Sayfalar

20 Ekim 2014 Pazartesi

İstanbul ArtInternational 2


İstanbul’da aynı hafta içinde önce Sakıp Sabancı Müzesi’nde Joan Miró’nun Şubat ayına kadar sürecek olan ‘Kadınlar Kuşlar ve Yıldızlar’ sergisi açıldı. Hafta sonu ise Haliç Kongre Merkezi’nde 26 - 28 Eylül tarihlerinde uluslararası çağdaş sanat fuarı ArtInternational’ın ikincisi düzenlendi. 24 ülkeden 80 galeri, 400’den fazla sanatçı, 20 binin üzerinde ziyaretçi ile hafta sonu İstanbul’da sanat alanında hareketlilik yaşandı. İki ana salon ve birbirine bağlı ara salonlarda gezilebilen fuar 77 milyonluk satışla sona erdi. Modern ve çağdaş sanatçıların çalışmalarını bir araya getiren fuara ilgi yoğundu. Galeri Lelongdan İspanyol sanatçı Jaume Plensa’nın 2014 tarihli “Sanna in Umea” adlı bronz heykeli 235 bin euroya alıcı buldu. Deweer Galeri’den Belçikalı Jan Fabre’nin 1996 tarihli ahşap, şövalye zırhı ve böceklerden oluşan şaşırtıcı heykeli “Flaman Savaşçı” 160 bin euroya satıldı. Fuarda Anish Kapoor, Joan Miró, Marina Abramoviç, Andy Warhol, Banksy ve Damien Hirst gibi dünyaca ünlü sanatçıların eserleri de vardı.

 

Galeri Manâ, NON, Pi Artworks, PİLOT, Rampa, ArtSümer, x-ist, Galeri Zilberman, Dirimart, Galeri Nev, Rodeo ve Sanatorium fuara Türkiye’den katılan galeriler. Dirimart’ta Yüksel Arslan’ın üç resmi ve Nuri Bilge Ceylan’ın büyük boyutlu fotoğrafı da sergilendi.  Bazı çağdaş Türk sanatçıların yabancı galerilerle yer alması da dikkat çekiciydi: Kezban Arca Batibeki, Murat Pulat ve Gülay Semercioğlu Leila Heller Galeri’den; Nuri Kuzucan Edouard Malingue Galeri’den ve Ramazan Bayrakoğlu Galerie Lelong’dan; Taner Ceylan Paul Kasmin Galeriden… Galeri Nev sanatçılarından Necla Rüzgar’ın doğayı farklı algılamalarla yansıttığı gerçek boyutlu yerleştirmeleri ve realist heykelleri hayvan ve insan arasındaki sınırları, canlı bedenlerin taşlaşmasını ve ölümü sorgulatması açısından da etkileyici. Aynı zamanda kadınlar, balıklar, kuşlar ve geyiklerden oluşan ve masal imgelerinden yola çıkan dünyası tedirginliğe de yol açıyor. ArtSümer standında çalışmaları sergilenen Gözde İlkin kumaş üzerinden sarkan ipliklerle bitmemişlik duygusu uyandırıp hem çağdaş hem de geçmişe ait bir etki bırakıyor. Yüzlerin görülmediği sosyal kimliklerinden kurtulmuş karakterleri işlediği canlı kompozisyonları görsel olmakla birlikte dokunma hissi de uyandırıyor.

Berlin’den Kornfeld Galeri’nin sanatçılarından Tamara Kvesitadze’nin 2012 tarihli ‘Erkek ve Kadın’ adlı paslanmaz çelik ve alüminyumdan heykelinde bir platform üzerinde yükselen parçalanmış bir erkek ve kadın bedeni bütünleşip birbirlerinin içinden geçiyor, sonra tekrar uzaklaşıyor. Toplum ve birey arasındaki ilişkiyi sorgulayan Gürcü sanatçının kinetik heykelinde kadın Gürcü Nino’yu, erkek Azeri Ali’yi temsil eder. Biri Hıristiyan diğeri Müslüman iki âşık genç evlenir ama Ali Rus işgaline karşı Azerbaycan topraklarını savunurken ölür. Bu heykel Azerbaycan - Gürcistan, Müslüman - Hıristiyan, Asya - Avrupa yanı sıra erkek ile kadının sonsuz aşkını ve evlilikten sonra bütünleşerek bir olmasını da simgeler. Bu heykelin 8 metrelik bir örneği Batum sahilinde bir caddedir.

İlgi gören heykellerden biri de ilk kez İstanbul’a gelen Hong Kong’dan Edouard Malingue Galeri’nin sanatçısı Fabien Mérelle’ye aitti. Genç Fransız sanatçının ilk gün satılan kafası kaya olan bir adam heykeli oldukça fantastik. Taş kafalı adamın silikondan vücudu ve pijaması ile beyaz tişörtü şaşılacak derecede gerçekçi. Küçüklüğünden beri çizimler yapan ve masalların karanlık dünyasını seven sanatçı heykellerinde ve kâğıt üzerine suluboya çalışmalarında kâbuslarını ve korkularını sembolik olarak yorumluyor. Gerçekle düşün karıştığı anları, endişeli ve gergin durumları gösterirken ya çıplak ya da pijamalı olarak kendi figürüne yer veriyor. İronik biçimde doğanın bütünlüğünü ve insan doğa arasındaki zaman zaman kopan bağı da vurguluyor.

Hong Kong, Şangay ve Singapur'da yer alan ve Pearl İstanbul’un Doğu-Batı arasında köprü görevi gördüğünü düşünen Pearl Lam Galerileri Zhu Jinshi, Qin Yufen, Su Xiaobai Li Tianbing, Kimiyo Mishima, Carlos Rolon / Dzine, Yinka Shonibare, MBE (RA) ve Ben Quilty ve Portekizci tasarımcı Joana Vasconcelos'un özel bir projesi ile fuarda yer aldı. Bilgisayar oyunu tetristen esinlenerek boyalı fayanslar, el yapımı yün tığ işleri, kumaşlar, polyester MDF, demir gibi malzemelerden oluşan soyut projede dalgalarla İngilizlerin ve Portekizlilerin denizle olan ilişkilerini vurguluyor. Teknolojiye gönderme yapan katı yapının etrafındaki eğlenceli bir şekilde renkli ve farklı malzemelerin birlikteliğiyle kadının el emeği ve üretimine karşılık teknolojinin tüketici rolüne eleştirel bir bakış da getiriyor. Geleneksel ve çağdaş toplumun referanslarını birlikte sunuyor. Çinli sanatçı Zhu Jinshi Batı tarzını ve Çin boyama tekniğini birleştirdiği resimlerinde boyayı kalın tabakalar halinde kullanır. Su Xiaobai de Çin kültürüne bağlı kalırken biçim ve malzemede Batı Modernizminden etkilenir. Eski lake tekniğini çağdaş biçimde uyguladığı katmanlı soyut resimleri heykel gibi bir görünüme sahip. Galerinin bir diğer sanatçısı Yinka Shonibare’in büyük boyutlu baskılı kumaş üzerine kırmızı, altın, kahverengi tonlarının ağırlıkta olduğu ve çeşitli malzemelerle oluşturduğu ‘Hong Kong Oyuncak Boyama’ adlı kolajında zengin ve ayrıntılı bir görsellik göze çarpıyor. Yıldızlı bir galakside 27 yuvarlak tuval etrafındaki oyuncaklarla, emek, güç, evsizlik, yoksulluk, zenginlik, günümüz ilişkileri, sömürgecilik ve küresellik üzerine bakış açısını ifade ediyor.

Modern ve Çağdaş İran sanatının geniş bir koleksiyonuna sahip Tahran’dan Assar Sanat Galerisi, Alireza Adambakan, Mohammad-Hossein Emad, Rıza Lavassani, Ahmed Morshedloo ve Babak Roshaninejad gibi sanatçıların son eserleriyle fuara katılmıştı. Şiirsel, mitolojik karakterler ve nesnelerle ilgilenen Rıza Lavassani’nin ‘Hayat’ adlı kartonpiyerden yapılan büyük heykelinde çirkin ve büyük bir nesneyi ayrıntılı olarak sevgiyle aktardığı gözleniyor. Berlin’den Kuckei + Kuckei Galeri’nin sanatçısı Miguel Rothschild’ın ‘Uykusuzluk’ adlı çalışmasında altın renkli toplu iğneleri siyah zemin üzerine saplayarak oluşturduğu evren görünümü çarpıcı ve detaycılığı ile hayranlık uyandırıcı. Lisson Galeri’den Julian Opie’nin Imogen adlı bilgisayarla oluşturulan animasyon görüntüsünde değişen yüz ifadeleri istenilen karede durdurulabiliyor. Donuk bir yüz, gülümsüyor, sonra tekrar somurtkan bir hal alıyor. Yalın ve sadece mimiklere odaklanılan portede konturlar belirgin.

Yönetmenliğini yine Dyala Nusseibeh, sanat yönetmenliğini Stephane Ackermann’ın üstlendiği ArtInternational, ticari amacı ve buna bağlı olumsuzlukları bir yana beyaz küpten bölmeler arasında sıralanan onlarca galeriden yüzlerce sanat çalışmasını bir arada sunarak, görsel ve sanatsal bir aura oluşturup; dünyada güncel sanattaki eğilimlere dair fikir edinmeyi sağlıyor. Ayrıca koleksiyoner, sanatsever, galerici ve sanatçıyı da buluşturuyor. Fuar kapsamında ticari faaliyetler dışında bağımsız sanatçılara ve gruplara da yer verilmiş. Canlı performanslar, yerleştirmeler, atölyeler, kısa film gösterileri ve söyleşiler gibi etkinlikler organize edilip İstanbul’un sanat ortamına canlılık getirilmesi amaçlanmış. Dünya kenti olmanın ölçütlerinde kültür ve sanat etkinliklerinin çokluğu önem taşıyor. ArtInternational ikinci yılı olmasına rağmen çağdaş sanat ortamı açısından bu ölçüte katkıda bulunmaya niyetli.

Nalan Yılmaz, Art International Sanat Fuarı, 2 Ekim 2014,  Lebriz Sanal Dergi
Nalan Yılmaz, Art International Sanat Fuarı 2015

*****Bu sayfalardaki yazıların tüm hakları yazara aittir. Sadece kaynak gösterilerek, yazar adı ve orijinal sayfanın aktif linki belirtilerek alıntı yapılabilir ve paylaşılabilir. Nalan Yılmaz adıyla tüm yazılar 'Creative Commons Attribution Noncommercial-No Derivative Works 3.0 Unported License' altında tescillidir.  Creative Commons License

0 comments :

Yorum Gönder