Kahveye ve bir parça kakaolu keke kim hayır diyebilir ki?
7 Aralık 2012 Cuma
3 Aralık 2012 Pazartesi
Eşiklerin Tanrısı
8 Kasım 2012 Perşembe
Mavi Zambaklar ve Moda
Sakıp Sabancı Müzesindeki 'Monet'nin Bahçesi' sergisine gitmek için hiç durmayan ve şiddetli yağmurlu bir günü seçmişim. Yüksel Arslan'ın Santral İstanbul'daki retrospektifine de en soğuk günde gitmiştim. Sanat aşkı kar, yağmur dinlemiyor :). Claude Monet'nin neredeyse soyut denilebilecek tabloları etkileyici. Özellikle boyutları, boya dokusu, birbirinden ayrı fırça vuruşları, ışık, renkler izleyeni kendine çekiyor. Doğadan esinlenip geçici, anlık ışık oluşumlarını yansıtan sanatçı "Kuşlar nasıl ötüyorsa biz de öyle resim yapıyoruz" diyerek empresyonizm hakkında düşüncesini belirtir. Giverny'deki bahçesindeki ışığın etkileriyle büyülü bir hal alan nilüferleri ve diğer çiçekleri tonların birbiri içinde eridiği, zarif biçimde ve sonsuz geçişlerle resmeder.
Müzedeki diğer sergi: 'Bir Ülke Değişirken - Tanzimattan Cumhuriyete Türk Resmi'. Bu galeride müzenin koleksiyonundaki resimler sürekli teşhirde. Sergi Türk Resim Sanatı'nın gelişimini göstermesi açısından önemli. Şeker Ahmet Paşa, Hüseyin Zekai Paşa, Osman Hamdi, Süleyman Seyyid, Hoca Ali Rıza, Nazmi Ziya, İbrahim Çallı, Fikret Mualla vb. isimlerin manzara, natürmort ve figürlü çalışmaları görülebiliyor. Fransa'da yaşamış olan bohem ressam Fikret Mualla'nın* aynı anda hem neşe hem melankoli barındıran, hayatı olağan akışı içinde gösteren resimlerinin ruhsal durumuyla ve bunalımlarıyla da ilgisi var. Herhangi bir sanatsal hareket içinde yer almayan, benzersiz çalışmaları kendi gerçekliği içinde bağımsız.
28 Ekim 2012 Pazar
Takıda Doğa
Ümit Aybek, Sema Karcı, Eddera, Meral Saatçi, Sarraph, Mirenda, Batya Kebudi vb. tasarımlarında doğa figürleri
20 Ekim 2012 Cumartesi
Gri - Mavi Kanepe
Desenler göz yorup karmaşa oluşturur. Pek tercih etmem ama bu tasarımın özellikle renk uyumunu beğendim. Bohem tarzdaki kanepede desenler düz yüzeyler arasında ölçülü kullanılmış. Bir de fiyatı uygun olsaymış!
MaxxDepo İstanbul Patchwork Chesterfield Koltuk
10 Ekim 2012 Çarşamba
Kuş, kuş, kuş...
17 Eylül 2012 Pazartesi
Albatros
Tayfalar çoğu zaman tutar eğlenmek için
Albatrosları, bu iri deniz kuşlarını,
O acı girdaplarında kayıp giden geminin
Ardındaki tasasız yol arkadaşlarını.
Döşemeler üstüne bırakıldıklarında,
Bu acemi, utangaç mavilik kralları,
Çekilen kürek gibi hep yanı başlarında
Yorgun düşer kocaman ve beyaz kanatları.
Nasıl da sakar ve güçsüz bu kanatlı yolcu!
Eskiden ne güzeldi, gülünç ve çirkin oysa!
Biri taklit ederken topallayarak onu,
Pipoyla gagasını dürter bir başka tayfa!
Şair de benzer elbet bulutlar prensine
Fırtına ile yoldaş, ok atana alaycı;
Yuhalanarak sürgün edilmiş yeryüzüne,
Yürümesini önler onun dev kanatları.
Charles Baudelaire (Çeviren: Ahmet Necdet)
Albatrosları, bu iri deniz kuşlarını,
O acı girdaplarında kayıp giden geminin
Ardındaki tasasız yol arkadaşlarını.
Döşemeler üstüne bırakıldıklarında,
Bu acemi, utangaç mavilik kralları,
Çekilen kürek gibi hep yanı başlarında
Yorgun düşer kocaman ve beyaz kanatları.
Nasıl da sakar ve güçsüz bu kanatlı yolcu!
Eskiden ne güzeldi, gülünç ve çirkin oysa!
Biri taklit ederken topallayarak onu,
Pipoyla gagasını dürter bir başka tayfa!
Şair de benzer elbet bulutlar prensine
Fırtına ile yoldaş, ok atana alaycı;
Yuhalanarak sürgün edilmiş yeryüzüne,
Yürümesini önler onun dev kanatları.
Charles Baudelaire (Çeviren: Ahmet Necdet)
12 Eylül 2012 Çarşamba
Üsküdar'ın Şirin Semti: Sultantepe
"Selim siz bu Sultantepe için bir şeyler
yazmalısınız. Bundan güzel yer olamaz... Sultantepe'de peyzaj bütün
ilham ve keşifti... İstanbul'dan nasıl ayrılabilirim... Elimden gelse hep
orada otururum." Aydaki Kadın - Ahmet Hamdi Tanpınar
27 Ağustos 2012 Pazartesi
Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Resim Sanatına Yakınlığı
Ahmet Hamdi Tanpınar Cumhuriyet Dönemi’nin şairi, roman ve hikâye yazarı, edebiyat
tarihçisi, eleştirmen olmasının yanı sıra, sanatın pek çok dalına ilgi duyup
yazılar yazmış çok yönlü ve entelektüel bir ismidir. Edebiyat Fakültesini
bitirmiş, Yahya Kemal ve Ahmet Haşim’in öğrencisi olmuş, Avrupa’daki müzeleri
ve galerileri gezmiş yazar kitaplarında özellikle resim, müzik ve mimari
hakkındaki düşüncelerine sıklıkla yer verir. ‘Mahur Beste’, ‘Huzur’, ‘Aydaki
Kadın’ gibi romanlarında detaylı anlatımlarla resimle ilgili konulardan,
sanatçılardan söz eder. Ressam veya resim sanatına düşkün karakterlerle
birlikte günlük hayatı, İstanbul’un manzaralarını, bir kadının elbisesini veya
saçını tarif ederken ünlü sanatçıların tablolarına gönderme yapar. Doğanın veya
kadının muhteşem görünümlerini anlattığı etkileyici ve uzun cümleleriyle okuru
metne çekerken zihinde görsel bir imge oluşturur. Romanı, şiiri, musikiyi, resmi,
felsefeyi, tarihi birbirleriyle bağlantılı biçimde kurgular, böylece biçim ve
içerik de çok katmanlı olur, çağrışımlarla zenginleşir. Okuyucu bu ilişkileri
kavrayabildiği sürece romanın içine girer.
Hayata sanatın penceresinden bakan yazarın İstanbul hayranlığının belirgin biçimde hissedildiği ‘Huzur’un
melankolik karakteri Mümtaz âşık olduğu kadını ve aşkını sanatsal bir
duyarlılıkla düşünür. Sevgilisi Nuran’la Boğazı, İstanbul’un eski ve yeni
yerleşimlerini gezdiklerinde musiki, resim, heykel, mimari, şiir, felsefe, huzur
ve aşkla bütünleşerek estetik bir haz duyar.
26 Temmuz 2012 Perşembe
Masallar ve Kağıttan Heykeller
Kitap resimleme uygulamalarına ilk olarak Çin’de ve Orta Asya’da rastlanır. Daha sonra Mısır Ölüler Kitabı, Bizans Elyazmaları, İran ve Osmanlı minyatürleri, Avrupa’nın taşbaskıları, 19. yüzyıl gravürleri yanı sıra
20. yüzyılda sanatçıların resimlediği bilinir. Kağıt kesme ve katlama sanatı da
(origami) yine Çin’de 6. yüzyılda ortaya çıkar ve 10. yüzyıla kadar önemli bir el
sanatı tarzı olur. Şablonlar, desenler ve tebrik kartı için kullanılan bu
teknik 15. yüzyılda Almanya ve İsviçre’de yaygınlık kazanır. Avrupa’da
burjuvanın bir eğlencesiyken, bugün halk sanatı olarak kabul edilir. Kağıt
kesme (Kirigami) teknikleri sanatçılara göre çeşitlilik gösterir. Gelişen
teknolojiyle metinlere ve bilgilere ulaşım gittikçe kolaylaşırken çağdaş
sanatçılar kitapları geleneksel algının dışına çıkarır. Yüzyıllardır dünyayı
inceleyip yorumlayan fikirleri kelimelerle sunan kitapların fonksiyonları,
yapıları ve biçimleri arasındaki etkileşimleri keşfederler. Kitap böylece
sanatçılar için hala önemli bir tutku nesnesi olmaya ve güncel sanat içinde yer
almaya devam eder.
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)