Geceden sabaha yarı ölü gibi uykuda geçer. Gece uyurken başka uyanıkken başka düşler gördürür. Çağırır, çılgınca koşmanı ister söylenmemiş şarkıların içine, rengarenk seslerden gelen melodinin duyulduğu sık ormanlara. Ormanların içinde kendinden geçirten coşkuyla dans eden, eğlenen, ziyafet içindeki görünümleriyle açığa çıkan yaratıcılığı izlemeni ister. Baloya davetli bir genç kız gibi en güzel elbisesini giymiş, en göz alıcı takılarını takınmış, ferahlatan kokusunu sürmüştür gece. Sarsıcı, büyüleyici ve hüzün verici bir güzellik içinde çağırır her halini göstererek. Tapınakların kapılarında içeri girmeye izin vermeyen muhafız sfenksler ve kardeşleri onlardan daha korkunç hazine koruyucu kuş başlı kanatlı grifonlar, rastlantıyı gözleyen ruhlar, aşağıda kalmış mor dağlara, sütunlu yollara bakarken, kerberosun kapısında durduğu yeryüzünün derinliklerinden gelen sirenler kadar etkileyici iniltiler, kaba saba, kavgacı, yarı at yarı insan kentauroslar deli gibi kaçıyorlar kovalayandan. Bütün oluşumlarını göstermeye niyetli gece. İçindeki yaratıklara küstüğünde bile...
6 Nisan 2009 Pazartesi
Düşler Gecesinden Yansıyanlar - 1
Geceden sabaha yarı ölü gibi uykuda geçer. Gece uyurken başka uyanıkken başka düşler gördürür. Çağırır, çılgınca koşmanı ister söylenmemiş şarkıların içine, rengarenk seslerden gelen melodinin duyulduğu sık ormanlara. Ormanların içinde kendinden geçirten coşkuyla dans eden, eğlenen, ziyafet içindeki görünümleriyle açığa çıkan yaratıcılığı izlemeni ister. Baloya davetli bir genç kız gibi en güzel elbisesini giymiş, en göz alıcı takılarını takınmış, ferahlatan kokusunu sürmüştür gece. Sarsıcı, büyüleyici ve hüzün verici bir güzellik içinde çağırır her halini göstererek. Tapınakların kapılarında içeri girmeye izin vermeyen muhafız sfenksler ve kardeşleri onlardan daha korkunç hazine koruyucu kuş başlı kanatlı grifonlar, rastlantıyı gözleyen ruhlar, aşağıda kalmış mor dağlara, sütunlu yollara bakarken, kerberosun kapısında durduğu yeryüzünün derinliklerinden gelen sirenler kadar etkileyici iniltiler, kaba saba, kavgacı, yarı at yarı insan kentauroslar deli gibi kaçıyorlar kovalayandan. Bütün oluşumlarını göstermeye niyetli gece. İçindeki yaratıklara küstüğünde bile...
4 Nisan 2009 Cumartesi
Tasarım Ürünü Sanat Eseri midir? - 2
![]() |
Optik Sanat |
Endüstriyel tasarımda 1950'lerde stil, 1960'larda fonksiyon, 1970'lerde estetik, 1980'lerde
anlam, 1990'larda ise bireysel sunumlar ve deneysellik önem kazanır. Yakın
geçmişe kadar dizaynda sadece kullanılabilirlik aranırken gittikçe ilk sıraya
biçim yerleşir. Optik Sanat, Pop-art, Postmodernizm, Kitsch alternatif modeller
olarak ortaya çıkar. 1950’lerde bireysel veya grup içinde bazı sanatçıların çalışmaları olsa da 1960'lıyıllarda
gelişme gösteren Optik Sanat’ta renklerden, çizgilerden ve biçimlerden
yararlanarak izleyende görsel tepkiler uyandırmak amaçlanır. 1960’lı yılların akımı ve kente özgü olan Pop-art’ta çok renklilik ve Dada’daki gibi herhangi bir
hazıryapım eşyanın etkileyiciliği vurgulanırken ve sanat eseri gibi sunulurken,
1970'lerde moderne tepkili Postmodernizm’de minimalist formlarla süsleme bir araya getirilir. Bu hayatın her alanındaki kullanım eşyalarına yayılır. Modern anlayış
kırıldıkça tarihselliğe dönüş başlar. Eski biçimlerden esinlenerek yenileri
oluşturulur. İroniyle Kitsch’e ulaşan tasarımlar söz konusu olur. Tüm davranış
ve eğilimler, her türlü biçim ve öğe sonuna kadar kullanılır.
3 Nisan 2009 Cuma
Tasarım Ürünü Sanat Eseri midir? - 1
Ortaçağ’da Avrupa’da önemli sanat projeleri, genellikle kiliseler ve tarikatlar tarafından
yarı dinsel meslek örgütleri olan loncalara yaptırılır. Kurumların yetkilileri
sipariş edilen resim, heykel, vitray, minyatürlü el yazmalarını ustalara
hazırlatıp onları denetler. Bir usta kentin yönetiminde sözü geçen bu
derneklere alınabilmek için kendi alanındaki becerisini göstermelidir. Bunu
yaptığında dükkan açıp çırak tutabilir ve siparişleri kabul edebilir. Rönesans
ile sert ve disiplinli loncalar yerini atölyelere bırakır ve sanat zanaatçı
ayrımı başlar. Resim, heykel ve müzikle uğraşanlar ön plana çıkarken
zanaatçılar önemsizleşir.
19. yüzyılda akademik stilciliğe karşı olan Romantizmin ‘sanat sanat içindir’ söyleminde sanatın herhangi bir amacı olması gerekmediği, sadece kendi hizmetinde olduğu fikri geçerlilik kazanır. Böylece bağımsız sanat kavramı gündeme gelir. Ancak hiçbir sanat akımı ve düşünce sistemi uzun süreli olmaz. Geride kalıp yerini yeni anlayışlara bırakır. Yüzyılın ikinci yarısında endüstrileşme sonucunda beliren yeni kültürde eski biçim anlayışıyla yeni teknolojiye uygun ürün meydana getirilmeye çalışılır. Bu tür ürünlerde uyumsuzluk, taklit, içeriksiz bir özentilik, teknik ve sanatsal yetersizlik kısacası Kitsch denilen zevksizlik göze batar. Öte yandan sanat hala belirli bir kesimin ulaşabileceği değerli bir şeydir. Bu duruma bilinçli veya bilinçsiz tepkiler olur. Daha ucuza sanat eseri alma isteği doğar.
19. yüzyılda akademik stilciliğe karşı olan Romantizmin ‘sanat sanat içindir’ söyleminde sanatın herhangi bir amacı olması gerekmediği, sadece kendi hizmetinde olduğu fikri geçerlilik kazanır. Böylece bağımsız sanat kavramı gündeme gelir. Ancak hiçbir sanat akımı ve düşünce sistemi uzun süreli olmaz. Geride kalıp yerini yeni anlayışlara bırakır. Yüzyılın ikinci yarısında endüstrileşme sonucunda beliren yeni kültürde eski biçim anlayışıyla yeni teknolojiye uygun ürün meydana getirilmeye çalışılır. Bu tür ürünlerde uyumsuzluk, taklit, içeriksiz bir özentilik, teknik ve sanatsal yetersizlik kısacası Kitsch denilen zevksizlik göze batar. Öte yandan sanat hala belirli bir kesimin ulaşabileceği değerli bir şeydir. Bu duruma bilinçli veya bilinçsiz tepkiler olur. Daha ucuza sanat eseri alma isteği doğar.
25 Mart 2009 Çarşamba
Aldatıcı Duyumlar ve Ruhsal Durumla Şekillenen Tekinsiz Sanılar

Bazen denize taş atinca yankisini duyamaz insan. Zaman içinde taş atmaya devam eder sesini duymak için degil sadece bir eylemde bulunmak için. Ama bu daha da yalnizlaştirir ve kendine döndürür...
20 Mart 2009 Cuma
Giorgio de Chirico'nun Resimlerinde Melankoli

Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)