5 Nisan 2017 Çarşamba

İlkbaharda Alaçatı Sokakları

İlkbahar: doğanın uyanışının izlendiği güzel mevsim... Güneş çıkınca ince giysiler, güneş bulutların arkasına gizlenince ceket veya mont giyilen kararsız havaların zamanı... Baharda gezmek de ayrı güzel. Mart'ın son günü Nisan'ın ilk günleri Alaçatı'da güneşli ve hafif esintili güzel bir havada yazı özleyenler tişörtle biraz üşüyenler ise ceket ve montla geziniyordu. Restoran, kafe ve dükkan gibi mekanların bir kısmı açılmış, bir kısmı da 7- 9 Nisan tarihlerinde düzenlenecek  8. Ot Festivali'ne yetişmek için heyecanlı ve yoğun bir hazırlık içindeydi. Ot Festivali'nde turizm şirketlerinin düzenlediği turlarla Alaçatı'ya binlerce kişi geliyor ve otellerde yer bulmak güçleşiyor. Egeye özgü otların satıldığı ve lezzetli zeytinyağlı yemeklerin hazırlandığı festival kapsamında çok sayıda etkinlik de düzenleniyor. Bu yılın otu olarak ısırgan seçilmiş. Festivalin kalabalık ve hareketli geçeceği kesin. Yine de Alaçatı sokaklarının sakinken tadını çıkarmak ayrı bir keyif.

Özellikle eski hallerine uygun şekilde restore edilip butik otellere dönüşen iki katlı, cumbalı, avlulu taş evleriyle ünlü olan Alaçatı, Çeşme'ye bağlı son yılların en gözde ve trend yerlerinden biri. Akdeniz'in Provence stilinin ön planda olduğu bu güzel yerleşim aynı zamanda sörf yapanların tercih ettiği rüzgarlı denize de sahip. Çoğunlukla mavi olmakla birlikte pastel tonlardaki kapıları ve panjurlarıyla cumbalı taş evlerin sıralandığı arnavut kaldırımlı dar sokaklarda yürürken sanki zaman duruyor. Kaplumbağa gibi yavaş yavaş ilerleyerek an'ın getirdiklerine odaklanmak isteyenler ve aylak gezginler için harika. Ülkenin ve dünyanın gündeminden uzak, huzurlu bir yaşam vaat eden ortam insanı kendi içine çekiyor. Bu çekilmeye hemen ayak uydurmak iyi hissettiriyor.

29 Mart 2017 Çarşamba

Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi ve Sakuralar

İstanbul, Ataşehir'de ana yollar, kavşaklar, plazalar, çok katlı binalar ortasında nefes alınacak bir yer arıyorsanız Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi doğru bir adres. Geniş bir alana yayılmış ve asıl görev olarak bitkilerin araştırılması, tanıtılması ve korunması üzerine kurulmuş ayrıca çeşitli etkinliklerin ve turla gezintilerin düzenlendiği bir bahçe burası. İstanbul'a % 12 yeşil alan sağlaması açısından da önemli. 2002'de açılan parkta 50 bine yakın ağaç ve çalının, çok sayıda bitki türünün koleksiyonu yanısıra eğitim merkezi, kütüphane, herbaryum, bahçeler, adalar, havuzlar, köprüler, çeşmelerle birlikte piknik ve çocuklar için keşif, oyun alanları da bulunuyor. Adalar; Merkez Ada, Mesire Adası, İstanbul Adası, Arboretum Adası, Anadolu Adası, Ertuğrul Adası, Meşe Adası vb. olarak adlandırılmış.

19 Şubat 2017 Pazar

Kalabalıklar

Yok Öyle Kararlı Şeyler - Kalabalıklar


Kalabalıklar  Henüz fikrine bir inanan olmadıysa Fazla düşünme ne olur kendinden bir şüphe duyma Ben size uymadıysam bu benim ihtiyacım olmadığından İster az olun ister çok kendim olmadan yaşayamam Beni sevmiyor kalabalıklar hiç tükenmiyor bu saçmalıklar Ah bin kere bağırsam da hiçbir kere duymadılar Sen kendine sahiden güveniyorsan Sorma kimseye ne olur kilometrelerce yorumlarlar Ben güce tapmadıysam bu benim ihtiyacım olmadığından İsterse az olun ister çok kendim olmadan yaşayamam Beni sevmiyor kalabalıklar hiç tükenmiyor bu saçmalıklar Ah bin kere bağırsam da hiçbir kere duymadılar Söz-Müzik: Erdem Topsakal

Bu yazılar da kalabalık ve yalnızlık üzerine:

8 Şubat 2017 Çarşamba

Sanata Yüzeysel Bir Tepki: Kitsch

Kitsch Modernizm ile üstü örtülen ama Post-Modernizm ile yeniden canlanan Modernizme yönelik bir eleştiri. Pop Sanat ironik biçimde popüler kültür ile kitsch görüntüleri kullanır. Post-Modernizm de eski ile yeniyi birleştirdiği için ironiktir ve kitsch ile benzerliklere sahiptir. Kitsch; sanatta, bakışta, yaşamda bayağılık, ucuzluk, taklit, uyumsuzluk, rüküşlük, düzeysiz ve gelişigüzel beğeni, içeriksiz bir özentilik, abartı, kaba bir ifade biçimi, teknik ve sanatsal yetersizlik gibi tariflerle açıklanıyor. Olumlu karşılanan bir şey değil.* 2000-2500 yıl öncesinden beri böyle bir zevkin varlığı biliniyor. Mesela Roma döneminde Yunan heykellerinin kopyaları yapılırdı. 19. yüzyılın ikinci yarısında endüstrileşme sonucu eski biçim anlayışıyla yeni teknolojiye uygun üretilen tasarımlardaki zevksizlik göze batar. Diğer taraftan sanat hala belirli bir kesimin ulaşabileceği değerli bir şeydir. Bu duruma bilinçli veya bilinçsiz tepkiler olur.

30 Ocak 2017 Pazartesi

Sappho, Şiir ve Desen

Aristokrat bir ailenin kızı olan Sappho M.Ö. 7. ve 6. yüzyıllarda Midilli adasında -antik dönem adıyla Lesbos- yaşamış bir şairdir. O yüzyıllarda en parlak dönemini sürdüren lirik şiir geleneği içinde yetişmiştir. Antik Yunan'ın bilinen birkaç kadın şairinden biri olan Sappho'nun, genç kızlarla ilişkisi olduğu için şiirlerinin yer aldığı -belki de dokuz cildi bulan- kitaplar din adamları tarafından yakılmış ve sansür uygulanmış.  19. yüzyılın sonlarında Nil Vadisi'nde  8. yüzyıla kadar tarihlenen el yazmaları keşfedilir ve bu el yazmalarından bazılarının Sappho'nun çalışmalarını içerdiği kanıtlanır.  Mısır'daki kazılarda ortaya çıkarılan ve İskenderiye kütüphanesindeki papirüs şeritleri üzerinde de Sappho'nun şiirlerine rastlanır.


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...