8 Haziran 2008 Pazar

Caspar David Friedrich

5 Mayıs-20 Ağustos tarihleri arasında izlenebilecek olan ‘Romantizmin Bulunuşu’- Die Erfindug der Romantik- adlı sergi Caspar David Friedrich’in resimlerine son yıllarda artan ilgiyi gösteriyor. 19. yüzyılda Romantizmin en önemli temsilcilerinden biri olan Alman sanatçı için 1972 yılında Tate Galeri’de, 1991 ve 2002 yıllarında New York Metropolitan Müzesi’nde ve 1992 yılında Madrid Prado Müzesi’nde sergiler açıldı. Essen Folkwang Müzesi’ndeki bu retrospektif, Friedrich’in doğumunun 200. yılında Hamburg ve Dresden’de düzenlenenlerden sonraki en büyük ve en önemlisidir.

Sergi, Friedrich’in Romantizmi ortaya çıkarış çabalarını ve bunun sanatsal önemini vurguluyor. Aynı zamanda sanatçının çalışmalarındaki doğa görünümlerinin motiflerini ön plana çıkarmaya çalışıyor. Adı sanatta, düşüncede ve duygularda Romantizm’in getirdiği dönüşüme atıfta bulunan sergide kendi gelişimi içinde yedi bölümde sunulan Friedrich’in 50’den fazla müzeye ve özel koleksiyona ait 100 desen ve suluboya çalışmasıyla 70 yağlıboya resmi Berlin, Dresden, Hamburg ve St. Petersburg müzelerinden getirilmiş...

18. yüzyılın sonlarından 19. yüzyılın ortalarına kadar süren ve edebiyatta, felsefede, sanatta, müzikte görülen romantizmde yaratıcılık ve bireysellik vurgulanır. Genç dehalardan Novalis gecenin gündüze üstünlüğünden, gizemli karanlıkların ayartıcılığından söz eder. Novalis’e göre: "gizemli yol içe açılandır. Doğa uçsuz bucaksız bir simgedir. Evren insanın içindedir ve insan evrenin sırlarını çözmek için kendine yönelmelidir." Shelley evrenin ruhu olduğuna inanır. Başka bir İngiliz Keats melankolinin güzellik ve mutlulukla bir arada olduğunu ifade eder. Kederli Alman şair Hölderlin’in şiirlerinde doğaya övgü vardır ve doğanın insanı içinde bulunduğu kuşkulardan, çaresizlik hissinden kurtaracağı belirtilir.

Caspar David Friedrich resimlerinde büyük ölçüde doğa ve doğa yaşantısı yer alır. Manzaralarında duygularının ve ruh durumunun yansıması görülür. Çocukluğunu geçirdiği Baltık kıyıları, erkek kardeşinin onu kurtarırken boğulduğu Elbe kıyıları ve Harz dağları dünyaya ve doğaya bakışını etkilemiştir. Sanatçı 1794-98 yılları arasında Kopenhag Akademisi’nde Danimarka’nın en iyi manzara, tarih ve portre ressamlarından dersler aldı. 1798’de Dresden’e gitti ve 1799 yılında çalışmaları Dresden Akademisi’nde sergilendi. 1824 yılında Dresden akademisinde dersler verdi. Resimlerinde görülen dağlara, göllere şair, heykeltıraş ve ressam arkadaşlarıyla birlikte sık sık gezintilere çıktı. Sanatçının yaşamı, çalışmalarına yön veren duyguları yoğun bir şekilde yaşadığı için yakalandığı zihinsel bir hastalık nedeniyle sona erdi...  

7 Temmuz 2006 tarihinde yayınlanan bu yazımın tümü lebriz sanal dergi'de. 
Ayrıca bakınız: Caspar David Friedrich'in Resimlerinde Doğanın Verdiği Hüzün

*****Bu sayfalardaki yazıların tüm hakları yazara aittir. Sadece kaynak gösterilerek, yazar adı ve orijinal sayfanın aktif linki belirtilerek alıntı yapılabilir ve paylaşılabilir. Nalan Yılmaz adıyla tüm yazılar 'Creative Commons Attribution Noncommercial-No Derivative Works 3.0 Unported License' altında tescillidir.  Creative Commons License 

0 comments :

Yorum Gönder



Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...