22 Şubat 2009 Pazar

Sanatçı Kimdir?

Sanatçının üretimi tektir. Tıpkı bugüne kadar bir benzeri daha yaratılmamış insan gibi. Yüzyıllardır dünyaya gelen milyarlarca insanın birbirinden farklı olması gibi. Sanatçı yeni formlar ortaya koyar, eskileri tekrarlamaz ya da olanı değiştirir ve farklılaştırır.

Sanatçı değer taşıyan, benzeri olmayan bir çalışma içinde olandır. Bir eserin biçimlenmesi de becerinin, bilginin ve tekniğin ötesinde kendiliğinden gelen içten bir yetenek olan dehanın sayesindedir.


Sanatçı evren karşısındaki şaşkınlığını, hiçlik, güzellik ve onunla birlikte ölüm korkusunu coşkun bir şekilde kendini sezgilerine ve dehasına bırakarak bitmek bilmeyen bir çabayla ifadelendirmeye çalışandır.

Sanatçı sadece hoşa giden, estetiğe yönelik keyif alınabilecek ürünler değil sarsıcı, çarpıcı, kışkırtıcı, şaşırtıcı ve bir o kadar da düşündürücü eserler de oluşturandır. Sanatın tek amacı güzelliği yansıtmak ya da mesaj vermek değildir, olmamalıdır da.

21 Şubat 2009 Cumartesi

Sınırları Kaldırandır Sanat

İnsanlar maddeyle, zamanla ve mekanla sınırlandırılmışlardır. Van Gogh’un güneşine girip Dionysos’un peşine takıldıklarında sonsuzluğun tadına varabilirler. Sınırları kaldırandır sanat. Coşkuyla kendinden geçişle doğayla bütünleşme, kendi dışına çıkma ve kendini kaybetme isteği içinde olma yaşama karşı sevinç duygusunu getirir ve sanatsal üretimlere neden olur.

Dünyaya geldiği andan itibaren insan bir oyunun içinde yer alır. Zamanla başkalarının oyunundan çıkıp kendisininkini oluşturur. Amaçsız ve çıkarsız olarak sadece eğlenmek için oynar oyununu farkında olmasa da. Sanat da çıkarsızdır ancak yalnız ortaya çıkaranın değil başkalarının da hoşuna giden ve yaşam hakkında belirli bir bakış açısı ileten anlamlı bir üretim olduğu için oyundan farklıdır...

Her insanın kendine özgü yaşamındaki ve düşlerindeki alternatif sonsuz yaşantılarının olağanüstülüğü hayranlık uyandırır. Dünya içinde bambaşka dünyaları barındırır. İnsanın yaşantılarından, çevresindeki olaylara karşı tutumundan, sorgulamalarından, araştırmalarından, düşüncelerinden, duygularından, sezgilerinden ve içindeki sevgiden yola çıkarak kendini ifade etmesindeki ve bunun dünyayı zenginleştirmesindeki büyülü güce yani sanata şaşırmamak ve saygı duymamak mümkün değildir.

20 Şubat 2009 Cuma

Resim Üzerine Düşünceler

*Resim yapmak için yetenek, ilgi, eğitim, teknik bilgi ve çok çalışmak gereklidir. Ancak bunlar yeterli değildir. Geçmişteki ustaların yapıtları ve çağın gelişmeleri takip edilmeli, çevreyi, insanları, doğayı, olayları iyi gözlemlemeli ve daha önce söylenmemişi, fark edilmemişi yakalayıp ortaya konmamış bir tarz edinebilmeli, üslup oluşturabilmelidir. Doğada yer alan ağacı diğerleri gibi resmetmek değil kendi algılarından ve imgelerden yararlanarak yeni bir bakış katıp öznel olduğu kadar nesnelleştirebilmelidir. Resmin kendi içindeki ışık, renk, çizgi, leke, biçim öğeleri bir kompozisyon olarak bütünlük içinde ve dengeli bir şekilde verilmelidir. Resim mesaj vermek zorunda değildir. Kendi içinde uyumu yakalayabilmelidir...

10 Şubat 2009 Salı

Giorgio de Chirico’nun Metafizik Resimleri

Metafizik resmin kurucularından olan Giorgio de Chirico (1888-1978) Teselya’da dünyaya gelir. Arnold Böcklin’den ve Alman romantizminden etkilenir. Nietzsche ve Schopenhauer’in felsefesine ilgi duyar. Bu isimler Chirico’nun dünya ve sanat görüşlerinin belirlenmesinde önemlidir. Schiller doğa sanat birleşiminden söz eder: Gerçek bir sanat eseri doğa eseri gibi olmalıdır. Aklımızın sınırları içinde değildir, sınırsızdır. Belli bir üslupla açıklanamaz. Belli bir üsluba varabilmek için sanatçı doğayla yakınlık kurmalıdır.

İtalyan bir mühendisin oğludur. Yunanistan’da antik kültürle iç içe yaşar. Klasik Yunan sanatını inceleme fırsatı bulur. Atina Akademisi’nde ve Münih’te Böcklin Okulu’nda resim eğitimi görür. Mitolojik konulu çalışmalarına, manzaralarına mistik bir nitelik kazandıran ve ölüm temasını sıklıkla işleyen sembolist ressam

Schopenhauer ise sanat güzelliğinin doğa güzelliğinden üstün olduğunu savunur. Doğal güzellik rastlantısal ve beklenmedik bir uyumun meyvesidir. Sanat doğadan hareketle anlaşılmaz, tersine ideaların derinlemesine izlenmesiyle varlıkların ortaya çıkması sağlanır. Nietzsche sanatı tek metafizik varoluş biçimde yüceltir ve insanın varlığını sanat kavramı içinde görür. Gerçeğin bizi yok etmemesi için sanata sahip olduğumuzu ileri sürer. Sanat yaşamın kendisidir ve bir kurtuluştur. Bilinçaltında zamanlar birbirine karışır ve imgeler bir aradadır. Sanatı bilinçaltı verilerin imgesel dışavurumu olarak tanımlar. Chirico Nietzsche’nin bu düşüncelerini benimser ve onun keşfettiği yabancı, derin, sınırsız, ıssız ve yalnız bir şiirsellikten sonbahar akşamına benzeyen duyguyu tuvale aktardığı nesnelere vermeye çalışır. 

8 Şubat 2009 Pazar

Antik Çağda Anadolu'lu Filozoflar

Antik dönemde Yunan uygarlığının her alanında olduğu gibi düşünce ve felsefede de gelişme  olmuştur. Yunanlılar Eski Mısır ve Doğu uygarlıklarından etkilenerek yeni düşünce şeklini oluşturmuşlardır. Ancak felsefe belli bir kültürün sonucunda ortaya çıkmıştır. Yunanlı filozofların önemli isimleri Batı Anadolu toprakları üzerinde yaşamış ve öğretileri buradan Yunanistan'a geçmiştir. İyonya felsefesini Yunanistan'da Kolophonlu Ksenofanes yaymış ve bir felsefe ekolü kurmuştur. M.Ö. 6. yüzyılda İyonya'da aydın çevrelerde belli bir düşünce oluşmaya başlamış, çok tanrılı bir dinin kabul edildiği bir ortamda doğa olayları bu tanrıların gücüyle değil doğa kanunlarıyla açıklanmaya çalışılmıştır.

İyonya'da bilimi ön plana çıkaran doğa filozofları Efesos ve Miletos şehirlerinde yaşamışlardır. Miletoslu matematikçi, astronomi bilgini ve düşünür THALES her şeyin kaynağının su olduğunu ileri sürmüştür. İlk Yunanlı filozof olarak kabul edilen Thales 'şeylerin gerçeği insan değil sudur' demiştir ve dünyayı okyanus üzerinde yüzer olarak düşünmüştür. Ayrıca Anadolu kıyılarından görülen M.Ö 585 yılındaki güneş tutulmasını önceden hesaplayabilmiştir...



Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...