmeden önce kuşları beslemek için ekmek kırıntıları attığımızı hatırlayınca -kuş beslemekte yasak- yakalanmadığımıza ve ceza ödemediğimize sevindik.
10 Ocak 2015 Cumartesi
1980'lerin Şarkıları
1980'li yıllarda çocuk veya genç olanların unutamadığı şarkılardan seçmeler
1980 - 1984 1985 - 1987
2 Ocak 2015 Cuma
16 Aralık 2014 Salı
Kuzguncuk'ta Bir Cumartesi
İstanbul saklı hazinelerle dolu bir kent. Her bir semtinde modern hayatın gereksinimleriyle donatılan dükkanlarla
birlikte tarih, gelenek, kültür ve hayat kesişir. Geçmiş ve günümüz iç içeliği
hissedilir. Geçtiğimiz cumartesi arkadaşlarımla Üsküdar ile Beylerbeyi arasında kalan ve kendine has mahalle
dokusunu koruyan semtlerden biri olan Kuzguncuk'a Arttravel'ın düzenlediği turla gittik ve iyi de yaptık. İstanbul'da yaşayanlar çoğunlukla bir koşuşturma içinde zaman tüketirler. Hiçbir şeye vakit yok gibidir. Boğaz yolundaki bir semtin caddelerinde, sokaklarında gezinmeden; oradaki hayata dokunmadan belki de pek çok kez geçip giderler. Bu gezi ile o sokaklarda dolaşıp, üç dinin ibadet mekanlarını ziyaret etmek güzel bir deneyim oldu.
Sabah 9.30' da tura katılanlar Harbiye'deki Vip Turizm önünden alınıp 10.00'da Kuzguncuk'a ulaştılar. Ben Harbiye'ye geçmedim, evden Kuzguncuk'a erken geldim. Bir süre deniz kıyısından Boğazı seyrettim sonra iskele karşısındaki bir sokağa girdim ve fotoğraf çektim. Hava 10 dereceyi gösteriyordu. Soğuk sayılmazdı ama yine de saatlerce dışarıda olacağımız için üşünebilirdi. Gezimiz çocukluğu Kuzguncuk'ta geçmiş, bugüne kadar mimarlık ve restorasyon alanlarında sayısız proje gerçekleştirmiş değerli mimar Dr. Sinan Genim'in İsmet Paşa Restoranı yanındaki küçük sahil parkında bize o yapıyla ilgili kendi anılarını da aktarmasıyla başladı. Bu parkta 1831 tarihli, beton bir duvar üzerindeki mermer dikdörtgen çerçeve içinde ayna taşından yapılmış bir çeşme de bulunuyor. Yaptıranı bilinmeyen, yaprak motifleriyle süslü çeşmenin üst kısmındaki oval rozet içinde kitabesi yer alıyor.
Sabah 9.30' da tura katılanlar Harbiye'deki Vip Turizm önünden alınıp 10.00'da Kuzguncuk'a ulaştılar. Ben Harbiye'ye geçmedim, evden Kuzguncuk'a erken geldim. Bir süre deniz kıyısından Boğazı seyrettim sonra iskele karşısındaki bir sokağa girdim ve fotoğraf çektim. Hava 10 dereceyi gösteriyordu. Soğuk sayılmazdı ama yine de saatlerce dışarıda olacağımız için üşünebilirdi. Gezimiz çocukluğu Kuzguncuk'ta geçmiş, bugüne kadar mimarlık ve restorasyon alanlarında sayısız proje gerçekleştirmiş değerli mimar Dr. Sinan Genim'in İsmet Paşa Restoranı yanındaki küçük sahil parkında bize o yapıyla ilgili kendi anılarını da aktarmasıyla başladı. Bu parkta 1831 tarihli, beton bir duvar üzerindeki mermer dikdörtgen çerçeve içinde ayna taşından yapılmış bir çeşme de bulunuyor. Yaptıranı bilinmeyen, yaprak motifleriyle süslü çeşmenin üst kısmındaki oval rozet içinde kitabesi yer alıyor.
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)