23 Haziran 2008 Pazartesi

Mimar Sinan'ın 50 Yaşından Sonraki Üç Şaheseri

Dünya sanat tarihinde Türk mimarisinin yeri olmasında büyük rolü olan Mimar Sinan 1490 yılında Kayseri, Nesi’deki Ağırnas köyünde doğar. Yavuz Sultan Selim zamanında Osmanlı ordusuna katılır. Mimarlık için gerekli olan neccarlık eğitimi gören Sinan yapı ustalığından dolayı yeniçeri ocağının en büyük subaylarından biri olur. Sinan devletin ve sultanların inşaat işlerinden sorumlu olarak mimarbaşılığa getirilir ve bu görevini Kanuni Sultan Süleyman (1520-1566), II. Selim (1566-1574) ve III. Murat (1574-1595) dönemlerinde elli yıl boyunca sürdürür. Kendisine bağlı olarak çalışan yardımcılarıyla 364 yapıyı inşa eder. Mimar Sinan’ın Kanuni Sultan Süleyman döneminde Hassa Mimarları adı altında oluşturduğu lonca kendisinden sonra da devletin imar işlerine devam eder. En önemli eserleri olan Şehzade Cami’sini mühendislik bilgisinin ve mimarlık anlayışının gelişmiş olduğu elli dört yaşında, Süleymaniye Cami’sini altmış ve Selimiye Cami’sini seksen altı yaşında tamamlamıştır.

Mimar Sinan yapılarında bütün mimari unsurları ustalıkla kullanır. Ona göre kemer, kubbe veya sütun yapı elemanı olmalarının yanı sıra görevlerini gizleyen süsleme unsuruna da sahip olmalıdır. Kare, altıgen, sekizgen planlı binaların içi strüktür, mimari öğeler ve süslemeler bakımından çok çeşit barındırır. Yapının içindeki orantılı öğeler birbirleriyle uyumlu bir bütünlük meydana getirirken zengin ve gösterişli bir atmosfer de oluşturur. Mimar Sinan’ın ilk eserlerinde Osmanlı’nın Erken dönemindeki İznik, Bursa ve Edirne yapılarının geleneğine bağlı mekan düzenlemeleri görülür. Sonraki yıllarda Edirne Üç Şerefeli Cami’ndeki plan şemasını geliştirip kubbe sorununu çözerek görkemli ve hayranlık uyandıran yapılar inşa eder. Osmanlı mimarisinin klasik unsurlarının yerleşmesi ve devamlılık kazanması onun döneminde gerçekleşir

İstanbul’da Şehzade Külliyesi

Mimar Sinan’ın İstanbul’daki en önemli eserlerinden biri olan ve 1544-48 yıllarında inşa edilen külliyenin camisi ana eksende yola paralel kuruludur. Camiye paralel medrese, kervansaray, taphane, yolun diğer tarafında imaret ve sıbyan mektebi gibi fonksiyonel yapılar yer alıyor. Sonraki yıllarda pek çok türbe de eklenen külliyenin kuzey kenarında üç bölümlü son cemaat yerine sahip olan Burmalı Mescit bulunuyor. Yirmi bir yaşında ölen Şehzade Mehmet’in anısına Kanuni Sultan Süleyman’ın emriyle yaptırılan camideki en önemli uygulama, merkezi kubbeye dört yarım kubbe eklenmesidir. Dört büyük paye üzerindeki kemerlerle taşınan kubbe 19 metre çapında ve 37 metre yüksekliğindedir. Dört yarım kubbenin yanlarına eksedralar eklenmiştir. Köşelerde de birer küçük kubbe yer alır. Ana kubbenin yüküne destek olan dış duvarlarda kademelenmeyle hareket getirilmiş. Kubbe kasnağında bir sıra yuvarlak kemerli pencereler yanı sıra kıble cephesinde dışarıya çıkıntılı üç katlı pencere düzenlemesi ve galeri dikkat çeker. 


Bu yapıyla erken dönemden itibaren devam eden mimari özellikler terkedilmiştir ve klasik mimari unsurlar iyice yerleşmiştir. Aynı zamanda bu camiyle üst örtü sistemindeki problemler de en iyi şekilde çözüme ulaşmıştır. Boyuna ve enine kesitlerle piramidal bir siluet elde edilen camide dikey hatlar insanı göğe doğru yöneltiyor ve mistik bir atmosfer sağlıyor. Şehzade Cami Mimar Sinan’ın bezemeler yönünden en süslü yapısıdır. Minareleri yivli, kabartmalı ve şerefe altlarında taş içine taş kakmalıdır. Minarelerle bütünleşen iki katlı avlu cephesindeki iki renkli taş işçiliği göz doldurur. Alt kata profilli silme içinde dikdörtgen söveli pencereler yerleştirilmiştir. İç mekanda kalem işi, alçı bezemeler, çini süslemeler, mermer mihrap ve minber 16. yüzyıl özelliklerini gösteren unsurlardır. Cephede payeler, içlerinde payandaların olduğu duvar, üç katlı pencere düzenlemesi kademelenme oluşturuyor.

Avlunun kuzeydoğu köşesindeki medrese revaklı dikdörtgen avlu etrafında yer alan kubbeli mekanlara sahiptir. Dershane hacmi dışarıya taşkındır. Avlu ortasında kümbeti andıran bir şadırvan vardır. Yapının dik uzun kenarındaki giriş kapısında kitabe bulunuyor. Tabhane ortada aynalı tonoz ve kubbe ile örtülü bir hacim ve iki yanda ikişer kubbeli iki hacimden oluşuyor. Tabhane yanında üç destek üzerine sekiz kubbeli ve avlulu bir kervansaray bulunuyor. Şehzade Mehmet’in sekizgen planlı türbesinin ön kısmında sütunlu geniş revak vardır. Türbenin içi beyaz hamurlu renkli sır tekniğinde natüralist motiflerle süslü çinilerle kaplıdır.

Süleymaniye Külliyesi

Süleymaniye Külliyesi 1553-59 yılları arasına tarihlenir. Bayezid’deki Eski Saray’ın arkasında büyük bir alanı kaplayan yapılar topluluğunu Kanuni kendi adına kendi parasıyla yaptırmıştır. Osmanlı klasik mimarisinin en görkemli örneklerinden biri olan ve bir vakfiyeye sahip külliyede cami, cami eksenine paralel sıbyan mektebi, dört medrese, tıp medresesi Darülhadis Medresesi, hamam, tiryakiler çarşısı, arasta ve dükkanlar bulunuyor. Külliye içindeki diğer yapılar; camiye dik olarak yerleştirilen tabhane, imaret, iki katlı darüşşifa, kervansaray ve caminin mihrap duvarının arkasında Kanuni ile Hürrem Sultan türbeleriyle dış köşedeki Mimar Sinan’ın türbesidir. 1550-1557 yılları arasında yapılan ve 70 x 61 metre alanı kaplayan cami dört kalın paye üzerindeki 26,20 metre çapında ve 49,5 metre yüksekliğindeki kubbe ile örtülüdür. 


Kubbe eteğinde bir sıra pencere açılmış olan merkezi kubbeye mihrap ekseni üzerinde iki yarım kubbe ve ikişer eksedra eklenmiş. Yan bölümlerin örtü sistemi de beşer kubbe ile oluşturulmuş. Yarım kubbelerin basıncını taşıyan incelmiş duvarlardaki payeler içten ve dıştan çıkıntılıdır. Yüksek kubbe iç mekanda ferah ve mistik bir etki yaratıyor. İçteki ve dıştaki galeriler örtü sistemini destekliyor. Merkezi kubbedeki ünlü hattatlar tarafından yazılmış kainatla ilgili yazılar dikkat çekicidir. Caminin önündeki dokuz bölümlü son cemaat yeri üç taraftan enine dikdörtgen revaklı avluyla bütünleşiyor. Anıtsal kuzey cephenin iki köşesinde bitişik olarak sekizgen planlı, ikişer şerefeli, firuze renkli çini levhalarla kaplı iki minare güneyde ise üçer şerefeli iki minare görülüyor.

Türbe mimarisine önem veren Sinan Kanuni’nin türbesini çift cidarlı ve sekiz destekli planlı olarak yapmış. Sekizgenin köşeleri gizli paye durumuna getirilmiş ve önlerine sütun yerleştirilmiş. Sütunların gerisinde dolaplar, arasında ise bir galeri ve duvarların içinde gizli merdivenler bulunuyor. Sütunlar üzerinde yükselen kagir revak sistemi tek meyilli çatıyla örtülü. İçte ve dışta yer alan otuz iki sütun Kanuni’nin mezarını koruyan muhafızlar gibidir. 

Hürrem Sultanın sekizgen biçimli türbesi dıştan çok sadedir ama iç duvarları çinilerle kaplıdır. Külliye yapıları bulunduğu alanın topografik özelliklerine göre inşa edilmiş. Yarı eğimli yarı düz bir alan. Alçak alanda hamam inşa edilmiş. İki medresenin cephesinde bir sıra dükkan yanı sıra dış avlunun eğimini kırmak için bir sıra dükkan daha yerleştirilerek arasta oluşturulmuş. Tabhanenin altında depo, imaretin altında kervansaray ve darüşşifanın altında ise derin ve dikdörtgen asma katlı, pencere ve kapı ile dışarıya açılan dükkanlar (iki katlı ve revaklı tıp medresesinde eczane ve ilaç deposu da) bulunuyor.  

Edirne, Selimiye Külliyesi  (1569-1575)

Mimar Sinan pek çok mimari denemelerden sonra seksen yaşında, o zamana kadar Türk mimarisine özgü bütün yeniliklerin uygulandığı Selimiye Cami’ni inşa etmiştir. II. Selim’in emriyle yapılan caminin kıble yönünde dış kenarları külliye dış duvarlarıyla sınırlanmış simetrik olarak Dar-ül-Kurra ve Dar-ül-Hadis medreseleri yerleştirilmiştir. Dış avlunun köşesinde kubbeli Dar-ül-sıbyan ve batı kenarı boyunca III. Murat devrinde (1574-85) Sinan’dan sonra mimarbaşı olan Davut Ağa tarafından yapılan Arasta yer alıyor. Dış duvarlarla sınırlanan külliyenin her yönünde giriş kapısı vardır. 


Görkemli Cami dikdörtgen bir ana mekan, önünde beş bölümlü son cemaat yeri ve üç yönden revaklarla çevrili şadırvanlı avludan oluşuyor. Dikdörtgen yapının muhteşem merkezi kubbesi 31.5 metre çapındadır. Ayasofya kubbesini geçen kubbe çapıyla dünyadaki kubbe mimarisindeki en ileri noktadır. Duvar içi payelerle desteklenen dört sekizgen kesitli, dört bağımsız paye üzerinde yüksekliği 43.28 metre olan kubbenin bıraktığı köşeler eksedralarla, mihrap çıkıntısının üzeri de yarım kubbe ile örtülüdür. Kubbe, eksedra ve yarım kubbe kasnaklarında sivri kemerli pencerelerle hareket ve ışık sağlanmış.

Mimar Sinan’ın ustalık eserim dediği caminin iç mekanına girilince başka bir aleme girilmiş gibi hissedilir. Bu mistik ortama neden olanlar: kubbenin büyüklüğü, örtü sisteminin kusursuzluğu gibi mimari öğeler yanı sıra muhteşem çini, alçı, taş ve kalem işi süslemeleridir. İç mekanda mihrap duvarlarında ve doğu galerilerindeki Hünkar Mahfilinde İznik çinilerinin en güzel örnekleri görülür. Mihrap duvarında Kuran’dan ayetlerin yazılı olduğu kalem işleri, kemerlerde iki renkli taş işçiliği, zeminde natüralist üsluptaki Türk halıları, ahşap pencere ve kapı kanatları, avludaki pencerelerin alçı alınlıkları, bitkisel bezemeli minare kaideleri yapının ihtişamını artırır. Çini, kalem işi süslemelerde ağaç, çiçek ve meyvelerin bir arada görüldüğü natüralist üslup hakimdir. Uzaklardan önce üçer şerefeye sahip ince ve zarif dört minaresiyle görülen kademeli cami, oranlarının uyumluluğu ve cephedeki düzenlemelerle de göze hitap ediyor.

Mimar Sinan’ın diğer önemli yapıları:

Gebze’de Çoban Mustafa Paşa Külliyesi (1529)
Silivri’de 1530-31 tarihli Piri Mehmet Paşa Külliyesi,
Hatay Palas’ta Külliye (1574),
Halep’te Hüsrev Paşa adına yapılan 1536-37 tarihli Hüsrev Paşa Külliyesi,
Hürrem Sultan için yaptırılan ve yola bağlı olarak kurulmuş Haseki Külliyesi (1551),
Üsküdar’da Mihrimah Sultan Cami (1547)
1555 tarihli Beşiktaş’ta Sinan Paşa Külliyesi,
Eminönü’de Rüstem Paşa Külliyesi (1561),
Edirnekapı Mihrimah Sultan Cami (1565),
Manisa Muradiye Külliyesi (1583),
Erzurum Lala Mustafa Paşa Cami (1585),
Tophane’de Kılıç Ali Paşa Cami (1580),
Konya Selimiye Cami,
Kasımpaşa Piyale Paşa Külliyesi, Eyüp Zal Mahmut Paşa Külliyesi (1580),
III. Murat’ın yaptırdığı Manisa Muradiye Cami vb. dir.

Külliyeye bağlı yapılar ve camiler dışında su yapıları ve köprüler de vardır:

1564 tarihli 700 m uzunluğundaki Uzun Kemer,
Fonksiyonelliği yanı sıra estetik Mağlova Kemeri,
675 m uzunluğunda Büyük Çekmece Köprüsü,
Haramidere Köprüsü,
Lüleburgaz Köprüsü,
Silivri Köprüsü ve
Vişegrad’da Drina ile Mostar’daki Mostar köprüsü (1566) bu tür yapılara örnek verilebilir. 
 

NALAN YILMAZ, 11 Şubat 2006 Cumartesi, Hürriyet, Agora

Mimar Sinan'ın İzinde 
Kanuni Sultan Süleyman’ın Mimar Sinan'a Yaptırdığı İki Görkemli Külliye

*****Bu sayfalardaki yazıların tüm hakları yazara aittir. Sadece kaynak gösterilerek, yazar adı ve orijinal sayfanın aktif linki belirtilerek alıntı yapılabilir ve paylaşılabilir. Nalan Yılmaz adıyla tüm yazılar 'Creative Commons Attribution Noncommercial-No Derivative Works 3.0 Unported License' altında tescillidir.   Creative Commons License

0 comments :

Yorum Gönder



Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...