10 Haziran 2014 Salı

Sanatçı, Sembol ve Algı

Vincent van Gogh, Bedroom in Arles, 1888,  72 x 90 cm
Sanatçı algıladıklarını sembollerle iletir ama ne kadar olağanüstü de olsa semboller temsil ettikleri şeyler yanında her zaman yetersiz kalırlar. Gerçeği, saf olanı ve mutlak olanı anlayabilmek, tüm netliğiyle kavrayabilmek için yol gösteren simgeler simgeledikleri şeyin önüne geçip öze inilmesini ve odaklanmayı zorlaştırabilir. Bazen de gerçek olandan çok daha fazla bir etki uyandırır. Sanatçının yaradılış bilinci, görüşü ve algısı herkesten daha gelişkindir. Bitmeyen çabası saf varoluşun muhteşemliğini yansıtabilmek üzerinedir. İfade gücünün tüm olanaklarını kullanarak renkleri ve biçimi kontrol altına alıp; şeyleri ve yoğun düşüncelerle, rüyalarla açığa çıkan iç dünyayı ve görüyü olduğu gibi gösterebilmek… Bir bakışla görülemeyeni kavrayabilmek, katmanlarına inebilmek… Sıradan insani kaygılar ve sorunların ötesinde algıları başka boyutlara açabilmek… Gösterişsiz, sadece kendi olanı ve bundan da hoşnut olanı ayırt etmek... Gerçekliğin daha derin bir görüş gücüyle kavranmasını sağlamak... Kendi varlığındakini anlamaya çalışmak…

2 Haziran 2014 Pazartesi

Üsküdar'dan Görünümler

Geçen hafta doğup büyüdüğüm Üsküdar'da aylakça dolaştık. Sadece amaçsızca kentte yürüyerek gezinmekten keyif alan, vakti bol bir flaneur gibi :). Eskiden en çok zamanımızın geçtiği yer Sultantepe'ydi aslında. Daha önce kimisini onlarca kez ve kimisini ilk kez gördüğüm ya da dikkatimi verdiğim mekanların fotoğrafları aşağıda:

Salacak'ta efsaneleriyle ünlü ve dünyada en çok fotoğrafı çekilen 10 yerden biri olan tarihi yapı Kız Kulesi

27 Mayıs 2014 Salı

Mimar Sinan'ın İzinde

Önceki haftalarda Çengelköy, Anadolu Kavağı, Yoros Kalesi, Yuşa Tepesi; Karaköy kafeleri, Galata ve Beyoğlu gezilerimizden sonra yine güzel bir bahar gününde arkadaşlarımla Mimar Sinan Gezisi* yapmaya karar verdik. Eminönü'ne geçerken Gökçeada'da 6.5 şiddetinde deprem olmuş. İstanbul'un pek çok yerinden de hissedilmiş. Denizde seyir halindeki motorda depremi hiç fark etmedim. Küçük turumuzun ilk durağı olan Tahtakale'deki Rüstem Paşa Camii'nin -1561- iç ve dış duvarlarındaki çiniler renkleri, motiflerin çeşitliliği, ince işçiliği ve uyumlu düzenlemeleriyle göz alıcı. Natüralist üslubun hakim olduğu çiniler arasında 41 çeşit lale motifi bulunuyor. Kütahya ve İznik'te çini atölyeleri sahibi, zenginliği ve entirikacı yönü dillere destan Rüstem Paşa 4000 kadar çiniyi camide kullandırır Mimar Sinan'a. Mavi ve beyaz rengin hakimiyetindeki çinileri ön planda olsa da kalem işleriyle de dikkat çeken süslemeler klasik Osmanlı özelliklerini yansıtıyor. Sinan yapılarının sadeliğinden uzak olan sekiz destekli cami, altındaki depo katıyla yükseltilmiş bir platform üzerinde inşa edilmiş. Alt katın paralelinde dükkanlar sıralanıyor. Dar alana kurulu caminin önünde beş bölümlü son cemaat yeri mevcut. Camide etraftaki dükkanların esnafı öğle namazı kılarken turist grupları da bizim gibi son cemaat yerinde içeri girmek için bekliyor. Külliye iki han, hamam ve medreseye de sahip.

14 Mayıs 2014 Çarşamba

Gün Kömür Karası

Soma'da hayatını kaybeden maden işçilerimiz için çok üzgünüm. Yakınlarının acısını paylaşıyorum. Bir daha bu tür kazalarla karşılaşmamak için en kısa zamanda sorumlular bulunup cezalandırılmalı. Bu ölümler 'kader' deyip geçiştirilemez. Önlem almak, işçilerin güvenliğini sağlamak ve haklarını korumak için uluslararası sözleşmeler imzalanmalı; bir an önce yeni kanunlar çıkartılmalı.

yusuftansuozel.blogspot.com.tr
 İllüstrasyon Yusuf Tansu Özel


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...