7 Mayıs 2013 Salı

De Stijl Mobilya Tasarımı

Theo van Doesburgs, Ağaç, 1916
Sanatın bireysel bilinçten kurtulup toplumsal bilince ulaştırılmasını amaçlayan Hollandalı Theo Van Doesburg* ve Piet Modrian 1917’de De Stijl’i kurarlar. Duyguları aşarak tinselliğe ulaşılacağına inanılan Teozofi felsefesinin etkisiyle; teknik, bilimsel ve sosyal gelişmeler ışığında toplumda yeni bir düzen ve uyumu arayan bu stilde düz çizgiler, yuvarlak, kare, dikdörtgen gibi ideal geometrik formlarla ve ana renklerle soyutlama tercih edilir. Ressam ve sanat yazarı Van Doesburg 'doğayı dış görünüşlerden sıyırınca geriye esas yapının kalacağının’ üzerinde durur. Ona göre, halka dayanmayan bir sanat yaşama giremez.

Grubun teorilerini yaymak için aracı olan De Stijl dergisindeki yazısında sanatla yaşamın ayrı alanlar olmadığını anlamak gerektiğinden bahseder. Bu dergide ressamlar, mimarlar, heykeltıraşlar düşüncelerini, manifestolarını ve yeni modern sanatı anlatan yazılar kaleme alırlar. Mondrian ‘Resim Sanatında Yeni Biçimlendirmeler’ adlı yazısında günün medeni insanının yaşamının giderek doğadan uzaklaşıp soyuta dönüştüğünü, sanatın da bu duruma ayak uydurarak natüralistin yerini soyuta bırakacağını öngörür. Düşünce düzeyine aktarılan karşıtlıklar dikey ve yatayla görselleşir. Dikeyler nesneli, düşünseli ve erkeği; yataylar özneli, somutu ve dişiyi temsil eder. Grubun diğer üyeleri ressam Vilmos Huszár, Bart van der Leck, mimar Jacobus Johannes Pieter Oud, Jan Wils, Robert van't Hoff, şair Wim Kok, heykeltıraş Georges Vantongerloo’dur.  


Gerrit Rietveld, Kırmızı ve Mavi Sandalye, 1917
De Stijl’in üyelerinden mimar ve mobilya tasarımcısı Gerrit Thomas Rietveld'in en ünlü sandalye tasarımı ‘Kırmızı ve Mavi’ (1917) adını taşır. Çok parçalı ahşap sandalye lokal boyamalarla kırmızı, mavi, sarı ve siyah lake olarak çalışılmıştır. Rietvelt'in temel renklerden oluşan mobilyaları Mondrian'ın resimlerinin üç boyutlu uyarlamasıdır. Aynı zamanda De Stijl formlarını kullandığı 1923 yılında üretilen asimetrik formlu lake kapamalı ahşap masası ile beraber yeni estetiğin ilk ifadelerindendir. Kırmızı, mavi, siyah, beyaz ve sarı boyalı; bir daire, iki dikdörtgen ve bir kareden oluşan yatay ve dikey yüzeylere sahip masa Rietveld'in sandalyesiyle paralellik gösterir. De Stijl mimarisi için somut bir bildirime dönüşen Schröder Evi için tasarlanan masa, evin asimetrik stiliyle uyum sağlar. Rietveld mimari ve iç dekorasyon öğelerinin birlik içinde olmasına özen gösterir. Renkle vurgulanan yapısal destekler açıkça görülür. Geleneksel bir banliyöde inşa edilen evin stili 1920'lerin pek çok modernist mimarisinden farklıdır. Oturma ve yatak odalarını ayıran sürgülü bölümleriyle, renk kullanımıyla Bauhaus ve Le Corbuser yapılarından daha esnek, insancıl ve sempatik bir yanı da vardır... 

Gerrit Rietveld, Kırmızı ve Mavi Masa, 1923
De Stijl sanatçıları için yalınlık, sanatsal sezgi, ana renkler ve evrensellik önemlidir. Teknik, pratiklik ve güzellik iç içedir. Mondrian renk, simetrik olmayan denge ve oran gibi resim sanatı unsurlarının dekorasyon ve mimari için de geçerli olduğunu belirtir. 1931 yılında Theo van Doesburg’un ölümüyle, De Stijl liderini ve elçisini kaybeder. Ancak, saf geometrik soyutlama, form ve fonksiyon ilişkisi, uyum ve açıklık gibi temel fikirler korunur. Modern ve çağdaş sanatta, mimaride ve iç dekorasyonda De Stijl’in katkıları belirgindir.

Gerrit Rietvelt, Schröder Evi, 1924
* “Zamanın eski ve yeni bilinci vardır. Eskisi bireysel yenisi evrensel ile bağlantılıdır. Bireyselin evrensel karşısındaki mücadelesi günümüz sanatı yanı sıra dünya savaşında da kendini belli eder.” 


*****Bu sayfalardaki yazıların tüm hakları yazara aittir. Sadece kaynak gösterilerek, yazar adı ve orijinal sayfanın aktif linki belirtilerek alıntı yapılabilir ve paylaşılabilir. Nalan Yılmaz adıyla tüm yazılar 'Creative Commons Attribution Noncommercial-No Derivative Works 3.0 Unported License' altında tescillidir.   Creative Commons License

0 comments :

Yorum Gönder



Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...