Tophane'de Antrepo 3 nolu binada 20 Ekim'e kadar ücretsiz gezilebilen 13. İstanbul Bienali'nde Fulya Erdemci küratörlüğünde, Lale Müldür'ün 'Anne ben barbar mıyım?' kitabından alınan başlık altında kamusal alan, kamusallık ve sanat ilişkisi üzerinde duruluyor. Toplumda baskı altında olanlara odaklanılıp, sanatla protesto ve sanatın gerçek hayatın içinde olduğu gündeme geliyor. Aslında önceden planlandığı gibi bu etkinlik kamusal alanda yapılsaydı daha çok anlam bulacaktı ama Gezi Parkı protestoları sonrası açık alanlar yerine kapalı olanlar tercih edildi. Bienal'in diğer mekanları: Galata Özel Rum İlköğretim Okulu, ARTER, Salt Beyoğlu, 5533. Bu mekanlarda 88 yerli ve yabancı sanatçının video, yerleştirme, desen, fotoğraf, ses, tuval ve teknik olanaklardan da yararlanıp çok çeşitli malzemelerle oluşturdukları çalışmalarını görebilmek mümkün...
Antrepo 3 nolu binanın önünde duran vinç bir gülle ile binayı yıkmayı temsil ediyor. Bu vinç binanın beş yıldızlı otel veya alışveriş merkezi yapılması kararının alınmasına gönderme yapan ve adeta kafalara vuran Ayşe Erkmen'in tasarladığı 'kütkütküt' adlı çalışma. Bienalin Şubat ayından beri düzenlenen forumlarında özellikle kentsel dönüşüm ve sermaye ile ilgili konularda protestolarla ve tepkilerle de karşılaşıldı.
Antrepo 3 nolu binanın önünde duran vinç bir gülle ile binayı yıkmayı temsil ediyor. Bu vinç binanın beş yıldızlı otel veya alışveriş merkezi yapılması kararının alınmasına gönderme yapan ve adeta kafalara vuran Ayşe Erkmen'in tasarladığı 'kütkütküt' adlı çalışma. Bienalin Şubat ayından beri düzenlenen forumlarında özellikle kentsel dönüşüm ve sermaye ile ilgili konularda protestolarla ve tepkilerle de karşılaşıldı.
Antrepo 3 nolu binadaki bienal gezildikten sonra hemen yanındaki İstanbul Modern'e uğrayıp alt katta Erol Akyavaş Retrospektifi (29 Mayıs 2013 – 1 Aralık 2013), YAP İstanbul Modern: Yeni Mimarlık Programı (25 Haziran - 20 Ekim 2013), Yakın Menzil (9 Mayıs - 27 Ekim 2013), üst katta Geçmiş ve Gelecek sergileri de görülebilir. Sanatla dolu görsel, işitsel, kavramsal olarak yoğun ve derin bir gün geçirmek, düşünmeye ve sorgulamaya yönelmek iyi gelebilir. Ayrıca her sanat eseriyle kalıplardan çıkarak yeni bir şeyler keşfetmek ve günlük hayat içinde gözden kaçırılanları fark etmek de var. Ama dikkat bu kadar çok eser, çalışma veya iş -her ne diyorsanız- gördükten sonra baş ağrısı veya baş dönmesi garanti. İstanbul'un sanatsal açıdan en hareketli günleri sonbaharla başladı. Eylül ve Ekim ayları boyunca kentin pek çok sanat merkezinde bienale paralel etkinliklerde düzenleniyor.
*****Bu
sayfalardaki yazıların tüm hakları yazara aittir. Sadece kaynak
gösterilerek, yazar adı ve orijinal sayfanın aktif linki belirtilerek
alıntı yapılabilir ve paylaşılabilir. Nalan Yılmaz adıyla tüm yazılar 'Creative Commons Attribution Noncommercial-No Derivative Works 3.0 Unported License' altında tescillidir.
0 comments :
Yorum Gönder