
14 Kasım 2009 Cumartesi
Kasım

8 Kasım 2009 Pazar
Bilim ve Sanat Koruyucuları: Mesenler - 2
Avrupa’daki Ortaçağ ile Doğu’daki farklıdır. Avrupa’da bu dönemde sanat kilisenin ve dinin egemenliğindeyken Doğu sanatı, bilimi ve düşünce dünyası çok çeşitli, daha
özgür ve üretkendir. Mesenler genellikle hükümdar veya yönetim çevresindendir.
1300’lü yılların başında Reşidettin tarihi metinlerden oluşan kitaplar yazdırıp
resimlettirir ve dönemin hükümdarlarına gönderir. Özellikle 15. yüzyılda
Bağdat, Tebriz, Herat, Şiraz, Semerkant gibi Doğu kentlerinde sanat ve zanaat
işlerinin yapıldığı atölyeler bulunur. Şiraz’da Timur’un torunu İskender Sultan
himayesinde çalışan sanatçılar ve astronomi ile ilgilenenler daha sonra Herat’a
giderler. Herat atölyeleri 1418’lerden 1507’ye kadar süren hareketli bir sanat
ortamı oluşturur. Kendisi de şiirler yazan Timurlu Hüseyin Baykara birçok
nakkaş, şair ve düşünürü koruyan bir hükümdardır. 1433’den önce Gıyaseddin
Baysungur Herat’ta nakkaşhane denilen atölye, işlik ve kütüphane yaptırır.
Burada bir arada çalışan sanatçılar tarafından el yazma kitaplar hazırlanır,
mimari ve köşk tasarımları yapılır.
Tekrar Avrupa’ya dönersek; Michelangelo Floransa’da kaldığı yıllarda Lorenzo Medici tarafından dört yıl boyunca teşvik edilir ve Medici Sarayı’nda yaşar. Onun kurduğu San Maria Sarayı bahçesindeki heykel okuluna gider. Medici’lerin anıtsal ve yalın antik heykel birikiminden yararlanır. Sonraki yıllarda aile için anıtsal eserler, Kitaplık, Medici Şapeli ve Mezarlığı meydana getiren bu inanılmaz yetenek Mediciler’den sonraki çöküntü içindeki İtalya’nın durumundan etkilenir. 16. yüzyılda Roma’da Papa mesendir. Michelangelo, Raffaello ve Tiziano Papaların verdiği siparişler sonucu önemli işler ortaya çıkarırlar. Raffaello Vatikan’da 'Raffaello Odalarını' Medici korumasındayken resimler. Michelangelo sanatçıların patrona bağımlılığını kırarak öngörüldüğü gibi değil kendi yeteneği ve tarzı doğrultusunda hareket eder ve bağımsız bir tutum da sergiler. Yeteneğine hayranlık duyulan ama uzlaşmayan kişiliği yüzünden korkulan biridir.
6 Kasım 2009 Cuma
Bilim ve Sanat Koruyucuları: Mesenler - 1

28 Ekim 2009 Çarşamba
Hiçlikte Bir An
Sessizlik seslerin arasındaki boşluklarsa onu fark edebilmek de ayrıcalık. Sessiz olan tüm seslerden, kargaşadan, patırtıdan uzak anlamını ve varlığını mütevazilikle iddiasız bir şekilde içinde taşır. Ses ve konuşmalar sessizliğin değerini artırır. Sessizlik istiridyenin içinde saklı inci gibidir. Evrende sessizlik var mı? Zaman, mekan kavramından soyutlanmış evrensel bir şey salt sessizlikte olsa kendi sesine sahiptir
Hayat kısa diye ne kadar çok deneyim yaşanırsa o kadar iyi midir? Her şey çok hızlı mı olmalıdır hayatta? Yavaşlık ve sakinlik uyuşukluk değildir. Sadece doğal bir akış vardır ve o da hızla yönünü bulmaz. Kadercilik ya da oluruna bırakma değil bu. Eğer her şey çok hızlıysa biraz yavaşlık ve sükunet eğer çok yavaşsa biraz daha devinim ve ivme gerekir. Zıtlıklar bazen birbirine yaklaşabilmeli ki denge sağlanabilsin. Kutuplar arasında gidip gelebilmeli. Sadece bir tarafta kalınca eksik olur.
Hayat kısa diye ne kadar çok deneyim yaşanırsa o kadar iyi midir? Her şey çok hızlı mı olmalıdır hayatta? Yavaşlık ve sakinlik uyuşukluk değildir. Sadece doğal bir akış vardır ve o da hızla yönünü bulmaz. Kadercilik ya da oluruna bırakma değil bu. Eğer her şey çok hızlıysa biraz yavaşlık ve sükunet eğer çok yavaşsa biraz daha devinim ve ivme gerekir. Zıtlıklar bazen birbirine yaklaşabilmeli ki denge sağlanabilsin. Kutuplar arasında gidip gelebilmeli. Sadece bir tarafta kalınca eksik olur.
Yaşam sorgulamaz sadece olduğu gibidir, öyle kalır. Herkes farklı değerlendirir...
18 Ekim 2009 Pazar
Hiçlik
Yazının tamamı ise şu adreste:
http://bilgelikyolu.wordpress.com/category/ruhsal-gelisim/hiclik/
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)