Sayfalar

9 Temmuz 2008 Çarşamba

Melankolik Kişi

Melankoli derin bir keder içinde hüzünlü, acı çeken, yalnız, umutsuz bir insanın içinde bulunduğu durumdur. Melankolik mizaçlı kişi yalnızlığı, toplumdan uzaklaşmayı ve insanlardan soyutlanmayı tercih eder. Diğer insanlarla yakın ilişkiler içine girmekten kaçar. Yaşamı boş ve anlamsız bulur. Mutluluktan çok içsel huzuru, sakinliği ve sessizliği arar. Melankolik insan huzurlu olabilmek, sakin bir hayat sürebilmek için yalnızlığı seçer. Ancak yalnız olduğunda da hayatla ve insanlarla olan ilişkilerini sorgulaması ve sürekli düşünmesi, kendine yönelik acımasız eleştirileri ve varoluşunun nedenini araması gibi sebeplerden dolayı bir türlü dinginliğe ulaşamaz. Sıkıntıları ve bunalımları sona ermez. İçinde bulunduğu dünyaya ve topluma uyumsuz olduğunu hisseder. Bu durum bazen onu hüzünlendirirken bazen de memnunluk hissi verir. Olayların, yaşamın ve insanların içinde olmaktansa dışarıdan çıkarsız, amaçsız bir izleyici ve gözlemci olmayı tercih eder. Bu da hafif içsel bir gülümsemeyi beraberinde getirir. Kimsenin yerinde olmak istemez. Kendi olmaktan memnundur ama kendiyle uğraşmaktan da geri durmaz. Bitmeyen sıkıntısı, boşluk içinde oluşu ve hüznü onu içinden çıkamayacağı kederlere de boğabilir. Hüznü bazen gülerek –Demokritos-, bazen ağlayarak -Heraklitos-, bazen de suskunluğuyla –Hölderlin- açığa çıkabilir. 

Duyarlı bir yapıya sahip olan melankolik kişi insanlarla iyi ilişkiler kurmak isteyebilir. Ancak doğal olmayan yapmacık ilişkiler, sahte kimlikler, maskeler, incelikten yoksun düşüncesiz davranışlarla karşılaştıkça vazgeçip içine kapanır. Doğal, içten, ruhun özünü kavrayabilmiş ve onu yansıtabilen bilgelikteki insanlarla karşılaşmayı ummak ister ama umutsuzdur çünkü insan içinde bulunduğu toplum düzeninde -özellikle para ve statü odaklı kapitalist düzende- böyle bir şeye pek yatkın değildir. Birbirlerine güvenemeyenlerden oluşan toplumlarda maskeler takılmadan rahat edilemez. Melankolik insan çelişkiler içindedir ve kararsızdır. Bir yandan yalnızlığı seçmesinden hoşnuttur bir yandan da toplum içinde olmayışının hüznünü duyar. İnsanlarla ilişkilerinde hep bir sorun vardır. Anlaşılamaması, mizacı gereği farkındalığı, uyanık ve bilinçli yapısından dolayı iletişimde güçlük çekebilir. Toplumsallaşmaktan, bir yere bir kimseye bağlı olmaktan kaçınmak melankoliklerin tutumudur. Kendilerine duydukları saygı, kendilerine yönelik olmaları belirgin özelliklerindendir. O nedenle aylaktırlar. Kendi sorunlarını çözemeyen insanların başkalarını yargılamaları ve incitici sözler söylemeleri karşısında da her seferinde şaşkındırlar. Zamanla insanların bu davranışlarına üzülmeyi bırakırlar. 

Yalnız bir münzevi olmayı tercih eden melankolik kişinin kendine yönelişleri hem en güzel hem de en sıkıntılı anlarıdır. Güzeldir çünkü kendisini kendinden başka anlayacak biri daha yoktur. Sıkıntılıdır çünkü sorgulamaları, kendini eleştirmesi, düşüncelere dalması onu içinden çıkamayacağı durumlara götürebilir. Yine de bazı insanlar gibi yalnızlıktan, dolayısıyla kendilerinden kaçmazlar tam tersi kendi alanlarındayken huzur bulabilirler. Melankoliklerde hep bir karşı koyuş ve başkaldırı görülür. Özgürlüğü ararlar. İnançlardan uzaklaşınca da acı ve boşluk içine düşerler. Yanlış giden bir şeyleri sezerler. Daha iyilerinin olabileceğini düşlerler ancak başarısızlığa uğrayınca acı çekerler. Bu gerilimli ortam sanat ve yaratıcılığın da ortamıdır belki de.

Sürekli arayış içinde olan melankolik kişi kendine yönelik durumlarda hep bir karşı koyuş ve başkaldırı gösterir. Her şeyde hiçliği görür. Hiçliği ve özgürlüğü duyumsar. Arayışı olanaksız bir dünyaya doğrudur. Bu dünyada olmayan başkalıkların özlemi içindedir. Uyumsuzluğu ve kabullenemeyişi bundandır. Nietzsche’nin dediği gibi ‘Sürülere özgü zevkler herkes için değildir’. Sürülere özgü olanlar melankolik ruhlar için de geçerli değildir. Uyumsuzluk acı verse de, acıdan kıvransa da kendisini bir yere, bir tanıma yerleştirmek istemez...

Son söz: Hafif bir melankoli her insan için gereklidir ancak kronikleşip hayatı zindana çeviren depresyona dönüşmemesi kaydıyla. Çünkü hayat içinde her şeye rağmen sevgiyi, sevinçleri, neşeyi, mutlulukları ve güzel anları da barındırır. Zaten her şey tek bir andadır. Hepimiz de birbirimizle bağlantılıyız. 2023.

Bu yazımın tamamı Melankoli 1 Ekim 2005 tarihinde Hürriyet'in Agora adlı haftalık internet dergisinde yayınlandı.

*****Bu sayfalardaki yazıların tüm hakları yazara aittir. Sadece kaynak gösterilerek, yazar adı ve orijinal sayfanın aktif linki belirtilerek alıntı yapılabilir ve paylaşılabilir. Nalan Yılmaz adıyla tüm yazılar 'Creative Commons Attribution Noncommercial-No Derivative Works 3.0 Unported License' altında tescillidir.  Creative Commons License

1 yorum :