15 Aralık 2015 Salı

Şeker Ahmet Paşa'nın Manzara ve Natürmortları - 2

Şeker Ahmet Paşa manzara ve natürmort resimleriyle tanınan ilk önemli Osmanlı sanatçılarındandır. Paris’te kaldığı süre içinde aldığı klasik eğitimin yanı sıra sanat olaylarını da takip eder. Türkiye’ye döndükten sonra Barbizon Okulu, Corot ve Courbet etkisinde resimler yapar. Köylü ve eşeğinin doğa içinde çok küçük olarak tasvir edildiği Ormanda Oduncu resminde ormanın gizi ve ağaçlar romantik bir ışıkla verilmiştir. Mistik bir atmosferin hakim olduğu ve doğanın yüceltildiği titiz bir çalışma örneği olan kompozisyonda zaman durmuş gibidir. Kır Peyzajı, Ceylan ve Ormanda Koyun Sürüsü gibi resimlerinde hep dikkatli doğa gözlemleri fark edilir. Ancak nesneler fotoğraf gibi birebir ve ayrıntılı olarak aktarılmamıştır. Resimlerde içtenlik, romantik bir anlayış, masalsı ve düşsel bir görünüm belirgindir.  


10 Aralık 2015 Perşembe

Hititler’in Gölgesinde - 5 - İskilip - Çorum

Çorum ili sınırları içinde güneydoğuya -Ortaköy, Şapinuva, İncesu-, güneye -Alacahöyük, Boğazkale, Hattuşa-, Yazılıkaya- ve kuzeybatıya -İskilip- yaptığımız yolculuklar tarihi yerler ve doğa güzellikleri yanı sıra gökyüzü ve çevre manzarası açısından da harikaydı. Aslında Kızılırmak üzerinden geçip İskilip'e ulaştığımızda biraz hayalkırıklığı yaşadık. Belki beklentimiz daha yüksekti. Pazar günü her yer kapalıydı  ve İskilip Dolması yiyecek bir yer de bulamadık. Pişirme süresi ve hazırlıkları uzun süren, özel üretilen ısıya uzun süre dayanıklı pirinçle yapılan 500 yıllık bu zahmetli yemek daha çok düğünlerde ve özel günlerde büyük kazanlarda yapılırmış. Biz genel bir çevre gezisiyle yetinmek durumunda kaldık. Bu bizim plansızlığımızla ve yeterince ön araştırma yapmayışımızla ilgili olabilir.


2 Aralık 2015 Çarşamba

Hititler’in Gölgesinde - 4 - Şapinuva - İncesu Kanyonu

Çorum'da ilk gün Çorum Müzesi, Alacahöyük, Hititler'in başkenti Hattuşa ve açık hava tapınağı Yazılıkaya gezilerimizden sonra ikinci gün Şapinuva, İncesu Kanyonu ve İskilip'e gitmeye karar verdik. Sabah 9.00 da otelden ayrılıp Şapinuva'nın bağlı bulunduğu Ortaköy'e hareket ettik. Muhteşem manzaralar eşliğinde bir ara görüş mesafesinin birkaç metreye indiği sise doğru çok güzel bir yolculuktan sonra Ortaköy'e ulaştık. Hitit ve Roma dönemlerine ait kalıntıların bulunduğu bölgeye daha sonra Orta Asya'dan üç kavim halinde gelen Türkler yerleşmiş. Ortaköy'e 3 kilometre uzaklıktaki Şapinuva Hititlerin önemli bir askeri ve dini merkeziymiş. M.Ö. 13. yüzyıldan II. Murşili'ye ait bir metinde Şapinuva'dan söz edilir: "İlkbahar olduğunda Hattuşa'dan dışarı gittim... AN.TAH.SUM (şar)* bitkisini tanrıların huzuruna koydum. Şapinuva'daki birlikleri teftiş ettim ve orduma öncülük ettim."

27 Kasım 2015 Cuma

Hititler’in Gölgesinde - 3 - Yazılıkaya

...M.Ö. 16 - 13. yüzyıla tarihlenen ve etrafı yüksek kayalıklarla çevrili Açık Hava Tapınağına ilerleyince gördüklerimiz karşısında son derece heyecanlanıyoruz. Mutluluk, şaşkınlık, hayranlık hepsini birden duyumsuyoruz. Biraz abartı varmış gibi algılansa da gerçek şu ki ‘anlatılamaz, yaşanır’ denilen anlardayız. Özellikle Küçük Galeri olarak adlandırılan Oda B’deki kabartmalar, içinde bulunulan ortam, dar girişe ve kayalara vuran güneş ışığı gizemli ve olağandışı bir deneyim yaşatıyor. Hitit kralları ya da tanrıları bizi izliyor gibi hissediyoruz ve hiçbirimiz bu doğal kutsal ortamdan ayrılmak istemiyoruz. Akşamın en güzel saatinde, güneş ağaçların ardından süzülen ışıklarıyla uzaklardaki tepelerde olağanüstü görünümlerle batmak üzereyken, Hititler’in dünyasına girdik. Tekrar zihnimde canlandırdığımda bile tuhaf bir sezgiyle orada dolaşıyorum sanki. Üstelik Hattuşa ve Yazılıkaya’ya yeniden gitme isteği de duyuyorum. 

22 Kasım 2015 Pazar

Hititler’in Gölgesinde - 2 - Hattuşa

Anadolu’da adı bilinen ilk halk olan Hattiler’le ve onlardan büyük oranda etkilenen ilk merkezi devlet kuran Hititler’le dolu geçen günümüze beş heyecanlı ve başı dönmüş yerli tarih gezgini olarak devam ediyoruz. Yarım saatlik yolculukla bu kez Hitit İmparatorluğu'nun M.Ö. 17 ile 13. yüzyıllar arasında başkenti olan ve sanat ile mimaride gelişme gösteren Boğazköy olarak da bilinen Hattuşa’ya geliyoruz. Ne yazık ki gezmek için bir saatten biraz fazla zamanımız var. Müzekart’larımızla geçiş yapıp hemen aracımızla 2 kilometrelik geniş alana yayılı ve zamanında 6 kilometrelik surlarla ve kulelerle çevrili kalıntılara doğru yol alıyoruz. 8 metre yüksekliğindeki surların 65 metrelik bölümü 2003 yılında Türk, Alman ve Japon arkeologlar tarafından o çağın teknikleriyle aslına uygun olarak yeniden yapılmış.

Askeri, politik ve dinsel gücün yönetildiği 3500 yıl öncesinin merkezinde 5 kültür katı ortaya çıkarılmış. Bu katlarda Hatti, Asur, Hitit, Frig, Galat, Roma ve Bizans dönemlerinden kalan kalıntılar bulunmuş. Aşağı Kent  -kuzey tarafı-, Yukarı Kent, kraliyet sarayının bulunduğu Büyük Kale'yi içine alan Hattuşa’da Aslanlı Kapı, Kral Kapısı, gizli tüneliyle Yerkapı, Sfenksli Kapı, kent duvarı ve büyük tapınak kalıntıları, yeşil taş, Nişantaşı, Hiyeroglifli Oda görülebilecek yerler arasında. Hattuşa’nın kalıntılarının çoğu M.Ö. 13. yüzyıldaki yeniden yapılanma döneminden.

16 Kasım 2015 Pazartesi

Hititler’in Gölgesinde - 1 - Çorum Müzesi - Alacahöyük

Arkeoloji sevgim arkeolog olacağımı sanarak başladığım üniversitede Sanat Tarihi eğitimi almama rağmen hiçbir zaman bitmedi. Antik yerleri görme heyecanım ve isteğim bir Van Gogh tablosunu görmekle aynıydı. Sanat Tarihi’nde en çok milattan önceki kültürlerle 19. ve 20. yüzyıl resim sanatı ilgimi çekti. Üniversite yıllarında eski uygarlıklara yönelik genellikle Yunan, Roma, biraz da Mezopotamya ve Mısır ağırlıklı dersler gördük ama Anadolu’nun ilk devleti olan Hititler üzerinde nedense fazla durulmamıştı. Zaten lisans derslerinde çok ayrıntılı bilgiler edinmeyi beklemek de doğru değildi. İlgilenilen konular daha sonra kitaplardan, dergilerden, makalelerden incelenebilirdi ya da o alana yönelik sempozyumlardan takip edilebilirdi.

M.Ö. 1750-1200/700 yılları arasına tarihlenen zaman diliminde, Hattiler’in (MÖ 2500-2000/1700) ülkesinde güçlü bir imparatorluk kuran Hititler, Anadolu topraklarının en önemli uygarlıklarından biri. Hep aklımın bir köşesinde olduğu halde Hititler’in başkenti Hattuşa’yı görmeyi bugüne kadar niye erteledim bilmiyorum. Yazın okuduğum Buket Uzuner’in Toprak adlı romanı Hattuşa’ya, Alacahöyük’e ve Yazılıkaya’ya artık gitmem gerektiğini bir kez daha öne çıkardı. Üstelik Anadolu’daki antik Yunan ve Roma yerleşimlerinin pek çoğunu gören, mitolojilerini bilen biriyken onları fazlasıyla etkileyen Hititler’inkileri neden daha az biliyor oluşumu da sorgulattı. Kültürel gezileri birlikte yaptığımız arkadaşlarımla iki ay önceden biletlerimizi alıp iki gün Amasya, iki gün Çorum gezisi planladık. Aynı ekiple ilkbaharda Anadolu Selçuklu Devleti’nin (1075-1308) başkenti Konya’ya gitmiştik. Selçuklu yapıları ve eserleri, Mevlana Müzesi çok önemliydi ve binlerce yıl öncesine dayanan tarihiyle Çatalhöyük de öyle. 

31 Ekim 2015 Cumartesi

Balkon Bostanı

Balkondaki minik bostan sadece çekirdekten yetişen iki saksı kiraz domates ve yine çekirdekten iki saksı kırmızı biber ile bir saksı köy biberi, iki saksı maydanoz, bir saksı limon ağacından oluşuyor... Bir de fıstık çamı var. Maydanozun biri hazır tohumdan diğeri ise küçük yapraklı bir dal maydanozun saksıya dikilmesinden. Saplardan kestikçe yenileri çıkıyor. Limon ağacı hiç meyvesini vermedi ama domates ve biberler çok fazla. Önce çiçek açıp sonra çiçeklerin içinden çıkıyorlar. Son derece az toprakta bu kadar verim olması şaşırtıcı. Her sabah kalkınca onlara bakmak, günden güne büyümelerini görmek oldukça dinlendirici.

Balkon Bostanı
*****Bu sayfadaki yazının ve fotoğrafların tüm hakları yazara aittir. Sadece kaynak gösterilerek, yazar adı ve orijinal sayfanın aktif linki belirtilerek alıntı yapılabilir ve paylaşılabilir. Nalan Yılmaz adıyla tüm yazılar 'Creative Commons Attribution Noncommercial-No Derivative Works 3.0 Unported License' altında tescillidir.    Creative Commons License

27 Ekim 2015 Salı

Bulutların Arasında Kaybolmak

Hangimiz bulutlara bakıp hayallere dalmadık, şekilleri bir şeylere benzetmedik. "Zürafaya benziyor, şu gelen de uyuyan bir insan sanki. O da çatık kaşlı bir surat mı? Anne ve yanında çocuğu duruyor bak." Birazdan kaybolacak. Ne kadar da geçici. Hayal gibi. Bu biraz melankoliye neden olsa da güzel. Gece başka, gündüz başka... Bazen havada asılı duran, bazen hızlıca hareket eden bulutlar... Bazen bembeyaz, bazen gri hatta siyah... Bazen pamuk gibi ve birazdan dağılıp güneşi ortaya çıkaracak... Bazen öfkeli gürültüyle patlayıp yağacak gibi... Her hali başka güzel bulutlar. Görkemli gökyüzünü kuşlarla birlikte mavi, beyaz ve gri tonlarda en güzel, en sahici tabloya dönüştüren bulutlar... Hangimiz uçakta pencereden baktığımızda pamuksu dokusunun üzerinde olmayı gözümüzde canlandırmadık. Alçakta kalan bulutları; bu harika doğa olayını hayranlıkla seyretmedik. Yerdeyken veya havadaykan sanki bir geçit gibi arada kalan benzersiz ve her an değişen görünümden etkilenmedik. 


18 Ekim 2015 Pazar

Bizans Saray Mozaikleri

‘Büyük Saray Mozaikleri Müzesi’ İstanbul’da Bizans mozaikleri açısından önemli bir müze ancak çok fazla bilinmiyor. Öyle ki çok yakınında Sultanahmet Cami, Hipodrom (Sultanahmet Meydanı), Yerebatan Sarnıcı, Ayasofya Müzesi, Topkapı Sarayı gibi tarihi yapıları ve meydanları binlerce kişi gezerken, mozaik müzesinde ziyaretçiler birkaç kişiyle sınırlı kalıyor. Sadece meraklı turistler, Bizans sanatıyla ilgili araştırmacılar, arkeoloji ve sanat tarihi öğrencileri tarafından ziyaret ediliyor. Oysa 1500 yıl öncesinin Bizans resmine de ışık tutan değerli eserleri barındırıyor.

16. yüzyılda Alman Hieronymus Wolff’un ilk kez kullandığı ve 19. yüzyılda batılı tarihçiler tarafından benimsenen ‘Bizans’ tanımlamasıyla Doğu Roma İmparatorluğu aslında Hıristiyanlaşmış Roma İmparatorluğu’dur. Doğu Romalılar kendilerini Romaio ve Romans olarak adlandırmışlardır. (Bugünkü Rumlar da sanıldığı gibi Yunan kökenli değil, Doğu Romalıdır.) Roma İmparatoru I. Konstantin 330’da başkenti eski bir Yunan kenti olan Byzantion’a taşıyarak buraya Yeni Roma adını verir. Sonraki yıllarda Konstantin’in şehri anlamında Konstantinopolis adını alır.


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...