Çiftçi bir ailenin çocuğu olan Barbizon Okulu kurucularından ve manzara ustalarından Jean François Millet
(1814-1875) doğayı yücelten görünümlerle birlikte kırsal kesim insanını
da resmettiği için Realisttir. Louvre Müzesi’nde İtalyan ressamlarını
ve Fransız klasiklerini özellikle figürlü veya figürsüz manzaralarıyla
ünlü Nicolas Poussin’i inceler. Fransa’da çalışan insanlar sanatçıların
ilgisini çeker. Akademiye ve Romantizm’e karşı çıkan Millet Paris
dışındaki alanlarda çalışanların duruşlarını, hareketlerini coşku ve
heyecan katmadan olduğu gibi gösterir. Günlük ve çalışma hayatının her
anını detaylarıyla verirken görülen gerçeğin aktarılmasını önemser.
Resimlerinde Barbizon Okulu'ndan farklı olarak manzara içinde insan
figürü ön plandadır. Aynı konuyu pek çok kez ele aldığı desenlerini ve
kalın fırça darbeleriyle açıklı koyulu lekelerle ve ışıkla resimlerini
oluşturur. 1864 yılından sonra topladığı Japon baskıları onun için esin
kaynağı olur.
Millet’in kendi anılarından yola çıkarak yaptığı, en bilinen tablolarından küçük boyutlu ‘Akşam Duası’nda güneş batmak üzereyken, arka plandaki kilisenin çanı çalınca patates toplamayı bırakıp Angelus duasını eden köylüler görülür. 19. yüzyılda dua sahneleri ilgi gören konulardan biridir. Geniş düzlük bir arazide patetes hasatı yapan işçilerin etrafında sepet, çatal, çuval ve el arabası vb. nesneler yer alır. Sanatçı köylülerin günlük yaşamının değişmez ritimlerindeki kısa bir anı yakalayıp resmeder. Işık duruşları vurgularken yüzleri gölgede kaldığı için tam seçilemeyen kadın ve adamdan oluşan anıtsal iki figür içsel değerleri, Tanrı’ya saygıyı, toprağı, emeği ve çalışmayı simgeler. Orijinal adıyla L'Angélus 20. yüzyılda dünyaca ünlü bir ikon haline gelir...
‘Başak Toplayan Kadınlar’da görkemli bir gökyüzü altında eğilmiş tarlada çalışan, sağlam duran ve kararlı köylü kadınları görürüz. Sarı renkli ışığın altında büyük, yalın ve heykelsi figürler hasattan geriye kalan mısır tanelerini topluyorlar. Ufuk çizgisindeki yüksek yığın halindeki mahsullerin çevresindeki kalabalık grup da aynı işi yapıyorlar. Pastel tonlarda, çok belirgin olmayan hatlarla ve yumuşak ve altın renkli ışıkla konunun ciddiliği ve işin zorluğu bir arada. Millet köylülerin onurlu çalışmalarını saygılı, doğal, inandırıcı, uyumlu ve dengeli bir şekilde tuvale aktarırken zenginlere de eleştiri getirir. Kırsal alandaki yoksulluk üzerine düşündürür. Resimlerini sevmeyen eleştirmenler tarafından “aşağı tabakanın ressamı” ve “devrimci” gibi adlar takılsa da kendisini destekleyenler sayesinde ün kazanır. 1870 yılındaki Salon’a jüri üyesi olur.
1848 Devrimi’nden sonra Paris’teki kolera salgını yüzünden ailesiyle Barbizon’a yerleşen Millet’in etkileri Empresyonistlerde ve Vincent van Gogh’un ilk dönem çalışmalarında görülür. Van Gogh, Millet'in köylü figürlerinin çok sayıda kopyasını yapar. Uzun eskizler ve çalışmalar sonucu da Patates Yiyenler tablosunu gerçekleştirir.
Nalan Yılmaz, 19. yüzyılda Fransız Realist Ressamları, 8 Nisan 2015, Lebriz Sanal Dergi
Millet’in kendi anılarından yola çıkarak yaptığı, en bilinen tablolarından küçük boyutlu ‘Akşam Duası’nda güneş batmak üzereyken, arka plandaki kilisenin çanı çalınca patates toplamayı bırakıp Angelus duasını eden köylüler görülür. 19. yüzyılda dua sahneleri ilgi gören konulardan biridir. Geniş düzlük bir arazide patetes hasatı yapan işçilerin etrafında sepet, çatal, çuval ve el arabası vb. nesneler yer alır. Sanatçı köylülerin günlük yaşamının değişmez ritimlerindeki kısa bir anı yakalayıp resmeder. Işık duruşları vurgularken yüzleri gölgede kaldığı için tam seçilemeyen kadın ve adamdan oluşan anıtsal iki figür içsel değerleri, Tanrı’ya saygıyı, toprağı, emeği ve çalışmayı simgeler. Orijinal adıyla L'Angélus 20. yüzyılda dünyaca ünlü bir ikon haline gelir...
‘Başak Toplayan Kadınlar’da görkemli bir gökyüzü altında eğilmiş tarlada çalışan, sağlam duran ve kararlı köylü kadınları görürüz. Sarı renkli ışığın altında büyük, yalın ve heykelsi figürler hasattan geriye kalan mısır tanelerini topluyorlar. Ufuk çizgisindeki yüksek yığın halindeki mahsullerin çevresindeki kalabalık grup da aynı işi yapıyorlar. Pastel tonlarda, çok belirgin olmayan hatlarla ve yumuşak ve altın renkli ışıkla konunun ciddiliği ve işin zorluğu bir arada. Millet köylülerin onurlu çalışmalarını saygılı, doğal, inandırıcı, uyumlu ve dengeli bir şekilde tuvale aktarırken zenginlere de eleştiri getirir. Kırsal alandaki yoksulluk üzerine düşündürür. Resimlerini sevmeyen eleştirmenler tarafından “aşağı tabakanın ressamı” ve “devrimci” gibi adlar takılsa da kendisini destekleyenler sayesinde ün kazanır. 1870 yılındaki Salon’a jüri üyesi olur.
1848 Devrimi’nden sonra Paris’teki kolera salgını yüzünden ailesiyle Barbizon’a yerleşen Millet’in etkileri Empresyonistlerde ve Vincent van Gogh’un ilk dönem çalışmalarında görülür. Van Gogh, Millet'in köylü figürlerinin çok sayıda kopyasını yapar. Uzun eskizler ve çalışmalar sonucu da Patates Yiyenler tablosunu gerçekleştirir.
Nalan Yılmaz, 19. yüzyılda Fransız Realist Ressamları, 8 Nisan 2015, Lebriz Sanal Dergi
*****Bu
sayfadaki yazının tüm hakları yazara aittir. Sadece kaynak
gösterilerek, yazar adı ve orijinal sayfanın aktif linki belirtilerek
alıntı yapılabilir ve paylaşılabilir. Nalan Yılmaz adıyla tüm yazılar 'Creative Commons Attribution Noncommercial-No Derivative Works 3.0 Unported License' altında tescillidir.
0 comments :
Yorum Gönder