8 Şubat 2017 Çarşamba

Sanata Yüzeysel Bir Tepki: Kitsch

Kitsch Modernizm ile üstü örtülen ama Post-Modernizm ile yeniden canlanan Modernizme yönelik bir eleştiri. Pop Sanat ironik biçimde popüler kültür ile kitsch görüntüleri kullanır. Post-Modernizm de eski ile yeniyi birleştirdiği için ironiktir ve kitsch ile benzerliklere sahiptir. Kitsch; sanatta, bakışta, yaşamda bayağılık, ucuzluk, taklit, uyumsuzluk, rüküşlük, düzeysiz ve gelişigüzel beğeni, içeriksiz bir özentilik, abartı, kaba bir ifade biçimi, teknik ve sanatsal yetersizlik gibi tariflerle açıklanıyor. Olumlu karşılanan bir şey değil.* 2000-2500 yıl öncesinden beri böyle bir zevkin varlığı biliniyor. Mesela Roma döneminde Yunan heykellerinin kopyaları yapılırdı. 19. yüzyılın ikinci yarısında endüstrileşme sonucu eski biçim anlayışıyla yeni teknolojiye uygun üretilen tasarımlardaki zevksizlik göze batar. Diğer taraftan sanat hala belirli bir kesimin ulaşabileceği değerli bir şeydir. Bu duruma bilinçli veya bilinçsiz tepkiler olur.

30 Ocak 2017 Pazartesi

Sappho, Şiir ve Desen

Aristokrat bir ailenin kızı olan Sappho M.Ö. 7. ve 6. yüzyıllarda Midilli adasında -antik dönem adıyla Lesbos- yaşamış bir şairdir. O yüzyıllarda en parlak dönemini sürdüren lirik şiir geleneği içinde yetişmiştir. Antik Yunan'ın bilinen birkaç kadın şairinden biri olan Sappho'nun, genç kızlarla ilişkisi olduğu için şiirlerinin yer aldığı -belki de dokuz cildi bulan- kitaplar din adamları tarafından yakılmış ve sansür uygulanmış.  19. yüzyılın sonlarında Nil Vadisi'nde  8. yüzyıla kadar tarihlenen el yazmaları keşfedilir ve bu el yazmalarından bazılarının Sappho'nun çalışmalarını içerdiği kanıtlanır.  Mısır'daki kazılarda ortaya çıkarılan ve İskenderiye kütüphanesindeki papirüs şeritleri üzerinde de Sappho'nun şiirlerine rastlanır.

25 Kasım 2016 Cuma

Melankoli Kitapları


2001 yılında doktoraya devam ederken bir ders semineri için 35 kitaptan ve çok sayıda makaleden araştırdığım (Batı Resminde Melankoli) melankoli çok sevdiğim konulardan biri. 90'lı yıllarda da zaten özellikle 19. yüzyılda yaşamış melankolik ressam, müzisyen, şair, yazar, filozof, bilim adamı vb. aurasına girmiştim. Melankolinin tek başına hissedilen tatlı hüznüne kapılmak garip ve hoş bir duyguya neden olurken içinde kaybolunca saatlerin nasıl geçtiğini anlamak da zorlaşıyor. Bunu kendisiyle kalmaktan sürekli kaçanların ve hep başkalarıyla birlikte ve kalabalıklar içinde olmak isteyenlerin deneyimlemesi zor. Kendisiyle kalamayan düşüncelere de dalamaz. Kalabalık içinde oluş da aslında yalnızlıktan ve kendisiyle karşılaşınca içindekilerden korkmanın sonucudur. Önce kendini bilmenin ve varoluş üzerine düşünmenin dünyadaki en gerekli şey olduğunu inkar etmek aranılan, umulan beklenen mutluluğa götürmez. Nereye gidersen git, hangi eylem içinde olursan ol kendinlesin... O halde Dephoi'de Apollona adanan tapınağın girişinde de yazdığı gibi 'Kendini Bil'...

5 Kasım 2016 Cumartesi

Zamanın Sarkacındaki Adam

İstanbul Kültür Üniversitesi'nde İKÜSAG'ın gerçekleştirdiği Burhan Uygur "Zamanın Sarkacındaki Adam" adlı sergi 2 Kasım Çarşamba günü serginin koordinatörü Prof. Dr. Mehmet Üstünipek, İKÜ Rektörü Prof. Dr. Sıddıka Semahat Demir ve İKÜ Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Bahar Akıngüç'ün konuşmalarıyla açıldı. 23 Kasıma kadar gezilebilecek sergide çeşitli koleksiyonlara ait ve sanatçının her döneminden özellikler yansıtan farklı tekniklerdeki 37 eser sergileniyor. İstanbul Kültür Üniversitesi Sanat Galerisi'nin (İKÜSAG) 2016-2017 Sanat Sezonundaki ikinci sergisinde Burhan Uygur'a yer veriyor. 1992 yılında 52 yaşında aramızdan ayrılan ressamla ilgili bu blogda  6-7 yazım bulunduğundan ayrıntılı bilgilere girmeyeceğim. Sergi Kataloğu'nda da yer alan Burhan Uygur'un Sanatı ve Burhan Uygur - Sergiler, Ödüller, Kitaplar adlı yazılarıma bakılabilir. 

Burhan Uygur, Ressam ve Çulsuz Modeli, 9  x 13 cm, Fotoğraf  üzerine desen, Nazmi Yılmaz Ailesi Koleksiyonu

18 Ekim 2016 Salı

Zarif Basitliğin Yüceliği: Şibumi ve Sakura

http://nalanyilmaz.blogspot.com.tr/2016/04/baltaliman-japon-bahcesinde-sakuralar.html
90'ların sonunda adını sıkça duyduğum bir kitaptı Şibumi. Trevanian takma adlı gizemli yazarın bu kitabını okumaya başlamam epey geç oldu. Popüler olan şeylere bazen kuşkuyla yaklaşıyor insan. Bir de roman seçimi önemli. Boşa vakit kaybetmemek açısından. O yıllarda çok kitap okuyan kız kardeşim kitabı okumuş, etkilenmiş ve hatta bir Go Oyunu satın almıştı.  Ben ise aylar önce elime aldığım kitabın 25-30 sayfadan sonra devamını getiremedim. Oysa biraz daha sabredip Nicholai Hel'in Şanghay'da başlayıp Japonya'da devam eden hikayesinin anlatıldığı yere kadar gelebilseydim elimden bırakamayacağım kesindi. Nitekim dünden beri öyle oldu.  Nicholai Hel'in Japon general Kişikava Takaşi ile -II. Dünya Savaşı yıllarında- olan konuşmaları çok şey içeriyor. Kitabın özetini yazmayacağım çünkü her yerde onunla ilgili bilgiye ulaşmak mümkün. Zaten henüz 200. sayfadayım. Sadece Japon kültüründeki inceliklerin de bir anlamda tanımı olan Şibumi ile ilgili alıntılara yer vereceğim -bunun için kitabın bitmesini bile bekleyemedim :).- Daha önce Japon Kültüründe Sadelik, Ukiyo-e ve Hokusai, Japon Bahçesi, Wabi Sabi ve Ahşap Kapıların Gizemi adlı yazılarımda Japon kültürü ve sanatına değinmiştim...


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...