29 Şubat 2016 Pazartesi

Realist Ressam: Jean François Millet

Çiftçi bir ailenin çocuğu olan Barbizon Okulu kurucularından ve manzara ustalarından Jean François Millet (1814-1875) doğayı yücelten görünümlerle birlikte kırsal kesim insanını da resmettiği için Realisttir. Louvre Müzesi’nde İtalyan ressamlarını ve Fransız klasiklerini özellikle figürlü veya figürsüz manzaralarıyla ünlü Nicolas Poussin’i inceler. Fransa’da çalışan insanlar sanatçıların ilgisini çeker. Akademiye ve Romantizm’e karşı çıkan Millet Paris dışındaki alanlarda çalışanların duruşlarını, hareketlerini coşku ve heyecan katmadan olduğu gibi gösterir. Günlük ve çalışma hayatının her anını detaylarıyla verirken görülen gerçeğin aktarılmasını önemser. Resimlerinde Barbizon Okulu'ndan farklı olarak manzara içinde insan figürü ön plandadır. Aynı konuyu pek çok kez ele aldığı desenlerini ve kalın fırça darbeleriyle açıklı koyulu lekelerle ve ışıkla resimlerini oluşturur. 1864 yılından sonra topladığı Japon baskıları onun için esin kaynağı olur.

Millet’in kendi anılarından yola çıkarak yaptığı, en bilinen tablolarından küçük boyutlu ‘Akşam Duası’nda güneş batmak üzereyken, arka plandaki kilisenin çanı çalınca patates toplamayı bırakıp Angelus duasını eden köylüler görülür.
19. yüzyılda dua sahneleri ilgi gören konulardan biridir. Geniş düzlük bir arazide patetes hasatı yapan işçilerin etrafında sepet, çatal, çuval ve el arabası vb. nesneler yer alır. Sanatçı köylülerin günlük yaşamının değişmez ritimlerindeki kısa bir anı yakalayıp resmeder. Işık duruşları vurgularken yüzleri gölgede kaldığı için tam seçilemeyen kadın ve adamdan oluşan anıtsal iki figür içsel değerleri, Tanrı’ya saygıyı, toprağı, emeği ve çalışmayı simgeler. Orijinal adıyla L'Angélus 20. yüzyılda dünyaca ünlü bir ikon haline gelir...

21 Şubat 2016 Pazar

Gölbaşı - Trysa Mezar Anıtı’nda Kentaurlar

Kentauros ya da daha çok bilinen adıyla Kentaur belden yukarısı insan, aşağısı at olan, Mezopotamya kökenli karışık* yaratıklardandır. İlk olarak I. Ur Sülalesi Dönemi’nde (M.Ö. 2500-2350) ve Akad Dönemi’nde (M.Ö. 2350-2150) boğa-kentaurlar yanı sıra, Kassitler zamanında (M.Ö. 16 - 12. yüzyıl) Babil sınır taşları -kudurru- ile kanatlı, konik şapkalı ve kılıçlı olarak bir antilopu yakalarken silindir mühürler üzerinde görülür. Ayrıca Mitanni etkileriyle Orta Asur Dönemi’ndeki mühürlerde tasvirleri vardır. Kanatsız aslan gövdeli Urmahlullû Ninova’da Asurbanipal’in sarayındaki banyoyu kötü ruhlardan koruyucu görevini üstlenir. Gövdenin aslan olması sfenkse de yakındır ama sfenks kanatlı ve genellikle kadın başlıdır. Mezopotamya’da tasvirlerine rastlanan fantastik yaratıklardan Kentaur sonraki yüzyıllarda Suriye, Fenike, Anadolu, Girit - Miken ve özellikle Yunan sanatlarında çok karşılaşılan bir figür olur. Yakın Doğu ve Anadolu uygarlıkları etkili stilde -Orientalizan- M.Ö. 720’lerden itibaren en çok vazolarda, tapınak frizlerinde, altın levhalarda, bronz eşyalarda yer alan Kentauros çoğunlukla at bacaklarına sahiptir ama ön bacaklarının insan bacağı gibi gösterildiği örnekler de vardır.

1 Şubat 2016 Pazartesi

Arkaik Dönem Grifon Protomları

Mezopotamya kökenli karışık yaratıklardan grifonlara Yunan Sanatı'nda da özellikle Doğu etkilerinin görüldüğü M.Ö. 8. yüzyıl sonlarından itibaren sıklıkla rastlanır. Lahitlerde, tapınak frizlerinde, vazolarda, bronz eşyalarda, takılarda ve sikkelerde tasvirleri yer alır. Ayrıca hayvan figürünün üst bölümü olarak dekoratif amaçlı protomlarda da görülür. Çoğunlukla büyük bronz kazanların kenarlarını süsleyen kulp işlevleri vardır. Üstün bir işçilik örneği olan dökme veya çekiçlenmiş grifon başları Olimpia, Etruria, Delfi ve İyonya'da bulunmuştur. Mezopotamya ve Anadolu etkilerini göstermekle birlikte Yunan tasvirlerindeki korkutucu grifonlar; genellikle ağızları açık kartal başlı, gagalı, kanatlı ve aslan gövdelidir.

İstanbul Arkeoloji Müzeleri'ndeki 8.5 cm yüksekliğinde bronz bir protomda ağzını ve gözlerini şiddetle açmış grifon boynunun altındaki geniş yuvarlak kısmıyla kazana bağlanır. Böylece kulp işlevi görür.  Milet'te bulunan ve M.Ö. 7. yüzyıl ilk çeyreğine tarihlenen bu protomun alnının üzerinde yuvarlak bir topuz, kırık eşek kulakları, boynuna inen kıvrımlı saç lülesi dikkati çeker. Yüzü ve boynu balık pulu biçimindedir.

23 Ocak 2016 Cumartesi

Tuvallere Aktarılmış Gerçek Görüntüler

https://picasaweb.google.com/flaneurny/RessamNazmiYLmaz#5906730378900629362 "Resimlerimde yaşanan, hayattan etkilendiğim toplumsal konulara yer veriyorum ve bunları figüratif olarak işlemek için gerekli etkilerden yararlanıyorum. Sosyal içerikli toplumsal konuları işlerken kendi iç dünyamı da, gizemli, içe dönük, yarı fantastik olarak aktarmayı tercih ediyorum. Toplumdaki çelişkileri dile getirirken sinemadan, televizyondan, hikayelerden, romanlardan, şiirden, müzikten de faydalanıyorum. Herkesin yüz yüze geldiği, dilinin ucunda olduğu halde söyleyemediği şeyleri resim diliyle gün ışığına çıkarmaya çalışıyorum. Bir açıdan da kendi iç dünyamın çıkmazlarını zorluyorum." 

"Çalışmalarımda mutlaka insan vardır, çünkü insanı kainatın mihveri ve yaratılan en mükemmel varlık olarak kabul ediyorum."

"Resimlerim yaşayan insan hayatının tuvallere aktarılmış gerçek görüntüleridir."   

Nazmi Yılmaz,  (23 Ocak 1944, İstanbul - 29 Nisan 2004, İstanbul)       

Kadın Ruhunu Resmeden Nazmi Yılmaz



Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...