Yıllar önce bir panelde eleştirmenlerin görüşlerini dinleme fırsatım olmuştu. Konuşmasında eleştiri ve sanat tarihi birlikteliğine değinen Jale Erzen’e göre "Türkiye’de eleştiride tavırlar belirsiz. Batı dışındaki toplumlarda eleştirinin gelişememesinin nedeni sanatın çok belirgin amaçlara yönelmesi ve otonom olması. Günümüz sanatında endüstri ve teknolojiyle birlikte anlam ve biçim kopuktur. Biçimi sanatçı tek bir parçada sunmuyor. Biçim ve içerik arasında doğrudan bir ilişki yok. Sanat eseri parçalanmış durumda. Eleştirmen biçimi yapılandırmalı"...
Eleştirmen ve küratör Ali Akay için ise: “Ölümün varlığını hisseden insan sanat yapar. Eleştiri için kuramsal alan ve söz söyleyecek insanların ortamı zorunlu. Dönemler boyunca çağdaş ve modern sanatların problemi anlam ve biçimin kopması değil birleşmesi, kavramla el becerilerinin aynı yerde kullanılmasıdır. Bugünün sanatında da biçim ve içerik birlikteliği vardır. Yapıt içinde bulunduğu dönemde eleştirilmelidir. Modern akım temsiliyeti kırmıştır ancak Postmodernizm’de yeniden ortaya koyulur.”
Eleştirmen ve küratör Ali Akay için ise: “Ölümün varlığını hisseden insan sanat yapar. Eleştiri için kuramsal alan ve söz söyleyecek insanların ortamı zorunlu. Dönemler boyunca çağdaş ve modern sanatların problemi anlam ve biçimin kopması değil birleşmesi, kavramla el becerilerinin aynı yerde kullanılmasıdır. Bugünün sanatında da biçim ve içerik birlikteliği vardır. Yapıt içinde bulunduğu dönemde eleştirilmelidir. Modern akım temsiliyeti kırmıştır ancak Postmodernizm’de yeniden ortaya koyulur.”