Changi havaalanına iner inmez ne kadar düzenli bir şehre geldiğimizin sinyallerini aldık. Şehirde geçirdiğimiz üç günün sonunda da bundan emin olduk. Geldiğimiz yer olan Bangkok’un karmaşasından sonra Singapur, metrosuyla, tertemiz sokaklarıyla bizi etkilemeye hazır. Dünyanın dördüncü büyük ticaret ve finans merkezi olmasıyla, gökdelenlerin çokluğuyla yaşam kalitesini de belli ediyor.
Burada yaşayanlar çoğunlukla Çinli, Hintli ve Malezyalı. Her üç kişiden sadece biri Singapurlu. Bu kültür çeşitliliği yemeklere de yansıyor. İnsanları seviyeli ve mesafeliler. Ülkede pek çok yasak olduğunu hediyelik eşya dükkanlarındaki tişörtlerin baskılarından anladık. Genelde mantıklı yasaklar: tükürmek, sakız çiğnemek ve yemek yemek (bazı yerlerde) vb. Bu yasakları bilmeden önce kuşları beslemek için ekmek kırıntıları attığımızı hatırlayınca -kuş beslemekte yasak- yakalanmadığımıza ve ceza ödemediğimize sevindik.
Nemli ve sıcak havası yıl boyu 23-31 derece arasında değişiyor. Birden bastıran şiddetli yağmura yakalandık ama dindikten bir dakika sonra bile hiçbir yerde su birikintisi oluşmadı.
Singapur Malay dilinde Aslan Şehir anlamına geliyormuş ve bunun için marinaya yakın Merlon parkında aslan başlı, balık vücutlu bir heykel yapılmış. Çin Mahallesi ve Küçük Hindistan denen bölgeler Çin ve Hint kültürlerinin renkliliğini çok güzel yansıtıyor. Ayrıca bu mutfaklara ait birçok restoranın da bulunduğu yerler. Tekrar ziyaret etmek istedik ama vakit bulamadık.
Singapur orkidelerini çok duyduğumuz için Botanik Bahçesi içindeki Orkide Bahçesi’ne özellikle gittik ve gerçekten çok güzeldi. Çiftlerin evlilik fotoğraflarına fon olması için bu bahçeyi seçmesi gayet normal. Harika bir görünüm. Akşamları nehir kıyısındaki restoranlarda yer bulabildiğimizde nehir ve gecenin büyülü eşliğinde Asya tarzı deniz ürünleri ve Hint yemekleri tatmak ‘yaşıyorum’ hissini mutlu bir gülümsemeyle pekiştiriyordu. Yemek çeşitliliği için Maxwell caddesindeki açık hava yemek merkezi de tavsiye dilen yerlerden biriydi.
Çok çeşitli deniz hayvanı bulunan akvaryumda birkaç saatten fazla zaman geçirdik. Hayvanat bahçesi de oldukça büyük. Hayvanlar insanlardan sadece doğal çevre ile ayrılıyor. Hiçbir yerde tel yok; su kanalları, ağaç kütükleri ya da bir çukur hayvanlarla aramızda mesafe olmasını sağlıyor. Sürekli ormanda geziyor gibiydik. Sadece kuşların olduğu bölümler tellerle kapatılmış. Burada da gür çiçekler ve ağaçlar arasından her an bir kuş çıkacak diye biraz tedirgin ama harika kuşların eşliğinde dolaştık. Hayvanat bahçesinin haritası ile parkurdaki tüm hayvanları görmeye çalıştık. Yorulduğumuz yerde açık gezi otobüslerine binip yolumuza devam ettik. Bu otobüslerle hayvanat bahçesinde gezi safarisi de yapılıyormuş. Serin ve karanlık bir ormanda hayvanları gözlemek değişik bir tecrübe olacaktır.
Şehirde genel olarak yeşillik bol ama Sentoza Adası küçük bir cennet gibi. Doğa yürüyüşleri için mükemmel bir yer. Ayrıca kumsalları da oldukça popüler. Halk akın akın plajlara gidiyor. Adanın haritasına baktığımızda yunuslar, su gösterileri, kelebekler parkı ve eğlenceler gibi çeşitli aktiviteler düzenlendiğini fark ettik. Hepsine gidemedik ama akşam seyrettiğimiz ışıklı, müzikli ve lazerli su gösterisi görülmeye değerdi. Sentoza Adasına teleferikle gitmek çok güzel bir seyahatti ama yüksekten korkanlar adayı karaya bağlayan yoldan otobüsle de gidebilirler.
‘Images of Sıngapore’ klasik müzelerden çok farklı, modern bir müze ve şehrin tarihini, yaşantısını anlatıyor birçok görselle. Singapur’a 165 metre yukarıdan bakılabilen, dev bir dönme dolaba benzeyen ve kapalı kapsülleri olan ‘Singapore Flyer’ çok ilgi çekici turistik bir aktivite. Elektroniğin ucuz olduğu söylendiği için Türkiye’den de çok meraklının ziyaret ettiği bir mağazadan fotoğraf makinası satın aldık. Alışveriş için önerilen yerler ‘Orchard Caddesi’ ve alışveriş merkezleri. İngilizce konuşulan ve Türkiye’den altı saat ileride olan ülkede Singapur doları kullanılıyor. Vizeniz yoksa ülkeye girişte hemen alabiliyorsunuz.
Yazı: Filiz Erdoğan
Filiz Erdoğan'ın diğer gezi yazıları:
Filiz Erdoğan'ın diğer gezi yazıları:
Zürih, Rapperswil, Maienfeld ve Heidihaus
Beyaz Kumsalıyla, Mavinin ve Yeşilin Her Tonuyla Koh Chang
Bir Ortaçağ Şehri: Český Krumlov
*****Bu
sayfalardaki yazıların tüm hakları yazara aittir. Sadece kaynak
gösterilerek, yazar adı ve orijinal sayfanın aktif linki belirtilerek
alıntı yapılabilir ve paylaşılabilir. Nalan Yılmaz adıyla tüm yazılar 'Creative Commons Attribution Noncommercial-No Derivative Works 3.0 Unported License' altında tescillidir.
0 comments :
Yorum Gönder