Sayfalar

8 Kasım 2012 Perşembe

Mavi Zambaklar ve Moda

Sakıp Sabancı Müzesindeki 'Monet'nin Bahçesi' sergisine gitmek için hiç durmayan ve şiddetli yağmurlu bir günü seçmişim. Yüksel Arslan'ın Santral İstanbul'daki retrospektifine de en soğuk günde gitmiştim. Sanat aşkı kar, yağmur dinlemiyor :).  Claude Monet'nin neredeyse soyut denilebilecek tabloları  etkileyici. Özellikle boyutları, boya dokusu, birbirinden ayrı fırça vuruşları, ışık, renkler izleyeni kendine çekiyor. Doğadan esinlenip geçici, anlık ışık oluşumlarını yansıtan sanatçı "Kuşlar nasıl ötüyorsa biz de öyle resim yapıyoruz" diyerek empresyonizm hakkında düşüncesini belirtir. Giverny'deki bahçesindeki  ışığın etkileriyle büyülü bir hal alan nilüferleri ve diğer çiçekleri tonların birbiri içinde eridiği, zarif biçimde ve sonsuz geçişlerle resmeder.

Müzedeki diğer sergi: 'Bir Ülke Değişirken - Tanzimattan  Cumhuriyete Türk Resmi'.  Bu galeride müzenin koleksiyonundaki resimler sürekli teşhirde.  Sergi Türk Resim Sanatı'nın gelişimini göstermesi açısından önemli. Şeker Ahmet Paşa, Hüseyin Zekai Paşa, Osman Hamdi, Süleyman Seyyid, Hoca Ali Rıza, Nazmi Ziya, İbrahim Çallı, Fikret Mualla vb. isimlerin manzara, natürmort ve figürlü çalışmaları görülebiliyor.  Fransa'da yaşamış olan bohem ressam Fikret Mualla'nın* aynı anda hem neşe hem melankoli barındıran, hayatı olağan akışı içinde gösteren resimlerinin ruhsal durumuyla ve bunalımlarıyla da ilgisi var. Herhangi bir sanatsal hareket içinde yer almayan, benzersiz çalışmaları kendi gerçekliği içinde bağımsız.