Yunan Mitolojisi’nde Hermes rüyaların
ve ruhların rehberi, tanrıların habercisi, Zeus’un güvenilir elçisi, lirin
mucididir. Ayrıca yolların, çobanların, hayvanların, sosyal ilişkilerin, ticaretin,
şansın, etkili konuşma becerisinin ve hırsızların da tanrısıdır. Gece ile
gündüz, rüya ile gerçek, bilinçle bilinçdışı, bilinenle bilinmeyen, ölümle
yaşam, tanrılarla insanlar arasında duran eşikleri ve geçişleri; kısacası
varoluşun tümünü kapsadığı için yol ve tarla kenarlarında onu simgeleyen sınır
taşları dikilirdi. Herme heykellerinin üst kısmı büst veya yarım gövdeli, alt
kısmı ise genellikle kare kaidedir. Sınır taşları tapınak, kütüphane, gymnasium
gibi yapıların önlerine; evlerin girişlerine; halka açık alanlara, mezarlara
yakın ve şehir sınırlarına da yerleştirilirdi. İşaret taşı olarak da kullanılan
bu kutsal heykellere adaklar bırakılırdı.
Atlas’ın kızları Pleiadların* en küçüğü Maia ile Zeus’un oğlu Hermes, Arkadia’da Kyllene dağındaki bir mağarada doğar. Şaşırtıcı biçimde hızla büyüyerek küçük bir çocuk olur ve annesi arkasına dönmeden kundağını çözüp, beşiğinden kalkarak mağaranın dışına çıkar. Çiçeklerle, böceklerle ve kuşlarla konuşur. Suya doğru yürüyen talihsiz bir kaplumbağanın kabuğunu boşaltıp koyun bağırsağından yedi tel gererek, ahenkli ve hoş sesler çıkaran liri icat eder. Mutlu bir şekilde şarkı söyleyip, oynar: “Neşe, sevgi ve tatlı uyku, Hermes’in lirini çalmasından doğan büyüleyici şeylerdir.” Karnı acıkınca Teselya’da sürülerin koruyucusu, ışık, güneş, denge, müzik, uyum ve kehanet tanrısı Apollon’un hayvanlarını otlattığı yerden elli inek çalar. Anlaşılmaması için de gece boyunca hayvanları geriye doğru yürütür ve kendisi de izleri silinsin diye ağaç dallarından ördüğü sandaletlerini giyer. Yaşlı bir adam onu görünce, kimseye söylememesini tembihler ve tehdit eder. Kandırma ve oyun oynama konusunda usta olan Hermes ineklerle Alphenios ırmağına gelir ve onları mağaraya kapatır. İkisini kesip kızartır ve on iki büyük tanrıya sunar. Ete düşkün olmasına rağmen ölçülü ve düşünceli davranarak kendisi için ayırdığı küçük bir parçayı yer. Sandaletlerini ırmağa atar ve mağaradaki odasına anahtar deliğinden sonbahar esintisi gibi süzülerek girer. Tekrar kundağa sarılır ve elindeki liri ile bebek beşiğine uzanır.
İneklerinin çalındığını anlayan
Apollon, yaşlı adamdan bunu Hermes’in yaptığını öğrenince mağaraya gelir. Maia’nın
yanında küçük hırsızı suçlar ama sinsi Hermes inkâr eder: “Sözlerin saçmadır senin; daha dün doğdum, ayaklarım dayanıksızdır,
basacağım toprak da taşlıdır.” İkna olmayan Apollon, onu alıp Zeus’un
karşısına çıkarır. Masum gibi görünüp Zeus’a da yalan söylemeye devam eden Hermes,
çalınan ineklerle hiç ilgisi olmadığını anlatır: “Baba, şimdi saçma sapan bir öykü dinleyeceksin. Ben açık yürekliyim,
yalan dolan da bilmem.” der göz kırparak. Zeus oğlunun sevimli
şeytanlıklarına gülse de adaletli davranarak Hermes’in kılavuzluğunda ineklerin
hemen bulunmasını emreder. Hayvanların kayaya asılmış postlarını görüp dehşete
kapılan Apollon’u yatıştırmak için Hermes ona lirini verir. Apollon ise karşılığında
bolluk ve habercilik sembolü olan altın bir çoban değneği armağan eder. Aralarındaki
anlaşmazlık da çözüme ulaşır.
Apollon ile olan hikâyesinde
Hermes’in kurnaz, dolandırıcı, hırsız ve yalancı kimliğiyle karşılaşırız. Bu
olumsuz yönlerinin yanında hikâye anlatıcılığıyla, uçuk, çelişik ve renkli
karakteriyle Olimpos’un çok yönlü tanrılarından biridir. İlk
zeytin ağacını eken odur. Atletizm, Olimpos tanrılarına kurban vermek ve ateş
yakmak da onun buluşudur. Hızla uçuran kanatlı altın sandaletleri; Hades’in
verdiği görünmez yapan kanatlı başlığı; ölümlüleri iyileştiren, yılanlarla
çevrili, kanatlı ve sihirli altın değneğiyle seyahat eder. Heykel, kabartma ve
resimlerde çoğunlukla yolcu veya çoban kıyafetleri içinde, bazen de çıplak,
sakallı ya da atletik vücutlu, kıvırcık saçlı, iyi görünümlü genç bir adam olarak
gösterilir. Sembolleri; kaplumbağa, çanta, kese, kuzu, kerykeion’dur. “Güzelim
sandallarını bağladı ayaklarına, o altın kakmalı tanrısal sandallar taşırlardı
onu denizin üstünde, ya da sınırsız topraklar üstünde yel gibi hızlı. Aldı
eline değneğini, isterse büyülerdi onunla gözünü insanların, isterse
uyandırırdı onları derin uykudan. Aldı onu eline güçlü tanrı uçtu gitti…”
Hermes insanlar, kahramanlar ve
diğer tanrılarla ilgili efsanelerde de yer alır. Bunlardan birinde Zeus, karısı
Hera’nın kıskançlığından korumak için, güzelliğine vurulduğu İo’yu beyaz bir
ineğe dönüştürür. Hera başına bekçi olarak yüz gözlü dev Argos’u koyar. Argos,
ineği bir ağaca bağlayıp gece gündüz gözler. Zeus’un emriyle Hermes Argos’u Pan’ın
flütünü çalarak büyüler. Bütün gözleri kapandıktan sonra da öldürür. Hera’ın
başka bir öcünü daha önleyebilmek için bebek Dionysos’u Nysa dağı koruyucuları
Nympheler'e ve Silenos'a emanet eder. Bu periler Dionysos’u büyütür ve
eğitirler. Kalypso ve Odysseus efsanesinde Zeus’un habercisi görevindedir.
Kalypso’dan Odysseus’u bırakmasını ve yurduna göndermesini ister. Yine
Odysseus’a dönüş yolunda Kirke’nin büyülerine karşı koruyucu bitki veren ve
ölüler ülkesinin tanrısı Hades’in eşi Persophone’ye ilkbaharda yeryüzüne
çıkarken ve sonbaharda yeraltına dönerken eşlik eden Hermes’tir.
Adına tapınaklar ve heykeller
yapılan, festivaller düzenlenen; insanlara en yakın tanrı Hermes’in adı İlyada’da
geçer. Pelosps’a bir kral değneği verir; Ares’i kurtarır; savaşta Akhaların
tarafını tutar; Leto ile savaşmaya cesaret edemez ve Zeus’un isteği üzerine Hektor’un
cesedini almak için Priamos’u önce Akhilleus’un barakasına sonra da Troya’ya
geri götürür. Aiskhylos’un
'Zincire Vurulmuş Prometheus' adlı tragedyasında Zeus’un sorguya çeken
polisi kimliğinde görürüz tanrıların kılavuzu Hermes’i. Bilinç ve özgürlük
savunucusu Prometheus “Bil ki senin
köleliğinle değiştirmem benim başıma gelen belalar belasını.” deyince
Hermes karşılık olarak “Demek şu kayanın
kölesi olmak daha iyi Zeus babanın sadık habercisi olmaktan.” yanıtını
verir.
Zeus tarafından yaratılan ilk kadına
konuşma, şeytani bir zekâ ve kandırma yetisini ve ‘bütün tanrılardan armağan’
anlamına gelen Pandora ismini veren de Hermes’tir. Yarı insan yarı keçi olan
Pan’ın, yakalanmadan hırsızlık yapma ve yalan yere yemin etme özelliği
babasından geçen Autolykos’un ve erkek ile dişi cinsini kendinde
birleştiren Hermaphroditos’un çocukları olduğuna inanılır.
Roma mitolojisinde Merkür adını alan
tanrı; geceleri gizlice dolaşan ve gözetleyen, anlamlı rastlantıları,
değişimleri ve eşzamanlılığı simgeleyen hilekâr ama çekici mitsel bir kişiliktir.
Aynı zamanda geleneklerle, düzenle, önyargılarla, idealize edilmiş kalıplaşmış
kavramlarla alay eden kozmik şakacıdır. Önceden tahmin edilemeyen,
beklenilmeyen şeylerin, gizemli ve mucizevî olayların ustasıdır. Rüyalara
geçişin kılavuzu; yol gösterici tanrı yerleşik değildir, sınırları yoktur ve
her yerde ortaya çıkabilir. “Geceye özgü
olan harika ve gizemli şeyler, en canlı sohbetlerin ortasında araya giren
olağanüstü sessizlikte de ortaya çıkabilir… Böyle zamanlarda Hermes’in odaya
girdiği söylenirdi.” Eşikleri geçerek insan hayatına tanrısal müjdeyi, iyi
ya da kötü şansı getirebilir. Kafa karıştırıcı ve paradoksal
bir varlık olduğundan zıtlıklar ve belirsizlikler arasında bağlantılar
kurdurabilir. İletişim sorunlarına neden olabilir. Hilekâr Hermes zevk duyarak birinin
amacını çalıp onu eğlenceye dönüştürür. Gizlenmiş gölgeyi, sis ardındakini açığa
vurur ve toplumu şaşırtır. Kusursuz görünmeye çalışıldığında hatalar yaptırır.
Onun bu oyunuyla suçu başkalarının üzerine atmadan, hoşlanmadığımız yönlerimizi
kabul etmek durumunda kalırız.
“Ben de Apollon’la aynı kutsal ayrıcalıkları sahiplenmeyi isteyeceğim. Ama
eğer babam bana bunları vermezse, peki öyle ise, ben de hırsızların başı olmayı
deneyeceğim; bunu yapabilirim.” “Ezici
kaygıların yakasını bırakmadığı bir kimsenin kalbinden nasıl hızlı bir düşünce
akıp geçiyorsa, işte, Hermes de öyle, söz ile eylemi aynı anda evirip çeviriyordu
kafasında." Homeros
İlahileri
Notlar:
*Gökte yedi yıldıza çevrilen yedi
kız kardeş: Alkyone, Merope, Kelaino, Elektra, Sterope, Taygete, Maia.
Kaynaklar:
1- Aiskhylos,
Zincire Vurulmuş Prometheus, Çev:
Azra Erhat, Sabahattin Eyuboğlu, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul,
2000
2- Allan
Combs, Mark Holland, Eşzamanlılık, Bilim,
Mit ve Kozmik Şakacı, Çev: Cüneyt Kurdoğlu, Ruh ve Madde Yayınları, 1998,
İstanbul
3- Azra
Erhat, Mitoloji Sözlüğü, Remzi
Kitabevi, 1984, İstanbul
4- Bedrettin
Cömert, Mitoloji ve İkonografi,
Hacettepe Üniversitesi, Sanat Tarihi, 1980, Ankara
5- Colette
Estin, Héléne Laporte, Yunan ve Roma Mitolojisi, Tübitak, 2002,
İstanbul
6- Hesiodos Eseri ve Kaynakları, Çev:
Sabahattin Eyüboğlu, Azra Erhat, Türk Tarih Kurumu, 1991, Ankara
7- Homeros,
İlyada, Çev: Azra Erhat, A. Kadir, Can Yayınları, 1984
8- Homeros,
Odysseia, Çev: Azra Erhat, A. Kadir,
Can Yayınları, 1987
9- Secda
Saltuk, Arkeoloji Sözlüğü, İnkılâp
Kitabevi, İstanbul, 1993
Nalan Yılmaz, Hırsızların Kurnaz Tanrısı ve Kozmik Şakacı Hermes, 10 Mart, 2014, Lebriz Sanal Dergi
*****Bu
sayfalardaki yazıların tüm hakları yazara aittir. Sadece kaynak
gösterilerek, yazar adı ve orijinal sayfanın aktif linki belirtilerek
alıntı yapılabilir ve paylaşılabilir. Nalan Yılmaz adıyla tüm yazılar 'Creative Commons Attribution Noncommercial-No Derivative Works 3.0 Unported License' altında tescillidir.
0 comments :
Yorum Gönder