Resim sanatının başta sinema ve
moda olmak üzere mimari, dekorasyon, mobilya,
grafik, reklam, endüstri ürünleri ve hatta gıda sektörlerinde etkilerine
sıklıkla rastlıyoruz. 1937 yılında Sürrealistlerle arkadaş olan İtalyan modacı Elsa Schiaparelli, Salvador Dali ile işbirliği sonucu ipek
organze ve sentetik at kılından yapılmış, ıstakoz
baskılı elbise
tasarlar. Kişiye özel tasarımın önemli isimlerinden Fransız moda tasarımcısı
Yves Saint Laurent, Mondrian’ın beyaz, kırmızı, mavi, siyah ve sarı renk
bloklarından oluşan kompozisyonunu 1965 yılında kolsuz elbise üzerine uyarlamasıyla moda ve sanat arasında bağ kurar.
Sonrasında moda sektörüyle sanat arasındaki ilişkide en çok, soyutu ön plana çıkaran Hollandalı Piet
Mondrian’ın zamansız ve evrensel yapıtları
uygulanır hale gelir. Günümüzde moda tasarımcılarının ve sanatçıların
ortak projeler üzerinde çalışması yaygın bir durum artık.
Bir başka Hollandalı Vincent van
Gogh da modaya esin kaynağı olan ressamlardan. Rodarte’nin 2012 Bahar koleksiyonunda Kate ve Laura Mulleavy kardeşler, Van Gogh’un ‘Yıldızlı Gece’, ‘Vazoda On
İki Ayçiçeği’, ‘Ren Nehrinde Yıldızlı Bir Gece’, ‘Çiçek Açan Badem Ağacı’ gibi resimlerinden
uyarlanan baskılı kıyafetlerle ressamın hayal dünyasında kaybolurlar. Resimleriyle
umut aşılamak, acıları sevince dönüştürmek isteyen, ölümde bile iyi bir yan
gören trajik yazgılı ressama, sarılar, maviler, lacivertler, toprak tonlarıyla;
bahar dalları, ayçiçekleri, yıldızlarla; uçuşan tüller ve parlak kumaşlarla selam
yollarlar. Baharda umudun ve neşenin yeniden ortaya çıkacağını göstermeye
çalışırlar...