10 Temmuz 2008 Perşembe

Melankoli ve Yazı Hırsızları

Aşağıdaki yorumu bir sitenin agora'da yayınlanan 'melankoli' adlı yazımı kendi sayfasına aldığını fark ettikten ve yazıya yapılan 200'den fazla yorumu okuduktan sonra yazdım:  

"Melankoliklik günlük hayatta herkesin başına gelebilecek sıkıntılarla değil varoluşsal kaygılarla ilgilidir. kişinin kendisini, yaşamı, niye burada olduğunu sorgulaması, düşüncelere dalması ve çözümler aramasıdır. çözüm bulamayınca hissettiği çaresizlik ve umutsuzluk duygusudur. bütün insanlığın binlerce yıldır çektiği sıkıntıları, acıları duyumsayabilmesidir. acı çeken milyonlarca insan varken çok mutlu olabilmek mümkün müdür? kişisel mutluluk yetmiyor. dünyadaki haksızlıkları değiştirme şansı olmadığını anlayan kişi ya boşverecek ya melankolik olacak. yine de insanların dikkatini bir şeylere çekebilmek ve bu dünyayı daha yaşanılabilir hale getirmek için üretimde bulunmak gerekiyor, vazgeçmemek. sanatla, bilimle, politikayla, sporla ne ile olursa olsun faydalı olmaya çalışmak. herkes elinden gelenin en iyisi için çaba göstermeli sonuç istediği gibi olmasa bile. yoksa “aa bende melankoliğim napıcaz şimdi” demek çok yüzeysel bir yaklaşım. bütün bunları yukarıdaki “melankoli” yazısını araştırıp yazan biri olarak söylüyorum. insanın bir deniz kıyısına çekilip tek başına denize bakarak düşüncelere dalması da melankolidir. tatlı bir hüzündür. evet bu tatlı hüzünden de keyif alınabilir yeter ki derin bir kayboluş içinde olunmasın. dünyanın kötü, olumsuz yanları kaçınılmaz ama iyi olanları da görüp çoğaltabilmek gerekiyor."...

Sözü edilen site yazıyı Agora sayfalarından kaynak göstermeden almış. Üstelik alıntılar yaptığım cümleleri numaralandırıp notlar bölümünde yazarları belirtmiştim. O kısımları da çıkarmışlar. Kendilerine link eklemeden bu yazıyı sayfalarında kullanmalarının doğru olmadığını yazdım. Bunun üzerine sadece 'kaynak: hürriyet' diye ekleme yapılmış. Ne tarih, ne link, ne yazar adı var. Bir de kendilerine ait olmayan bu yazıyı bloglara veya forumlara aktarmak isteyen okuyuculara verdikleri cevap şu: "Tabi ama siteyi kaynak olarak gösterirseniz"!!! Söyleyecek söz bulamıyorum bu gibi kişilere...

Araştımalarımı, yazılarımı sadece üniversite hocalarının kütüphanelerinin bir köşesinde kalmasını ya da birkaç öğrenci dışında kimsenin bilmemesini doğru bulmayıp bilgiyi paylaşmak istediğimden internet ortamına aktarıyorum. Ne yazık ki kolaya kaçanların kopyala yapıştırla sahiplendiklerini gördükçe üzülüyorum. Belki de bilgiyi geniş kitlelerle paylaşmak hata. İsteyen aradığı bilgiye birkaç tuş ardından değil de çaba göstererek ulaşmalı: o yazıları oluştururken benim yaptığım gibi dışarı çıkmalı, kütüphaneleri dolaşmalı, fotokopiler çektirmeli, kitaplar satın almalı. Sonra da o bilgileri okuyup özümseyip gerekli bulduğu bölümleri yazısında kullanmalı, yeni düşüncelere ulaşırken esinlenmeli, kafa patlatarak yeni bir şeye dönüştürmeli. Hem emek, hem zaman, hem para harcamalı.

Yüksek lisans ve doktora yapan herkes nasıl araştırma yapılacağını, nasıl makale yazılacağını ve makalenin kurallarını bilir. İnternet ortamında ise kolaycılık ve tembellik ön planda. O yüzden Türkçe içeriklerin hepsi birbirinin aynı. Yeni ve doğru düzgün bilgi yok. Kişisel blogların bazıları içerik yönünden pek çok siteden daha iyi.

Melankoli başlıklı yazımın 1 Ekim 2005'de ilk yayınlandığı gerçek hali Agora'da.

*****Bu sayfalardaki yazıların tüm hakları yazara aittir. Sadece kaynak gösterilerek, yazar adı ve orijinal sayfanın aktif linki belirtilerek alıntı yapılabilir ve paylaşılabilir. Nalan Yılmaz adıyla tüm yazılar 'Creative Commons Attribution Noncommercial-No Derivative Works 3.0 Unported License' altında tescillidir.  Creative Commons License

0 comments :

Yorum Gönder



Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...