20. yüzyılın önemli hareketlerinden biri olan Kübizm
Paris’te Fransız Georges Braque ve İspanyol Pablo Picasso tarafından
biçim aramaları sonucu 1906'dan sonra oluşturulur. Daha sonra Joan Gris, Man Ray ve daha çok hız ve hareket
tutkunu fütürist yaklaşıma giren Fernand Léger ve Robert Delaunay gibi
ressamlar da bu tür resimler yapar. Afrika maskelerinin yalınlıklarının
izlerinin görüldüğü 'Avignonlu Kızlar' resmiyle Picasso’nun sanatında
Kübizm’e giden yeni bir dönem başlar. Çarpıtılmış şekillerle ve deformasyonun ifade
gücüyle savaşın korkunçluğunu gösteren son derece etkileyici bir
anlatıma sahip Guernica
ile de mükemmelliğe ulaşır.
Picasso ve önceleri Fov anlayışta resimler yapan Braque, Apollinaire aracılığıyla 1907 yılında tanışırlar. Natüralizmden uzak olan Kübistler konuyla değil biçimle; doğa görüntüleri arkasındaki formlarla ilgilidirler. Cezanne’ı örnek alarak yeni bir biçim dili kurarken öznellikten arınmış nesnel ve basit geometrik formları özellikle küpü tercih ederler. Resimde yanılsamayı uygunsuz bulup sonsuza giden derinlik yerine form yüzeyleri ön plana çıkarırlar. Her eleman yüzeyle bağlantılı olmalıdır. Natüralist sanatın tek bakış biçimini kırıp nesneyi çeşitli yönlerden gösterirler. Objelerin hissedilebilirlik nitelikleri erir, hacimsellik dağılır. Değişik açılar altında aynı anda görülebilirliğine odaklanırlar. Nesne sadece görüldüğü gibi değil düşünüldüğü gibi de resme geçirilir. Nesnelerin kavramı da verilir. "Çivi kavramı olmadan bir çivi bile yapamam." diyen Juan Gris gerçeğin özünü ve İdea'yı yansıtmayı amaçlar. Picasso'nun kübist resimlerinde figürlerin gözleri, ağzı ve burnu yer değiştirir; bazı kısımlar cepheden, bazıları profilden görülür. Ağlayan, acı çeken, şaşkın veya gülümseyen bir ruhun ifadesi olan yüzün bölümleri parçalanır, deforme edilir ve yeniden düzenlenir. Aynı zamanda sanatçının iç dünyasının günlüğü gibidirler...
Juan Gris |
Kübizmin kendi içinde gelişiminde Analitik'ten Sentetik'e yönelimle yeni
bir aşama başlar. Resim ile heykel arasındaki sınırı kaldırırlar ve
maddesel bir boyut, elle dokunulabilirlik hissi uyandırırlar. Üç boyutlu
öğeler, çeşitli nesneler yapıştırırlar tuvale: çivi, ağaç, gazete
parçaları, cam, düğme, ip, bez vb. Sayılar, harfler gibi soyut öğeler
katarlar, yağlıboyaya kum karıştırırlar. Her şeyi kullanıp resimle
istedikleri gibi oynarlar. Gerçeklik sanat eseri içinde bütünleşir.
Apollinaire kolajı destekler ve o da şiirlerinde birbirinden kopuk
parçaları bir araya getirir. Kolaj, modern kent yaşamının bir parçası
olarak görülür. Empresyonistler duyular dünyasını, Kübistler nesnelerin
kavramını yansıtırken giderek bunlar elenir ve nesnesiz soyut sanat
ortaya çıkar. Endüstri çağına özgü olan, yeni bir çığır açan ve
Avrupa’da yaygınlaşan Kübizm I. Dünya Savaşı’yla sona erse de etkileri
iki dünya savaşı arası sanatında görülür, hatta günümüze kadar gelir.
Max Ernst |
Hans Arp, Overturned Blue Shoe with Two Heels Under a Black Vault, 1925 |
Max Ernst gerçekliğin bilincinde aynı zamanda zengin bir hayal gücüne sahip. Halüsinasyonları ve düşleri resimlemek onun için çok doğal. Çoğunlukla kendisine göre anlamlı simgelerle dolu orman resimleri var. Salvador Dali akademik anlayışta persfektifin uygulandığı, ayrıntılı işçiliğin görüldüğü resimler yapıyor. İnce teknikler kullanıyor. Hayal dünyası ile gerçek dünyanın ayrımının farkında. Hayal ve fantazilerini resimle açığa vuran sanatçı çok sayıda sürrealist simge kullanıyor. Yumuşayan saatler, dil oyunları, kelimeler üzerinde duruyor.
Bir bölümünü yukarıya aldığım '19. yüzyıl ve 20. Yüzyılın İlk Yarısında Dünya Sanatının Çekim Merkezi Paris' adlı yazımın tamamını lebriz sanal dergi'de okuyabilirsiniz.
Salvador Dali, Rotting Bird, 1928, 37.5 x 57 cm |
*****Bu
sayfalardaki yazıların tüm hakları yazara aittir. Sadece kaynak
gösterilerek, yazar adı ve orijinal sayfanın aktif linki belirtilerek
alıntı yapılabilir ve paylaşılabilir. Nalan Yılmaz adıyla tüm yazılar 'Creative Commons Attribution Noncommercial-No Derivative Works 3.0 Unported License' altında tescillidir.
Güzel ama i diremiorsunki siteyi
YanıtlaSil