Güzden kışa geçiş. Sonbaharın tam kendini gösterdiği ay. Yağmur. Ağaçlardaki sayısız tonlarda yeşil, sarı, turuncu, kırmızı, toprak renklerindeki yaprakların gösterişle sahneye çıkışları ve sona doğru giderken zarif dansları. Bir şeyleri hatırlatan simgeleyen yapraklar döküldüklerinde oluşturdukları o görüntü, aralarında dolaşırken çıkardıkları hışırtı, keyfine varılacak anlar. Belki uzun süredir görülmemiş birisiyle bir kahve içmek, derin konular veya geçen zaman ve kişisel hayatlar üzerine konuşmak. Belki kabullenmişlik dünyada yaşayan her insanın zamana yenik düşmesini. Anın geçip giderken ya da öyle sanılırken bıraktığı o buruk tortunun ve tatlı hüznün hissettirdiğine yoğunlaşmak. Güncel, ülkesel ve evrensel sorunlardan, çevrelendiğimiz toplumun ve içindeki insanların bilincimizi bulandırmasından uzaklaşmak. Önemsiz şeylere takılıp kalmamak. Gülmek. Kasım mı bunları hatırlatan? Bir şarkı vardı November Rain Guns and Roses. O günlerde dinlerdim. Sanki uzak bir tarih. 'Autumn in New york' kasım ayında geçen bir aşk hikayesi miydi? 'Sweet November' kesin öyleydi. Romantik komediler :), izleyesim yok tabi. Bu aralar Flashforward favorim. Kuantum fiziğiyle ilgili kitapları ilk 15 yıl önce okumuştum. Bu dizi de kuantum fiziğine göndermeler var.
Kasım ayı romantik midir? Şairler için öyledir sanırım. Şiir okuyasım var. Epeydir uzağım: mesela Hölderlin, mesela Shelley. Benim bildiğim romantizm 19. yüzyıla özgüdür. 20. ve 21. yüzyıla göre değil. Zaten bu zamanda kullanılan romantik sözcüğünün içi boş. Yukarıdaki resim Caspar David Friedrich'in. 19. yüzyıl'dan. Sis denizi üzerindeki gezgin.* Kasımla ilgisi var mı bilmiyorum. Bu romantik ressamın resimlerinin derinlerden gelen bir sahiciliği olduğu ve etkileyici olduğu kesin. Az önce bu kayıtın kategorisini melankoli diye işaretledim ama yukarıda da bahsettiğim gibi tatlı hüzün bu hafifçe gülümsenen.
*Gezginlere özenirim ama bana göre mi? diye sorduğumda 'hayır' cevabı daha baskın durur. Beyin evrenin haritasıysa dış gezilerin de anlamsız görünmesi pek eylem adamı inanışı değil. Sürekli bir telaş ve koşturmaca içinde oluş düşünceyi yadsır. Seyahat ederken zamanın nasıl geçtiği anlaşılmaz. Bir yandan da muhteşem görünümler ve yeni heyecanlar sunduğu için ruh; fiziksel hareketle de beden için ihtiyaçtır. O yüzden seyahatsiz de kalmamalı ;).
*****Bu sayfalardaki yazıların tüm hakları yazara aittir. Sadece kaynak gösterilerek, yazar adı ve orijinal sayfanın aktif linki belirtilerek alıntı yapılabilir ve paylaşılabilir. Nalan Yılmaz adıyla tüm yazılar 'Creative Commons Attribution Noncommercial-No Derivative Works 3.0 Unported License' altında tescillidir.
0 comments :
Yorum Gönder