18 Haziran 2009 Perşembe

İnsan, Yaşam ve Kavramlar Üzerine Aforizmalar 2

Beklemek hiçbir şey yapmamak değildir; sabrın ölçütüdür. Bazen yapacak bir şey yoktur beklemekten başka. Beklenecek herhangi bir şey yoksa o zaman hiçbir şey yapmamak söz konusudur.

Acı içtedir, sonsuza dek yanan ve yakandır. Güzel zamanlar ve anlar da vardır yaşanan, sonunda hep acıya dönülse de.

Sabahları neşeyle uyanıyorsan her şey yolundadır. Eğer gününün en melankolik saatleri uyku sonrasıysa bütün gününe yansır bu. Huzurla uyanabilmek için bir ümit olmalıdır içinde.

Sevgi insanın en büyük gücüdür. Sadece insana karşı değil, canlı cansız tüm varlıklara duyulan sevgi sonsuzdur. Eğer insan sevgi vermek isterse içinde bitip tükenmez bir kaynak vardır...

16 Haziran 2009 Salı

İnsan, Yaşam ve Kavramlar Üzerine Aforizmalar 1

Önce bebektir; masum, sonra çocuk; dünyayla oyun oynayan, sonra genç; mutsuz, umutsuz, huzursuz, ışığı arayan, zorlukları fark ettiğinde savaşmadan ölmek isteyen, sonra yetişkin; sıradan yılların hızla aynı şekilde geçtiğini fark eden ve en son yaşlılık; hüzün, yalnızlık ve korkuyla beklenen son.

İnsan bir şeylere merak duyar, bir hedef belirler kendine ve çabalar çünkü böyle yapmazsa 'hiç' olacağını düşünür. Kendisi hakkında böyle düşünülmesi de korkutur onu.
'Hiç olmamalıyım, buna asla izin vermemeliyim' der ama durup bir kez bile hiçlik üzerine düşünmez...

4 Haziran 2009 Perşembe

Beyaz Büfe

 

Fransız grafik tasarımcıları Antoine + Manuel'in Barcelona Dizayn için yaptıkları bu büfe tasarımı harika. Kapaklardaki özellikle manzara görünümü çok hoş: bulutlar, üçgen alınlıklı ve kemerli bir yapı, su, ağaç... Üstelik beyaz ve mat. Tasarımın her bir ayrıntısı özenli ve incelikle ele alınmış.
 http://mocoloco.com/archives/011081.php#

1 Haziran 2009 Pazartesi

Sanat Karşıtı Olarak Kitsch

18 yıl önce ilk kez post-modernizm ile birlikte duyduğum bir kavramdı kitsch. Modernizm ile üstü örtülen ama post-modernizm ile yeniden canlanan modernizme yönelik bir eleştiri. Post-modernizm eski ile yeniyi birleştirdiği için ironiktir ve kitsch ile benzer yanları da vardır. Kitsch; sanatta, bakışta, yaşamda bayağılık, ucuzluk, taklit, uyumsuzluk, rüküşlük, düzeysiz ve yüzeysel beğeni, içeriksiz bir özentilik, zevksizlik, aşırı abartı, teknik ve sanatsal yetersizlik gibi tanımlarla açıklanıyor. Olumlu karşılanan bir şey değil. 2000-2500 yıl öncesinden beri böyle bir beğeninin varlığı biliniyor. Roma döneminde Yunan heykellerinin kopyaları yapılırdı. Günümüzde tüketime, kitleye ve popüler kültüre yönelik üretilen, estetik yönü zayıf endüstri, medya, reklam ürünleri de kitsch olarak adlandırılıyor. Bir şeyler yaptığını sanan yüzeysel, sahte ve değersiz bir üretimdir. kalıcılığın değil günü kurtarmanın peşindedir. Sanatın karşısındadır ama sözde sanat eseri olarak görüldüğü de olur...

24 Mayıs 2009 Pazar

Sıkıntı - Huzur - Umut

Sıkıntı melankoliğe eşlik eden arkadaştır :) Öyledir gerçekten. Hep canı sıkılan ama neye sıkıldığını bilemeyen insanlar vardır. Kişisel tarihinde bu sürüp giden kronikleşen bir durum olursa melankoli de peşinden ayrılmaz.

"19. yüzyılın ortasında, Flaubert, Aziz Antonius'un ruh halini sıkıntıyla ifade eder: Ah nasıl canım sıkılıyor! nasıl canım sıkılıyor! Bir şey yapmak istiyorum ve bunun ne olduğunu bilmiyorum; bir yerlere gitmek istiyorum, nereye bilmiyorum; ne istediğimi bilmiyorum, ne düşündüğümü bilmiyorum, istemeyi arzulamak bile geçmiyor içimden."* Sanki Ivan Gonçarov'un Oblomov'u söylemiş gibi bu sözleri ya da boş verin roman kahramanını siz de zaman zaman böyle hissetmez misiniz?

Ne yapmak istediğini bilmemek ya da aslında her şey yolundaymış gibi görünürken can sıkıntısı. Her şey yolunda mıdır aslında? Sıkıntının kaynağı nedir? Boşluk mudur? Varoluş mu? Varoluşla insanın kendisi arasına koyduğu mesafe mi? Hayata bakış açısı mı?...


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...